Paylaş
Depremin vurduğu güzel İzmir, şimdi yaralı.
Aslında hepimiz yaralıyız.
İzmir yanımızda bir acı var.
Bir yanda kurtarma çalışmaları sürüyor.
Kurtarma ekipleri kahramanlık destanları yazıyorlar. Ne kadar teşekkür etsek azdır.
Hayatını kaybedenlerin hayat hikâyeleri yüreğimizi yakıyor.
Sağ olarak kurtarılanlar umudumuzu arttırıyor.
Güzel İzmir’in yaralarının bir an önce sarılması için yapılan çalışmaları takip ediyoruz.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’la muhtarlarla yaptıkları koordinasyon toplantısından çıkışta konuştuk.
ÖNCELİK VATANDAŞLARIMIZIN KURTARILMASI
“Enkaz altındaki vatandaşlarımızı kurtarmak için bütün ekiplerimiz gayretli bir şekilde çalışıyorlar. Önceliğimiz enkaz altındaki vatandaşlarımızı kurtarmak” dedi.
Arama-kurtarma faaliyetleriyle enkaz kaldırma çalışmalarının eşzamanlı olarak sürdürüldüğünü anlattı.
HASAR TESPİTİ BAŞLAMIŞ
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum’a hasar tespit çalışmalarına ne zaman başlayacaklarını sordum. Başlamışlar.
“1238 binada, yaklaşık 24 bin bağımsız bölümde hasar tespiti yaptık. Amacımız 10 gün içerisinde hasar tespit çalışmalarını tamamlamak” dedi. Kamu binalarının hasar tespit çalışmaları ise tamamlanmak üzereymiş.
YIKILAN YERLER
Ama önemli bir nokta var: Depremde yıkılan ya da hasar gören binalar. Murat Kurum, “Önceliği yıkılan binalar ve etrafına vereceğiz. Oralardaki hasar tespit çalışmalarını 2-3 gün içinde tamamlayacağız. Ağır hasarlı diyeceğimiz, yıkılma riski olan binalarda hasar tespitlerini 2-3 gün içinde yapacağız” diye açıklama yaptı.
HASARLI BİNALAR NE OLACAK?
Hasarlı binaların yıkılıp yıkılmayacağını sordum. Bakan bir an bile tereddüt etmedi. “Tabii, tabii yıkacağız” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İzmir’de yaptığı açıklamayı hatırlattı. “Elazığ’da, Malatya’da, Giresun’da ne yaptıysak, İzmir’de, Bayraklı’da, Bornova’da aynısını yapacağız. Binaların sağlamlığıyla, zemin etüdüyle, örnek diyebileceğimiz, merkezinde ve yerinde dönüşüm sürecini başlattık. Riskli gördüğümüz veya hasarlı binalara ilişkin bütün süreci hızlı bir şekilde yöneteceğiz” diye konuştu.
BİNA MI DEPREM Mİ ÖLDÜRDÜ
Bir deprem gerçeği var. Bir de “Deprem değil, bina öldürür” diye bir Türkiye gerçeği var. İzmir depreminden yapılan yayınlarda en çok bu noktaya vurgu yapılıyor. Çevre ve Şehircilik Bakanı’na bu konuyu sordum.
Murat Kurum ise İzmir’den örnekler vererek üç ayaklı bir değerlendirme yaptı. Ama birinci sıraya binalardaki eksik malzemeyi, elinize aldığınızda toz buz olan betonu, demirin eksik kullanımını koydu.
1. Binalarda sorun var: “Enteresan bir şey var. Mesela Bayraklı’da aynı binanın bir kısmı duruyor, bir kısmı tamamen yıkılmış. Aynı binanın merdiven boşluğunun sol tarafı sağlam, sağ tarafı yıkılmış. Barış Sitesi’nde bakıyorsunuz binalar yan yatmış. Çöken binalar var. Etrafında sağlam binalar da var. 1993 yılında yapılmış, yapı denetim hizmeti almamış, beton kalitesinin düşük olduğu, mühendislik hizmetini eksik almış binalarda yıkım söz konusu.”
2. Zemin: Bayraklı bir süre öncesine kadar portakal, mandalina bahçelerinin olduğu verimli tarım arazisiymiş. İmara açılmış. Ama belli ki ona göre bir zemin etüdü yapılmamış.
Çevre Bakanı Kurum ikinci sıraya binaların zeminini koydu.
“Daha metruk diyeceğimiz Karabağlar semtinde zemin sağlam olduğu için binalarda çatlak dahi yok diyor muhtarlar. Biraz da zeminde gerekli tedbirlerin alınmaması var. Gerekli zemin etütleri yapılıp, zemin iyileştirmesi yapılmadan yapılmış binalar. Zeminle ilgili gerekli etüt çalışmasının yapılmamış olması gibi kusurlar bu hasarı getirmiş” dedi.
3. Projeye uyulmamış: Binaların projesi yaptırılmış. Kâğıt üzerinde proje tamam. Ama projeye uyulmamış. Çevre Bakanı ona işaret etti.
“Bazı binalar yan yatmış, ciddi anlamda sehim yapmış. Projeye baktığınızda ciddi açıklıklar verilmiş ama inşa kısmında projeye göre kolon, perde kesitleri tam olarak yapılmamış. Biraz bunlardan kaynaklı” diyor.
Bazen tek bir sebep binanın yıkılmasına yetebiliyor. Ama Bakan Kurum üç nokta üzerinde duruyor.
SAVCILIK İNCELİYOR
Dün gazetemiz Hürriyet’te Musa Kesler imzalı bir manşet haber vardı. Birçok insanımıza mezar olan Doğanlar ve Rıza Bey apartmanlarıyla ilgili çürük raporundan söz ediyorum.
Çevre Bakanı Kurum’a sordum.
“Bu konuya savcılığımız detaylı bir şekilde bakacak. İhmal, kusur var mı yok mu? Hem yapan tarafında, hem yerel yönetim tarafında, hem idare tarafında. Adalet Bakanımız Sayın Abdulhamit Gül de burada. Savcılığımız detaylı olarak çalışmaları başlattı. Bütün enkazlarda kapsamlı bir şekilde soruşturma yapılacak” karşılığını verdi.
Enkazın altında canlarımız kurtarılmayı beklerken bu tartışmaya girmek istemezdim ama belediyenin görevi sadece “Bu bina çürük” demek olmamalıydı. Belediyenin görevi sadece binanın röntgenini çekmek değil. Madem o bina çürük, o zaman yıkılması için gerekli müracaatları yapıp önlem almalıydı.
NE KADAR SÜREDE YAPILACAK?
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a önceliklerini sordum.
“Birinci önceliğimiz enkaz altındaki vatandaşlarımıza sağ salim ulaşabilmek ve arama-kurtarma faaliyetlerini en hızlı şekilde, en kısa sürede yapabilmek” dedi. Peki ondan sonra? “Binaların enkaz kaldırma süreci tamamlandıktan sonra 1 ay içinde yeni inşaatlara başlamak istiyoruz. Bir ay içinde başlayıp çok kısa bir zamanda, Elazığ-Malatya’da olduğu gibi 1 yıl içinde inşallah bitireceğiz” diye konuştu.
BİNALAR NEREYE YAPILACAK?
Vatandaşların kafasında bir soru var. Binalar yıkılan yerlerine mi yapılacak? Onu da sordum.
Bakan Kurum, “İmkânı olanları aynı yere yapmayı düşünüyoruz. Eğer imkân varsa. Binanın yıkıldığı yerde detaylı etütleri, projelendirme çalışmasını yapmak suretiyle aynı yere yapalım diyoruz. Ama imkân olmayan, zeminle ilgili problemi olan ya da yönetmelikler gereği yerine sığmayacak yapılarla ilgili de rezerv alanlar belirledik. O rezerv alanlarda da vatandaşlarımıza konut vereceğiz” dedi.
Paylaş