Paylaş
Pandemi nedeniyle okullarına gidemeyen öğrenciler zaten burnundan soluyordu, bir de bu adaletsizlik karşısında isyanları oynadılar. Ama haber asılsız çıktı. T24 sitesi erdemli bir iş yaptı, özür diledi. Bunun üzerine gözler Kılıçdaroğlu’na döndü. Hem yanlış haberden dolayı özür diler hem de sınav öncesi psikolojisini olumsuz yönde etkilediği gençlerin gönüllerini almış olur, diye düşünüldü. CHP lideri tam aksini yaptı. Üste çıkmaya çalıştı. Trollerden girdi, Katarlılardan çıktı. Tam bir bombardıman yaptı.
CHP ZAMANINDA YAPILMIŞ
Kemal Bey de bilir. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sadece Katar’la değil, 40 ülkeyle askeri işbirliği anlaşması var. Bir kısmı da CHP’nin koalisyon ortağı olduğu dönemde imzalanmış. Bir örnek olması için 15.9.1994 tarihinde DYP-SHP hükümeti döneminde Kazakistan’la yapılan Askeri İşbirliği Anlaşması’nı dikkatinize sunuyorum.
MUHALEFET STRATEJİSİ
Haber yanlış çıkmasına rağmen Kılıçdaroğlu neden geri adım atmıyor? Çünkü Kılıçdaroğlu bunu bilerek yapıyor. Doğru ya da yanlış olmasına bakmadan iktidarı yıpratacak olan her şeyi kullanıyor.
İSMET PAŞA TAKTİĞİ
Kılıçdaroğlu bir süredir İsmet Paşa’nın 27 Mayıs öncesinde kullandığı “tahripkâr muhalefet” stratejisini izliyor. 27 Mayıs öncesinde gençlerin öldürülüp, cesetlerinin kıyma haline getirildiği iddiası gündeme gelmişti. CHP bir heyet kurmuş, Et Balık Kurumu’nda inceleme yapılmıştı. Heyet, gençlerin cesetlerinin kıyma yapıldığı iddiasının doğru olmadığı yönünde rapor hazırlayınca İnönü, bunun açıklanmamasını istemişti. Öyle bilinsin istemişti.
DAHA BÜYÜK YALAN OLSUN
Gazeteci Sedef Kabaş’ın, “Kitleleri etkilemek istiyorsanız, ortaya kocaman bir yalan atın. Ama çok büyük bir yalan olsun. İkinci kriter, çok basit bir yalan olsun. Sonrasında da bu çok basit ve çok büyük yalanı sürekli tekrar edin. Ve ardından kitlelerin o yalanı gerçekmiş gibi nasıl kucakladığını oturup seyredin” diye anlattığı olay. Kılıçdaroğlu bu yöntemi kullanıyor.
KADINA ŞİDDETE EYLEM PLANI GELİYOR
KİMİNİN bir mezar taşı dahi olmadı. Kiminin ise adı kadın cinayetleri dosyasında yer aldı.
Münevver Karabulut’tan, Özgecan Aslan’dan, Emine Bulut’tan, Ceren Damar’dan, Duygu Delen’den, Pınar Gültekin’den yani erkekler tarafından vahşi bir şekilde katledilen kadınlardan söz ediyorum.
Hayatlarının baharında solan çiçekler gibi gittiler.
Adını kadına şiddet sorunu koyduk ama terör örgütleriyle, mafya ile, uyuşturucuyla mücadele gibi ele alınması gerekiyor. Çünkü sorun çok derinlerde.
EYLEM PLANI
O nedenle kadına şiddetle mücadele adına Cumhurbaşkanlığı himayesinde 1 Temmuz Perşembe günü açıklanacak olan eylem planını önemsiyorum.
Eylem planı uzun emekler sonucunda hazırlandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, benim de aralarında yer aldığım gazetecilerle iki grup halinde bir araya geldi. 24 Haziran tarihinde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında geniş katılımlı bir toplantı yapıldı. O toplantıdan İstanbul Sözleşmesi dahil son dönemlerin tartışma konularına ilişkin bazı başlıkları aktarmak istiyorum.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ
Söz alan kadınlar İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin görüşlerini paylaşıyorlar. Orada bir kadın ittifakı oluşuyor.
İstanbul Sözleşmesi’nin kadına şiddetle mücadelede bütüncül bir yaklaşım getirdiğini belirterek, sözleşmeden çekilmenin kadına yönelik şiddet ile mücadelede geri adım atılıyor gibi algılandığını belirtiyorlar.
ERDOĞAN’IN TAVRI NE OLUYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantıda az konuşuyor, daha çok sorulara cevap vermekle ve dinlemekle yetiniyor.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İÇİN NE DEDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili eleştirilere yanıt veriyor. “Toplumsal hayatı etkileyecek bir hava oluştuğu için geri çekildik” diyor.
KARARLILIK MESAJI
Erdoğan’ın sözleri sadece bunlar değil, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda katılımcıları da etkileyen şu konuşmayı yapıyor: “Kadına şiddetle mücadele konusundaki tavrımız. Sonuna kadar mücadele ediyoruz, edeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ndeki hakların korunduğu ‘Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair 6284 Sayılı Kanun’u koruyacağız. Açıklanacak olan eylem planımız doğrultusunda Kadına Şiddetle Mücadele Yasası’nı daha da güçlendireceğiz. Kadına yönelik şiddetle mücadelede çok kararlıyız” diyor.
DİYANET’İN ROLÜ
Toplantıda kadına şiddetin önlenmesi konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı’na düşen görev gündeme geliyor. “Kadına şiddetin önlenmesinde Diyanet’e çok büyük görev düşüyor” tespiti öne çıkıyor. Eleştiriler daha çok sosyal medyada din adına ahkâm kesen “Sosyal medya vaizleri”ne yöneliyor. Bunların Diyanet’in resmi vaizleri olduğunu düşünmeyin. Tam aksine bunlar radikal ve selefi tipler. Sosyal medya platformlarından kadınlara yönelik kabul edilemez konuşmalar yapıyorlar. Radikal zihniyetli sosyal medya vaizlerinin İslam’a verdiği zarardan en çok Cumhurbaşkanı Erdoğan rahatsız. Toplantıya Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ilk kadın başkan yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı da katılıyor. Huriye Martı, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda verilen hutbelerin sayısındaki artışı anlatıyor. Vaazlarda ve konferanslarda bu konunun işlendiğini ifade ediyor.
ASİLTÜRK İLE KARAMOLLAOĞLU’NUN GÖRÜŞMESİ
MİLLİ Görüş’ün etkili isimlerinden Oğuzhan Asiltürk’ün çıkışı Saadet Partisi’nde dalgalanmaya yol açmıştı. Oğuzhan Asiltürk bir süredir Saadet Partisi’nin keskin muhalefet tarzından memnun değil. CHP ile aynı ittifak içinde bulunulmasından da rahatsız.
Erbakan’ın en yakın siyaset arkadaşlarından olan Asiltürk, Saadet Partisi’nin Erbakan tarzı kucaklayıcı bir siyaset izlemesini öneriyor. Erbakan Hoca buna, “Hayra motor şerre fren” derdi.
Asiltürk, Ayasofya’nın cami olarak ibadet açılması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arayarak tebrik etmişti. Erdoğan da Asiltürk’ü evinde ziyaret ederek, “abi-kardeş” sohbet etmişlerdi.
DÜNÜRLERİN GÖRÜŞMESİ
Asiltürk Saadet Partisi’nin keskin muhalefet dili nedeniyle bir türlü beklenen büyümeyi gerçekleştiremediğini düşünüyor. Bu düşüncesini de geçen hafta bir seri halinde attığı tweet’lerle ortaya koymuştu. Asiltürk’ün bu çıkışı Saadet Partisi’nde olağanüstü kongre tartışmalarını da beraberinde getirmişti.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun geçen hafta Asiltürk’le biraraya geldiği söyleniyor. Aynı zamanda dünür olan Asiltürk ile Karamollaoğlu’nun görüşmesinden sonra Saadet Partisi’ndeki dalgalanma duruldu ama hangi sonuca ulaşıldığı açıklanmadı.
Paylaş