Paylaş
Reform sürecinin, bir yol kazasına kurban verilmemesi için azami derecede özen gösterilmesi gerekiyor. Çünkü yaşadıklarımız bize gösterdi ki reformlar olmadan işler yürümüyor. Türkiye’nin tek çıkış yolu reformlardan geçiyor. Şu da bir gerçek ki Erdoğan’dan başka bu değişimi yapabilecek bir lider görünmüyor.
SÜRECİN DİNAMİKLERİ
Yeni sürecin dinamiklerinin doğru anlaşılması gerekiyor. İki sûtün üzerine yükseleceği anlaşılıyor.
1- Hukukun üstünlüğünü tahkim edecek düzenlemeler.
2- Sermaye ve mülkiyet hakkını güvenceye alacak, yerli ve yabancı yatırımcıyı teşvik edecek yasal değişiklikler.
Bu konuda Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün başkanlığında bir çalışma yürütülüyor. Çalışmalar olgunlaştırıldıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sunulacak. Ayrıca Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan ile Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün iş dünyası ile bir araya gelmesi için hazırlıklar son aşamaya geldi. Lütfi Elvan, sosyal medya hesabından iş dünyasıyla görüşme öncesinde Adalet Bakanı Gül’le bir araya gelip ön hazırlık yaptıklarını duyurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, iş dünyasının temsilcilerine iki bakanın kendileriyle toplantı yapacağını belirterek, “Hukukun üstünlüğü konusunda hazırlık yapın” dediği söyleniyor. Toplantıya TOBB, TÜSİAD, DEİK, MÜSİAD, YASED, TİM gibi kuruluşların davet edilmesi bekleniyor.
BAHÇELİ’YE ÖZEN
Öncelikle iki noktanın çok iyi anlaşılması gerekiyor: Yeni bir reform sürecine giriliyor ama bu geçmişte yaşanan çözüm sürecinin benzeri değil. İkincisi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın reform sürecini MHP ile birlikte yürüteceği anlaşılıyor. Kimse MHP’siz bir reform süreci yaşanacağı gibi yanlış bir hesabın içine girmemeli. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hafta sonu partisinin il kongreleri nedeniyle yaptığı konuşmada da “Sayın Devlet Bahçeli’ye ve tüm MHP camiasına, 15 Temmuz darbe girişimi ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi başta olmak üzere, ülkenin ve milletin menfaatine olan her hususta yanımızda bulundukları için bir kez daha şükranlarımı sunuyorum” dedi.
Bu doğru bir tercih.
Hem reform sürecinin siyasi desteğinin güçlü olabilmesi için MHP’ye ihtiyaç var hem de reform için yola çıkmışken, bir siyasi kaos yaşanmasına fırsat verilmemeli. Çünkü o zaman ortada reform kalmaz, Türkiye başka bir yere savrulur.
İŞ DÜNYASINDAN DESTEK
Bir süredir iş dünyasının nabzını tutmaya çalışıyorum. Reform sürecine güçlü bir şekilde destek veriyorlar. Türkiye’nin yeniden reform iklimine dönmesi, AB ile ilişkileri gündeme alması, mal varlıkları ve sermayenin teminat altına alınması, hukukun üstünlüğü gibi konularda çalışma yapılacak olmasını yararlı buluyorlar. Yerli ve yabancı sermayeyle ilgili atılması gereken adımlarla ilgili olarak hükümete iletilmek üzere çalışmalar yapıyorlar.
İŞ DÜNYASI KONUŞUYOR
TOBB’un düzenlediği ekonomi şurâsından sonra bazı işadamlarının “2003-2004’teki Recep Tayyip Erdoğan ile toplantı yaptık. 2003-2004’teki havayı kokladık” dediklerini aktarmıştım. İş dünyasının bir sorunu vardı. Konuşmuyorlardı. Ama artık konuşuyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmede “İş adamları yatırım yapmaktan korkuyor” diyebiliyorlar. Erdoğan’ın “Ben yatırımları destekleyen bir cumhurbaşkanıyım. Neden yatırım yapmaktan korkuyorlar?” diye sorması üzerine, “Siz yatırımları destekliyorsunuz. Sizden kaynaklanan bir korku yok. Tam aksine, siz teşvik ediyorsunuz. Ama bazı kurumlar iş dünyasının üzerinde Demokles’in kılıcı gibi. Onlardan çekindikleri için yatırım yapmıyorlar” diyorlar. Erdoğan bunun üzerine, “Hazine ve Maliye Bakanı ile Adalet Bakanı sizinle toplantı yapacaklar. Ona göre hazırlığınızı yapın” diyor.
2023’E GİDEN YOLLAR
Yeni reform süreciyle Türkiye’yi 2023’e taşıyacak iklim hazırlanıyor. Millet değişim istiyor ama mevcut muhalefetin bunu gerçekleştirecek kapasitede olmadığını görüyor. Değişimi başarırsa Erdoğan başarır kanaati hâkim. O nedenle diyorum ki reform süreci yol kazasına kurban edilmez ve doğru yönetilirse, 2023 seçimlerinin sonucunu tayin edebilir.
ÜMİT ÖZDAĞ: ‘BELGELERİ SAVCILIĞA TESLİM EDECEĞİM’
ÜMİT Özdağ’la aramızda espri konusu oldu. Telefonumu ne zaman açsa, “Sayın Selvi, parti kurmaya mı karar verdiniz?” diye soruyor. Bu kez ben erken davrandım. “Ümit Bey, başkalarından duymanızı istemedim” deyince kahkahayı patlattı. Bu arada dikkatinizi çekerim, Ümit Özdağ, “Yeni parti kuracak mısınız?” sorularına siyasi cevap veriyor. “Her şeyin zamanı var” diyor.
Ümit Özdağ’ın öncelikleri farklı. İYİ Parti’den ihracıyla ilgili resmi yazı kendisine ulaşmış. Dönüş için 1 ay içinde dava açmaya hazırlanıyor. MHP’den dolayı bu işte deneyimli. Enver Altaylı’yla ilgili iddiaları nedeniyle ifade vermiş. Çok önemli bir açıklamaydı. İYİ Parti’yle ilgili iddiaların gölgesinde kaldı ama Enver Altaylı’nın, “Parti kurmayın, sokağa dökülün” dediğini iddia etmişti. Mahkemede Enver Altaylı ile görüşmesini aktarıp sözlerinin arkasında durmuş. Bu arada Enver Altaylı, mahkemeden hakkında yazdıklarımız nedeniyle benim ve Nedim Şener’in hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etmiş. Henüz savcılıktan bize intikal eden bir şey yok. Ama öyle olursa davaya müdahil olmayı düşünebilirim.
GÖRÜNTÜLER SOSYAL MEDYADA
Ümit Özdağ, bir yandan da Buğra Kavuncu’yla ilgili soruşturmaya hazırlanıyor. Özdağ’ın “Buğra Kavuncu FETÖ’cüdür” iddiası üzerine savcılık soruşturma başlatmıştı. Ümit Özdağ’a tebligat gelmiş, gidip ifade verecek. “Savcılığa giderek elimdeki belgeleri teslim edeceğim” dedi.
Bence Meral Akşener, Ümit Özdağ’ı hafife aldı. Ümit Özdağ sarsmaya devam edecek. Özellikle de İYİ Parti’nin HDP ile Anayasa çalışması yaptığı iddiasının peşini bırakmamakta kararlı. Bu konuda sesli ve görüntülü kayıtları sosyal medyada izlemeye devam edeceğiz gibi.
Paylaş