Paylaş
Oybirliğiyle genel başkan seçildi. Muhaliflerin sesinin çıkmadığı kurultayda CHP’yi istediği gibi dizayn etti.
Ancak kurultaydaki kurgu Muharrem İnce’nin çıkışıyla kısa sürede bozuldu. CHP, uzun bir aradan sonra bölünme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Kurultaydan yüksek bir moralle çıkan Kılıçdaroğlu’nun Muharrem İnce’nin çıkışıyla morali bozulurken, erken başlayan cumhurbaşkanlığı tartışması ise rüzgârın tersine dönmesine neden oldu. 2023 seçimlerini ve cumhurbaşkanı adaylığını sorduğumuzda Kılıçdaroğlu, her defasında “Daha uzun bir süre var” derdi. Ama bu kez, tartışmanın fitilini kendisi ateşledi. “Abdullah Gül’den neden bu kadar korkuyorlar” sözüyle elini açık etti. CHP’de üç eğilim ortaya çıktı.
1- Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı olsun.
2- Cumhurbaşkanı adayı partinin kayıtlı üyelerinin seçimiyle belirlensin.
3- CHP içinden biri olsun.
Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş bu denkleme giriyor. Eğer yeni bir parti kurmazsa Muharrem İnce’nin yeri de orası.
Ancak Kılıçdaroğlu böyle düşünmüyor. Adayı Abdullah Gül. Ancak haksızlık etmek istemem. Bu sadece Kılıçdaroğlu’nun formülü değil. “Erdoğan’ı darbeyle değil seçimle devireceğim” diyen Joe Biden da böyle düşünüyor. Öncelik kimin seçileceği değil. Erdoğan’ı tasfiye edebilecek bir aday bulmak. Onun için muhafazakâr kesimden de oy alabilecek bir cumhurbaşkanı adayı çıkarmak isteniyor. Derenin kuşunu derenin taşıyla vurma hesabı.
GÜL’Ü İSTEYENLER
- Kılıçdaroğlu.
- DEVA Partisi.
- Saadet Partisi.
- HDP.
24 Haziran 2018 seçimlerinde Abdullah Gül’ün ortak aday olması yönündeki süreci Temel Karamollaoğlu yürütmüştü. Meral Akşener, “Kılıçdaroğlu ile görüştüm. Temel Bey’le görüştüm. Söyledikleri HDP’nin de bu işe razı olduğu” demişti. Temel Karamollaoğlu üzerinden yürüttüğü temaslarda sonuç alamayan Gül, DEVA Partisi’ni kurarak pazarlıkta bizzat yer almak istedi.
GÜL’Ü İSTEMEYENLER
- Meral Akşener.
- Muharrem İnce.
- CHP’nin bir bölümü.
AKŞENER KİMİ İSTİYOR?
Kılıçdaroğlu’nun kararı ittifak ortaklarıyla birlikte alacaklarını söylemesi Akşener’i kilit konumuna yükseltti. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 7.3 oranında oy alan Akşener’in yeniden aday olmayı düşünmediği söyleniyor. Ama;
1- Akşener, millet ittifakının ortak aday olabilir.
2- Akşener, Gül’e karşı İmamoğlu’nu destekleyebilir.
KAPLAN’IN EV HAPSİNDE OLMASI GEREKİYORMUŞ
GAZİANTEP’te Duygu Delen’in ölümüyle ilgili olarak cinsel saldırı ve ölüme sebebiyet vermekten tutuklanan Mehmet Kaplan’la ilgili yeni bilgiler ortaya çıktı. Onu aktaracağım.
Ama Duygu Delen soruşturmasında yeni gelişmeler var. Öncelikle onu paylaşmak istiyorum.
Şule Çet’in intihar ettiği iddialarını hazırladığı bilirkişi raporuyla çürüten Adli Tıp uzmanı Prof. Dr. Hakan Kar, Duygu Delen davasına resmi bilirkişi olarak atandı. Ankara’da Yelken İş Merkezi’nin 20. katından atılarak öldürülen Şule Çet’in intihar ettiği iddia edilmişti. Ancak Hakan Kar’ın hazırladığı bilirkişi raporu davanın seyrinin değişmesine neden olmuştu.
Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı Duygu Delen’in ölümüyle ilgili soruşturmaya tecrübeli ikinci bir savcı daha atadı. Soruşturmanın uzamaması açısından yerinde bir karar. Duygu Delen dosyasında gizlilik kararı sürüyor.
Duygu Delen’in ön otopsi raporunda düşmeden önce vücudunda darp izlerinin olduğu tespit edildi. Mehmet Kaplan ifadesinde karşılıklı olarak itişip kakıştıklarını ve birbirlerini darp ettiklerini anlatmıştı. Ancak Duygu Delen’in vücudunda 7-8 yerde darp izi belirlenirken, Mehmet Kaplan’da herhangi bir bulguya rastlanmadı.
NE CEZAEVİNDE NE EVDE
Mehmet Kaplan, 1 yıl önce de alkollü ve ehliyetsiz olarak Zeynep Berna Atay’ın ölümüne sebebiyet vermişti. Arkasında bir çocuk bırakan, Mehmet Kaplan’ın çarpması sonucunda karnında bebeğiyle hayata veda eden Zeynep Berna Atay’ın öldüğüyle kaldığı anlaşılıyor. Çünkü 2 yıl hapis cezasına çarptırılan Mehmet Kaplan, adli kontrol şartıyla serbest kaldıktan sonra Duygu Delen’in ölümüne neden oldu. İlk yazımda, “Belki bugün cezaevinde olsaydı Duygu yaşıyor olacaktı” demiştim. Eksik söylemişim. Çünkü Mehmet Kaplan’ın dosyası incelendiğinde hukuki bir skandal ortaya çıktı. Mehmet Kaplan, Zeynep Berna Atay davasında ev hapsine mahkûm edilmiş. İkinci duruşmada avukatı ev hapsinin kaldırılmasını talep etmiş. Ancak mahkeme kaldırılmamasına karar vermemiş. Mahkemenin kararında “Mehmet Kaplan’ın ev hapsi şu tarihten itibaren kaldırılmıştır” denilmediği için mevcut durum devam ediyor demektir. Ama öyle olmamış. Ev hapsinde tutulması gereken Mehmet Kaplan, elini kolunu sallayarak gezmeye devam etmiş. Belli ki denetlenmemiş. Bu kadar koruma kollama sonucunda Mehmet Kaplan 1 yıl sonra ise Duygu Delen’in ölümüne sebebiyet vermiş.
HEP AYNI YANLIŞLAR
“Ben ölmek istemiyorum” diye diye ölüme giden Emine Bulut, öldürülmeden 4 saat önce bir karakola sığınmıştı. Şule Çet’in ölümüyle ilgili soruşturmada Çağatay Aksu ve Berk Akand üç kez gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra tutuklanmıştı. Ev hapsinde olması gereken Mehmet Kaplan’ın Duygu Delen’in ölümüne sebebiyet vermesi ise buna yeni bir halka ekledi. Mehmet Kaplan’ın neden ev hapsinde olmadığı konusunun açıklığa kavuşturulması gerekiyor.
Paylaş