Paylaş
Erdoğan’ın bir vurgusu daha olmuştu. Erdoğan, “Amacımız tüm kurumlarımızın mülkiyet hakkına, salahiyet hürriyetine, hukuki güvenliğe, ifade özgürlüğüne ve özgürlükleri kısıtlayan diğer tüm uygulamalara karşı duyarlı olmalarını sağlamaktır” demişti.
Aradan 1 yıl geçti. Yargı reformuna uygun düzenlemeler yapıldı. Ama aynı zamanda yargı reformu aksine kararlara tanıklık ettik. Bu iş düşe kalka ilerledi.
Geçen hafta ise Erdoğan, reformlar konusunda üst üste güçlü mesajlar verdi. “Ekonomi ve hukukta reform seferberliğini başlatıyoruz” dedi. “Ekonomi, hukuk ve demokraside yepyeni bir seferberlik başlatıyoruz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı’nın reform sözü piyasalar tarafından da güçlü bir şekilde desteklendi. Bir anda iklim değişmeye başladı.
BAKANLAR İŞ DÜNYASI İLE BULUŞUYOR
Söylem tamam. Sıra eylemde. İnsanların değişimi hissetmesi gerekiyor. Şimdi o sürece giriliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’la Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, hafta sonu iş dünyası ile bir araya gelecek. Toplantı öncesinde iki bakanın bir değerlendirme toplantısı yaptığı söyleniyor. İş dünyası ile toplantıya hazırlıklı giriyorlar. Bu süre zarfında bir kez daha anlaşıldı ki ekonomi sadece ekonomi değil. Hukuk, en az ekonomi kadar önemli. Ama daha da önemlisi, ülkenin görünümü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, reform sözünü verdiği AK Parti grubundaki konuşmasından sonra Ayşem Sargın başkanlığındaki Uluslararası Yatırımcılar Derneği üyelerini kabul etmişti. YASED heyeti görüşmeye başlamadan önce, “Siz bizim gündeme getirmeyi planladığımız bütün konuların üzerinden geçtiniz” diyor. Sadece yabancı yatırımcılar değil, yerli yatırımcı açısından da istikrar, hukukun üstünlüğü, öngörülebilirlik ve güvenin öneminin altı çiziliyor.
ERDOĞAN’DAN EKONOMİ YÖNETİMİNE TAM DESTEK
Dolardaki yükseliş de gündeme geliyor. Dolardaki volatilitenin yatırımcıda güven eksikliğine neden olduğu belirtiliyor. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, güven ortamının yaratılmasına çok güçlü bir şekilde destek vereceğini ifade ediyor. Yeni ekonomi yönetimini işaret ederek, desteğinin tam olduğunun altını çiziyor.
Hukuk reformu çok önemli. Ancak Erdoğan’ın sadece hukuk reformu penceresinden bakmak yerine, ekonomik istikrar, güven unsurlarını da kapsayan bütüncül bir şekilde bakması YASED üyeleri tarafından önemseniyor. Çünkü sorun, sadece doların yükselişi ya da hukukun üstünlüğü değil. Ekonominin bir orkestra gibi yönetilmesi gerekiyor. Asıl önemli olan ülkeye hâkim olan iklim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yatırım iklimine ilişkin olarak yarın TOBB tarafından düzenlenen ekonomi şurâsında önemli mesajlar verecek. Yeni ekonomi yönetiminin ilk sınavı ise perşembe günü yapılacak Merkez Bankası Para Politikaları Kurulu toplantısından çıkacak kararlar olacak.
Türkiye yeniden reform iklimine girdi. Bundan sonrası insanlarımızın artık reform baharının geldiğini hissetmesi olacak.
BAHÇELİ REFORM SÜRECİ İÇİN NE DEDİ?
AK Parti’nin yeniden reform sürecine girmesine Bahçeli ne diyecek? Bir haftadır Ankara’da cevabı aranan en önemli soruydu. Bir ara AK parti ile MHP ilişkilerinde bu nedenle limoni bir hava oluşmuştu. Karşılıklı restler çekilmişti. Erdoğan ve Bahçeli’nin liderliği sayesinde ilişkiler onarıldı, cumhur ittifakı yoluna devam etti.
MHP’nin AK Parti ile ortaklığında güvenlikçi politikalar olmazsa olmaz gibi bir kanı var. Ben bunun doğru olduğu kanaatinde değilim. Ancak yeniden reform gündemine dönülünce acaba Bahçeli bu işe ne diyecek diye konuşulmaya başlandı. Bahçeli dün MHP grubundaki konuşmasında reform sürecine güçlü bir destek verdi. “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’nin aradığı ve ihtiyaç duyduğu tarihi bir yönetim reformu olarak devrededir. Gereken ve planlanan diğer reformların birbirine eklemlenerek ifa ve icrası Türkiye’nin hızına hız katacaktır. Biz gelecekten umutluyuz. Yarının bugünden daha iyi olacağına inanıyoruz” dedi.
Nokta. Bahçeli’nin bu sözü üzerine söz söylenmez.
AKŞENER’İN MANEVRASI
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, HDP ile yeni Anayasa ve Ümit Özdağ’ın iddiaları nedeniyle bunalmıştı. İsmail Küçükkaya ile çıktığı programda gündemi değiştirmek için bir hamle yaptı. İktidarın, Kanal İstanbul’a karşı yürüttüğü kampanya nedeniyle Ekrem İmamoğlu hakkında bölücülükten soruşturma açtırdığı bombasını patlattı. İmamoğlu’nun basın danışmanı Murat Ongun da sıcağı sıcağına Akşener’i doğrulayan bir açıklama yaptı. Belli ki zaman ayarlı bir gündem değiştirme operasyonu planlanmış. Çok geçmeden İçişleri Bakanlığı, İmamoğlu hakkında bölücülük iddiasıyla bir soruşturma açılmadığını duyurdu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İmamoğlu hakkında Kanal İstanbul’a karşı çıktığı için soruşturma açılmadığını söyledi. İmamoğlu, Kanal İstanbul’a karşı çıkabilir. Orada sorun yok. Zaten karşı. Sonunda anladık ki İmamoğlu hakkındaki soruşturma idarenin bütünlüğü ilkesi gereğince Kanal İstanbul aleyhinde kamu kaynaklarının kullanarak kampanya düzenlemekten dolayı açılmış. Mevzuat böyle olabilir. Ancak siyaseti mevzuata kurban etmemek lazım. Ekrem İmamoğlu, 4 milyon 781 bin oy alarak seçilmiş bir başkan. Bu tür uygulamalar “İktidar CHP’li belediyelerin hizmet yapmasını engelliyor” algısının oluşmasına yol açabilir.
Paylaş