Farklı aynalar toplarım bana hep geleceğe bakmayı hatırlatır

Öyle ki, bir şeyi yapmayı kafasına koyduysa onu birinin tutması mümkün değil. Müthiş sabırlı. Asla pes etmiyor. Hem çok çalışkan, hem de çok sosyal. İşi ile başkanı-üyesi olduğu sivil toplum kuruluşları arasında adeta mekik dokuyor. Bir orada, bir burada... Enerjisi inanılmaz. Yorulmak nedir bilmiyor. Koşturup duruyor. Hep yeninin ve daha iyinin peşinde. Hedeflerine ulaşma yolunda hiç kimsenin hızına yetişmesi mümkün değil. Dostluklara da çok önem veriyor. Hoş bir ev, yakın ilişkiler, kalıcı güzellikler peşinde. Burcunun aksine değişimden yana. ‘Zihniyetleri değiştirmek atomu parçalamaktan zordur’ denilse de, o bu tarz söylemlere kulak asmıyor. Kendisindeki ve çevresindekilerin gücünü ortaya çıkarmak için çabalıyor, projeler üretiyor. ‘Ben’ değil, ‘biz’ diyor. Ekip ruhuna, takım çalışmasına inanıyor. O, Huriye Serter... İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı. 62 aktif iş kadınıyla birlikte tüm enerjisiyle ‘Başka kadınlar için ne yapabiliriz?’in peşinde. Kadının fiziğiyle değil, başarısıyla anılacağı bir Türkiye için çalışıyor. Aslında müzik öğretmeni. Şan bölümü mezunu. Dolayısıyla şarkı söylemeyi çok seviyor. Eski eşya, taş ve kum biriktiriyor. Farklı aynalar da topluyor. Çünkü aynalar ona hep geleceğe bakmayı hatırlatıyor. En sevdiği lezzet bitter çikolata. Eşi ve oğlunu kırmamak adına Galatasaraylı. Beyaz gömlek ve beyaz tişörtten vazgeçemiyor. Keyifle okumanız dileğiyle...

HAYAT FELSEFESİ
Diğerleri için ne yapıyorsun?

OTOMOBİL
Karşıdan gelene asla güvenmem

* İlk arabam eşimin hediyesi 1994 model Opel Corsa idi. Şimdi BMW 1.16 kullanıyorum. Otomobillerim benimle özdeşleşir. Kolay kolay vazgeçemem. Daha önce de Opel Tigra vardı. Çok üzülerek sattığımı hatırlıyorum. Ama alan kişi de eşine hediye edeceğini söyleyince birazcık sakinleşmiştim. Arabamı kendim kullanırım. Yanımda şoför olursa kendimi özgür hissetmem. Arabada marka sağlamlık açısından önemlidir benim için. Üst üste aynı renkte otomobil kullanmam. Şu anki otomatik olsa da vitesli araç bana daha çok zevk verir. Ehliyetimin 30’uncu yılı olsa da karşıdan gelene güvenmem.

BESLENME
Sofra dizaynına dikkat ederim

* Güne kocaman bir bardak su içerek başlarım. İçinde genelde bir dilim elma olur. Ya da damla sakızı. İkisi de ömrü uzatıyor. Ardından kahvaltı yapmaya gayret ederim. Eşim yapmadan çıktıysa tek başıma yapmam. Klasik kahvaltıyı severim. Üstüne de işyerine gittiğimde mutlaka Türk kahvesi içerim. Pazar günleri masamız biraz daha çeşitlenir. Suyun yanına portakal suyu eklenir. Peynir olmadan asla kahvaltı yapamam. Hatta her öğün yerim. Öğlenleri daha çok geçiştiririm. Genelde yazın karpuz, kışın salata yerim. Ya da diyet kraker, peynir ve çay. Akşam yemekleri benim için bir ritüeldir, hele çocuklar da geldiyse! Hafta içi bir akşam zeytinyağlı varsa diğer akşam mutlaka et olur soframızda. Hafta sonları genelde balık yeriz. En sevdiğim lezzet bitter çikolata. Gece bile uykum kaçarsa kalkıp yerim. Hatta eşim evde yoksa akşam yemeği niyetine tüketirim. En az hoşlandığım, hiç yemediğim ise maalesef yumurta. Hayatı çok yoğun yaşayan ve bundan zevk alan bir insanım. Ama mutlaka yemek yapmaya zaman ayırırım. Eşim yemeklerin içine sevgi kattığımı söyler. Sofra dizaynına çok dikkat ederim. Kendimiz için özel masalar kurarım. Hiç üşenmem, mumlar yakarım. En basit yemeği bile süslerim. Mantarlı kremalı et ve karnıyarıkta iddialıyım. Oğlum mozaik pastamı da çok sever.

MEKAN
İşletmeden çok çalıştıran önemli

* Bu kadar çok seçenek varken içlerinden yerel olanları bulmak ve oralarda yemek benim en büyük lüksüm. İzmir’de Adil Müftüoğlu çok eski geleneksel bir lokanta. Çeşme Çiftlikköy’deki Gökkuşağı güzel bir aile işletmesi. İstanbul’da 3’üncü kuşağın işlettiği Kuzguncuk İsmet Baba Meyhanesi, İtalya Como’da Ristorante Sociale cephesinden görünmeyen arka bahçesiyle harika. Milano’da Aromando yöresel tatlara yer veren trattorialardan. Paris’te Le Qincy geleneksel yemekler yapan harika bir restoran. Benim için mekandan çok çalıştıran kişi önemli. Güler yüzle karşılıyor mu, temiz mi, sohbet ediyor mu? Bunlar varsa zaten yemeğin lezzeti oluyor.

SPOR
Yürüme bandından ibaret

* Benim spor yapmam sadece evdeki yürüme bandından ibaret. Akşam işten gelince mutlaka en az yarım saat yürürüm. Başka sporlarla uğraşmaya hep özenirim ama bir türlü zaman ayıramam. Bir de yazları bisiklete binerim. Hafta sonları Çiftlikköy’de olduğumuz zamanlar araba kullanmam, her yere bisikletle giderim. Eşim ve oğlumu kırmamak adına Galatasaraylıyım. Ama 3 futbolcusunu say deseniz sayamam. Dağcılık bana hep ilginç geldi. Zirveye ulaşma duygusu müthiş bir macera. Bu sırada kendini, yanındakini tanıma, motivasyon çok zevkli ve öğretici olsa gerek. Kim bilir amatörce de olsa belki bir gün denerim.

TATİL
Kendime verdiğim ödül

* Yurt içinde asla vazgeçemeyeceğim yer Çeşme. Ama değişik yerler keşfetmeyi de severim. Abant, Kaz Dağları, Mardin çok keyifle gezdiğim yerler. Yurt dışında ise Fas çok etnik, Bosna Hersek hüzünlü ama bir o kadar da bizden, Brugge romantik, Yunan adaları her yıl mutlaka! Milano zaten mesleki olarak da sık gittiğim ve her defasında enerjisinden müthiş etkilendiğim bir şehir. Ve tabii ki Como... Küçük ama şık ve yine romantik bir tatil beldesi. Tatil benim için eşimle birbirimizi yeniden keşfettiğimiz, başka hiçbir şey düşünmeden birlikte olmaktan mutlu olduğumuz, yenilendiğimiz, kendimize verdiğimiz bir ödül.

HOBİ
Eski eşya, taş ve kum toplarım

* En büyük hobim takip ettiğim blog yazılarını okumak, gittiğim tatil beldelerinden taş ya da kum getirmek. Okumak için de mutlaka zaman yaratırım. Aynı anda birkaç kitaba başlarım ve altını çizerek okumayı severim. Bazan yanına notlar da alırım. Hatta zaman bulursam özetini bilgisayarımda yazarak saklarım. Müzikle aram çok iyi. Müzik öğretmeniyim. Şan bölümü mezunuyum. Şarkı söylemeyi çok severim. Bir şeye kızdıysam ya da sinirlendiysem bile içimden şarkı söylemek gelir. Ayrıca, eski eşya biriktiririm. Çiftlik evimizin bahçesindeki küçük müştemilatta oradan buradan aldığım veya bana verilen eski, yaşanmışlığı ve hikayeleri olan mobilya ve eşyalar var. Bir defasında İstanbul Horhor’dan aldığım tahta bavuldan yaşlı bir çiftin fotoğrafları çıkmıştı. Günlerce ağlamıştım, neden sahip çıkmamışlar diye. Farklı aynalar toplarım. Aynalar bana hep geleceğe bakmayı hatırlatır. Senfoni konserlerini takip etmeye çalışırım. Opera da vazgeçilmezlerim arasında.

KARİYER
Şan Bölümü’nde okudum

* Üniversiteyi Dokuz Eylül Üniversitesi Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı Şan Bölümü’nde okudum. Mezun olur olmaz, 15 yaşında tanıştığım çocukluk aşkımla evlendim. Ve hemen oğlum Yağız doğdu. Ardından 2 ay öğretmenlik yaptım. Tayinim İzmir dışına çıktığı için ayrılmak zorunda kaldım. Oğlum 3 yaşına geldikten sonra eşimin şirketi olan Serter Büro Mobilya’da önce mağaza sorumlusu olarak çalıştım. Daha sonra koltuk üretiminin başına geçtim. Bu arada sanat yeteneğimden de aldığım ilhamla mobilyalar tasarlamaya başladım. Aynı zamanda inşaat şirketimiz var ve son projemiz çok sevdiğimiz Çeşme Çiftlikköy’de. ‘Su Evleri’ projemize çok önem veriyoruz ve her şeyiyle birebir ilgileniyoruz. İş yaşamımın yanı sıra pek çok sivil toplum kuruluşunda da görev aldım, almaya devam ediyorum. BPW’de saymanlık, Türk Alman Dostluk Derneği’nde genel sekreterlik, MEV Avni Akyol Okulları’nda Koruma Derneği Başkanlığı ve MEV Spor Kulübü Genel Sekreterliği görevlerini yaptım. Ayrıca, Ege Inner Wheel Derneği’nde üye olarak çalıştım. 2005’ten bu yana Rotary 2440’ıncı Bölge Federasyonu’nda çalışmalarımı zevkle sürdürüyorum. Şubat 2016’dan bu yana büyük bir aşkla bağlı olduğum İzmir İş Kadınları Derneği’nde (İZİKAD) Yönetim Kurulu Başkanlığı yapmaktayım. Biz orada kocaman bir takımız. 62 aktif iş kadını olarak tüm enerjimizle ‘Başka kadınlar için ne yapabiliriz?’in peşindeyiz. Kadının başarısıyla anılacağı bir Türkiye için çalışıyoruz. Çocukken mimar olmak isterdim.

GÜNE BAŞLANGIÇ
Kahvaltıda günümü planlarım

* Geç yatmayı severim. 08.30’da kalkarım. 09.30 gibi de evden çıkarım. Kahvaltımı yaparken gazetemi okur, e-postalarımı kontrol eder, günümü planlarım.

MODA
Giysim beni motive etmeli

* Modayı takip ederim ama moda diye her şeyi yapmam. İçselleştirmem gerekir. Kendime uygun olanı seçerim. Çok ciddi kıyafetlerin içinde kendimi rahatsız hissederim ve coşkumu yitiririm. Spor şık tarzını severim. Giysim beni motive etmeli. Beyaz gömlek ve beyaz tişörtten vazgeçemem. Farklı çantaları da severim. O yıl hangi renkler modaysa genelde kullanırım ama beyazdan kışın bile vazgeçmem. Ayakkabı almayı çok severim. ‘Tamam artık bu son derim’ ama görünce dayanamam.

TEKNOLOJİ
Özel yaşamım bana ait

* Gelişen dünyada teknolojinin büyük gereksinim olduğunu bilirim. Gerek işimde, gerek İZİKAD’da mutlaka kullanırım ve kullanılmasını isterim. Facebook’ta varım. Özel yaşamım benimdir, kesinlikle paylaşmam. Sadece sivil toplum kuruluşlarındaki çalışmalarımı örnek olması açısından ve teşekkür amacıyla kullanırım. Vaktim oldukça ve aklıma geldikçe takip ederim.

SEVİMLİ DOSTLAR
3 Golden’ımı da kaybettim

* Birkaç yıl öncesine kadar 3 Golden’ım vardı. Büyükanne, anne ve torun 3 nesil birliktelerdi. Ama önce torundan başlayarak hepsini kaybettik. O kadar üzüldük ki, bir daha beslemeye cesaret edemiyoruz.

ASTROLOJİ
Hem boğayım, hem de aslan

* Boğa burcuyum, yükselenim de aslan. Gazeteyi açınca falımı da okurum. Her yılbaşında da mutlaka bir burç kitabı alırım. Kızımla birlikte okuyup yorumlar yaparak eğleniriz.

KİMDİR?
Adı ve soyadı: Huriye Serter
Doğum yeri: Dörtyol, Hatay
Eğitimi: Dokuz Eylül Üniversitesi Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı Şan Bölümü
İşi: İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD) Yönetim Kurulu Başkanı, aile şirketlerinde yönetim kurulu üyesi ve ürün koordinatörü
Burcu: Boğa, yükseleni aslan
Medeni durumu: Bedri Serter’le evli ve Yağız, Ayşin, İlayda adında 3 çocuk annesi