Paylaş
Meclis Başkanı Mustafa Şentop ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun görüşmesi hakkında yazılıp konuşulanları bir haftadır ağzım açık bir şekilde izliyorum. Yazılanları okuyunca kendime “Bir de siyaset kulisi yazıyorum diyorsun ama dünyadan haberin yok” diye kızdığım da olmuyor değil. Sadece ben değil tüm Ankara temsilcilerinin, siyaset yazarlarının hiçbirinin de bu işten haberi olmamış.
Nasıl atlamışız... Öyle böyle değil. Uzun atlama...
Maksat algı operasyonu olunca bilgiye gerek yok. Anayasa şöyle yazıyormuş, perde arkasında şunlar konuşulmuş, siyasi gelenek böyleymiş demenin de anlamı yok.
ÖRNEĞİ YOK
Parlamenter sistemle yönetildiğimizde hükümeti başbakan kurar, kabineyi cumhurbaşkanı onaylardı. Bakanların azli ise başbakanın talebi üzerine Cumhurbaşkanı’nın onayıyla gerçekleşirdi.
AK Parti hükümetlerini geçtim, darbe dönemleri dahil Türk devlet geleneğinde Meclis başkanlarının bakanların istifasını talep etmesi gibi bir uygulama yok. Meclis Başkanı Şentop, Türkiye’nin en önemli hukukçularından biri. Şentop hangi yetkiye göre Soylu’nun istifasını isteyecekti? Zaten görüşmenin hiçbir yerinde de böyle bir talep yok. Tam aksine sıcak havada geçen ve “Sık sık görüşelim” diye bitirilen bir görüşme.
ANAYASAYA GÖRE
Başkanlık sisteminde ise bu yetki yine Cumhurbaşkanı’nda. Zaten Cumhurbaşkanlığı Kabinesi kuruluyor. Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerinin sıralandığı Anayasa’nın 104. maddesinde, “Cumhurbaşkanı yardımcıları ile bakanları atar ve görevlerine son verir” deniyor.
HİÇBİR DÖNEMDE YAŞANMAMIŞ
Ne şimdiye kadarki 66 hükümet zamanında ne de AK Parti iktidarında kurulan 9 hükümette böyle bir örnek yaşanmamış. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan yetkilerine hâkim, yetkilerini sonuna kadar kullanan güçlü bir lider. Bir bakanının istifasını kendi isteyemiyor da Meclis başkanının mı istemesini bekliyor? Bunu başta hukuk adamı olan Mustafa Şentop kabul etmez ayrıca Erdoğan gibi güçlü bir lider yetkisini kimseyle paylaşmaz.
GÖRÜŞME SICAK BİR HAVADA GEÇMİŞ
Görüşmenin içeriğine ilişkin olarak kulislerin nabzını tutmaya çalıştım.
1)Her iki taraf görüşmenin sıcak bir havada gerçekleştiğini teyit ediyor.
2) Meclis Başkanı Şentop, İçişleri Bakanı Soylu’yu makam katında karşılamış.
3) Bir buçuk saat süren sıcak bir görüşmenin ardından Şentop konuğunu dış kapıya kadar uğurlamış.
4) Bir buçuk saat süren görüşmede ülke gündemindeki konular konuşulmuş. Soylu yanıtını yazılı olarak sunmuş.
5) Soylu’nun mektubunda 10 bin dolar alan siyasetçi iddiasının yargıya taşındığına yer verilmiş.
Görüşmenin sonunda ise Şentop ile Soylu daha sık görüşme kararı almışlar.
HDP O TERCİHİ YAPABİLECEK Mİ?
ANAYASA Mahkemesi HDP’yle ilgili kapatma davası açılmasına oybirliği ile karar verdi. Anayasa Mahkemesi iddianameyi HDP’ye göndererek 60 günlük süre zarfında ön savunmasını yapmasını isteyecek. Eğer HDP bu süre zarfında ön savunmasını yetiştiremezse ek süre isteyebilecek. HDP’den gelecek ön savunma ise Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’e gönderilerek esas hakkındaki görüşü sorulacak.
O aşamadan sonra ise esas hakkındaki süreç başlayacak.
Anayasa Mahkemesi, HDP’nin banka hesaplarına tedbir konuşmasını talebini ise bu aşamada reddetti. Yargılama sonunda nasıl bir karara varılır orasını bilemiyorum. Aynı şekilde siyasi yasak talebi de yargılamanın sonuna bırakıldı.
KISIRDÖNGÜ
Kapatma davası nedeniyle bazı noktaların altını çizmek istiyorum.
1) HDP çizgisindeki partiler için ilk kez açılmış bir dava değil. HDP, HEP’ten bu yana kapatma davası açılan 8’inci parti. Türkiye kapatmaya, onlar yeni parti kurmaya doymadı. Peki bu kısırdöngüyü kırmak için bir çaba var mı?
2) HDP yönetimi, sine-i millete dönme ya da bu aşamada HDP’yi feshedip Meclis’teki yedek partileri olan Demokratik Bölgeler Partisi’ne geçmek yerine kapatma davasını bir demokrasi mücadelesine dönüştürme kararı aldılar. Yerinde bir karar.
ÖZELEŞTİRİ YAPMADILAR
3) HDP çizgisindeki partiler hep PKK’yla ilişkileri açısından kapatıldılar. Şimdiye kadar hiçbir zaman bu sorgulamayı yapmadılar ama bu kez “Bu yol çıkmaz sokak, PKK bağlantılı 40 parti kursak kırkı da kapatılır, onun yerine demokrasi mücadelesini önceleyen yeni bir siyasi yapılanmaya gidelim” derler mi? Umudum yok. Çünkü patron HDP değil, Kandil.
4) HDP yüzde 13 oy almış, “Türkiyelileşme” adına 7 Haziran seçimlerinde Meclis’e 80 milletvekili sokmuş bir parti. Demokratik siyaset tercihini yaptığı takdirde Türk demokrasisine de önemli bir katkı sağlayacak.
BATASUNA KARARI
5) HDP iddianamesinin ayrıntılarına ulaştığımızda PKK ile HDP arasındaki organik ilişkiler hakkında daha çok bilgi sahibi olacağız. Ama terör örgütünün kontrolündeki bir parti dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun kapatılır. AİHM’nin onayladığı Batasuna kararında, bu parti terör örgütünün eylemlerini kutsamayı bir kenara bırakıp, terör eylemlerini kınamadığı için kapatıldı. AİHM de bunu onayladı.
6) Bir kısırdöngü oluştu. Parti kur, parti kapat, bu tablo Türkiye’yi yasakçı bir ülke konumuna düşürüyor. Demokrasimizin kalitesini düşürüyor. Bölge halkında “Parti kuruyoruz partimiz kapatılıyor, belediye başkanı seçiyoruz kayyum atanıyor” gibi bir hayal kırıklığına yol açıyor.
7) HDP siyaseti kapatılan her parti ile daha da büyüdü ama gösterilen toleransa rağmen HDP’li siyasetçiler PKK ile ilişkileri konusunda en ufak bir özeleştiri yapmadı.
GERRY ADAMS ÇIKMADI
8) Kürt siyasetinde İRA terörünü bitirerek dünya barışına önemli bir hizmet sunan Sinn Fein lideri Gerry Adams gibi bir lider çıkmadı.
YENİ BİR YOL BULMALI
9) Hannibal gibi “Ya yeni bir yol bulmalı ya da yeni bir yol açmalı”.
Paylaş