Paylaş
“Bu fuar bu şekliyle gitmez, gidemez.
İZFAŞ bir an önce sektör bileşenleriyle bir araya gelip OLIVTECH’e yeni bir yol haritası çizmeli.
Çizilmezse ne mi olur?
Üretici çoktan ‘İstanbul’ demeye başladı bile!” demiştim.
Sağ olsunlar, İZFAŞ’tan çıt bile çıkmadı.
Ama toplumun farklı kesimlerinden çok sayıda telefon, mailvs. geldi.
Bunlardan biri de Haluk Mesci…
Haluk Bey, reklam sektörünün duayenlerinden.
1973’te Manajans’ta başladığı reklamcılık kariyerinde çok sayıda ajans kurup, yöneticiliğini yapmış bir isim.
Dedi ki:
“OLIVTECH yazınızı okudum.
İnanın hiç şaşırmadım izleniminize ve koyduğunuz tanıya.
Sorunun herhangi bir sektör özelinde değil, fuarizmirgenelinde olduğu
inancım tazelendi.
Ocak 2015'te İZFAŞ için yaptığım misyon-vizyon sunumu ve sonrasındaki
geniş katılımlı çalıştay sonucunda…
Fuar için çok doğru ve güzel bir varlık nedeni (misyon) ifadesine ve bu uğurda ne yapacağı ifadesine (vizyon) ulaşmıştık.
Gelgelelim, bunu ne anlayan oldu ne uygulayan.”
Ben daha ne diyeyim!
///
Yeni rota Almanya
MALUM, insanlar kredi bulmakta ve sürekli yükselen fiyatlar yüzünden yeni ev almakta zorlanıyor.
Konut arzı önemli ölçüde düştü.
Gayrimenkulü güvenli liman olarak görenler ise gözlerini dövizle kira getirisi sağlayan yurtdışında yatırım fırsatlarına çevirdi.
Duyduğuma göre İzmir merkezli Coordinat Yapı’nın kurucuları Onur Durmuş ve Caner Tan da bu ihtiyaca yönelik bir adım atarak Almanya’nın Duisburg kentinde 38 daireden oluşan bir konut projesine başlamış.
İki ortak, kurdukları Coordinat Construction GMBH firmasıyla Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın farklı ülkelerinde yatırım yapmayı planlıyorlarmış.
Bunun üzerine ikisini de aradım.
Onur ve Caner’in aktardıkları özetle şöyle:
“İnşaat firması olarak ihracat yapmak istedik.
Türkiye’den bazı malzemeleri Almanya’ya götürüyoruz.
Orada Alman işçiler Türk malzemelerini kullanarak çalışıyorlar.
Zaten Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin Türkiye ve İzmir’le önemli ticari ilişkileri bulunuyor.
İki ülke arasındaki ticaretin yüzde 40’ı buradan sağlanıyor.
Dünyanın en önemli ticari fuar merkezleri de bu eyalette yer alıyor.
Amacımız yurtdışında yatırım için bir güven noktası olmak.”
Türkiye’nin yanı sıra yurtdışında da konut ihtiyacı artarak devam ediyor.
Ve Türk firmaları yurtdışında birçok başarılı projeye imza atıyor.
Bunların arasında bir İzmirliyi görmek gurur veriyor.
Devamının gelmesi dileğiyle!
///
Zeminde de büyüyor
KURULUŞUNUN 30’uncu yılını kutlayan Tanyer Yapı’yı, İzmir’e kazandırdıkları nitelikli konut projeleriyle tanıyoruz.
Kulağıma gelen bilgiye göre son dönemde zemin ve taahhüt işlerinde de önemli ivme yakalamışlar.
Şirket bünyesinde oluşturdukları zemin grubu, teknoloji ve altyapı ekipmanlarına çok büyük yatırım yaparak İzmir başta olmak üzere sektördeki pek çok tanınmış marka ve projenin çözüm ortaklığını üstlenmiş.
Kentimiz adına sevindirici bir gelişme.
Zira, birinci derecede deprem bölgesi üzerinde yer alan İzmir’de yeni konut almak isteyenlerin aklında birçok soru var.
İnsanlar bilinçlendikçe artık konutun mimari özelliklerine, beton kalitesine ve kullanılan malzemelere daha çok dikkat ediyor.
Tanyer Yapı Zemin Grubu Koordinatörü Batuhan Tozburun’lakonuşurken şunları söyledi:
“Bir inşaat mühendisi olarak, tercih edeceğim konutta doğramalara veya ebeveyn banyosu olup olmadığınabakmıyorum.
Benim önceliğim zemin iyileştirme imalatlarını hangi firmanın yaptığı, bu konuda yeterli bilgi birikimi veya ekipmanının olup olmadığı.”
Demem o ki bu ve benzeri uyarılara kulak vermekte fayda var.
///
Gücünü yapay zekâdan alıyor
EFENDİM, yapay zekâ baş döndürücü bir hızla iş hayatının neredeyse her alanında kendini belli etmeye başladı.
Sadece komutlar vererek metin yazan, soruları farklı dillerde cevaplayan, tercümanlık görevi üstlenen, görseller ve video içerikleri üreten yapay zekânın geleceği herkesin merak konusu.
Yapay zekânın uzandığı bir alan da web tasarımı ve kurumsal kimlik çalışmaları oldu.
Kulağıma gelen bilgiye göre dijital reklam, tasarım ve yazılım alanlarında hizmetler sunan Asil Temel ve Emre Acar, kurdukları ‘Verbi Dijital’ bünyesinde yapay zekâyı temel alarak tasarladıkları sistemle hem hız hem de maliyet avantajı sağlıyorlarmış.
Öyle ki günümüz koşullarında 100 bin TL’den başlayan bu işi yapay zekâyla neredeyse 10’da 1 oranına indirmişler.
Bununla da kalmamışlar, normalde 1 ay olan teslim süresine 3 güne çekmişler.
Temel ve Acar’a, “Yapay zekâ denince, ‘İşimiz elimizden gidecek’ gibi bir korku var” ne diyorsunuz diye sordum.
“Biz, ‘Yapay zekâyla nasıl çalışabiliriz?’ konusuna kafa yorduk ve yapay zekâyı temel alarak bir sistem geliştirdik. Türkiye’nin ilk yapay zekâ entegreli ajansını kurduk. Bu da hız ve maliyet gibi önemli avantajlar elde etmemizi sağladı”yanıtını verdiler.
Görünen, Asil ve Emre, bu alandaki potansiyeli iyi fark etmişler ve hızla harekete geçmişler.
Onların bu alandaki yenilikçi çalışmalarını izlemeye devam edeceğim.
Paylaş