Jandarma geleneği dediler

Komutan erken bir saatte kalktı. Eşi Nuran Hanım daha önce kalkıp hazırlanmıştı. Öpe koklaya kızları Berrin’i uyandırdılar. Berrin’e bayramlıklarını giydirdiler. Bayram sabahı bayramlaşma sabahıydı. Ancak Jandarma’da bayramlaşma başkaydı. Öyle evde bayram şekeri ikram edilip kolonya tutularak bayramlaşılmıyordu. Giresun Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Mustafa Doğru, biricik kızı Berrin’in elinden tuttu, eşini yanına aldı, Mehmetçikle bayram sabahı evinden çıktı, Yarbay Saadettin Şahin, Albay Ünal Bayhan, Uzman Çavuş Adem Kara’da eşlerini almış bayramlaşmaya gelmişlerdi.

Ancak Jandarma’da gelenek farklıydı. Mustafa general önce karakolda nöbet tutan askerle bayramlaşılacak demişti. Sikorsky helikoptere bindiler; eşler, çocukları bayramlıkları içinde cıvıl cıvıldı. Tam bir bayram havası esiyordu helikopterin içinde. Giresun Jandarma Bölge Komutanlığı 7 ilden sorumluydu. Bölge Komutanı Tuğgeneral Mustafa Doğru, soyadında olduğu gibi doğru bir komutandı. Aynı zamanda kahraman bir askerdi. Terörle mücadelede yararlılıklar göstermiş bir komutandı. Kurmay subay olmadığı halde general olmuş ender subaylardan biriydi. Evlatlarım derdi askerlere. Onlarla bayramlaşmadan ailesiyle bayramlaşmamıştı.

SARSILMAYA BAŞLADI

Komutanlar eşlerini, çocuklarını yanlarına aldılar, Jandarma karakollarda görev yapan askerlerle bayramlaşmaya gittiler. İlk durak Giresun Alucra İlçe Jandarma Komutanlığı’ydı. Komutanların eş ve çocuklarıyla geleceği biliniyordu. Ziyaret edilen yerlerdeki subay, astsubay ve uzmanlar da eşleri ve çocuklarıyla karşıladı onları. Bayram sevincini birlikte paylaştılar. Çocuklar çocuklarla, eşler eşlerle kaynaştı. Ailelerinden uzaktılar ama onlar Jandarma ailesiydi. Mehmetçiğin bayramını kutlayıp, bu anları ölümsüz hale getirecek fotoğraflar çektirdiler.

Komutanı ve aileleri taşıyan helikopter en son Gümüşhane’nin Şiran’a bağlı Kozağaç’tan havalandı. Hava fırtınalıydı. Karadeniz’de sel sele gidiyor, yağmurdan göz açmak mümkün olmuyordu. Helikopter havalandı. Komutan fırtınalı havaya rağmen askerlerini bayramda yalnız bırakmamanın huzuruyla helikopterden aşağıdaki askeri birliği süzdü. Sonra döndü eşine, kızına baktı. Aileleriyle bayramlaşmadan önce askerleriyle bayramlaşırken eşi Nuran Hanım yanındaydı. Ama bu, kızları Berrin’in ilk asker bayramlaşmasıydı. Helikopter bir müddet uçtu. Sonra sarsılmaya başladı. Pilot Yarbay Hilmi Özer Jandarma’nın ilk üçe giren seçkin pilotlarından biriydi. Birçok kez birlikte uçmuşlardı. Mustafa Doğru general ve Hilmi Pilot terörle mücadelede görev almış kahraman subaylardı.

TELSİZLER ÇALIŞMIYORDU

Komutan, Hilmi yarbayın yüzünde ilk kez acıyı fark etti. Telsizler çalışmıyor, helikopter sarsıla sarsıla uçmaya çalışıyordu. Hilmi pilot ağaçlık bir alanı gördü, helikopterdekilerin içine döndü, o anda sadece “Hakkınızı helal edin” diyebildi. Çığlıklar birbirine kavuştu. Anneler çocuklarına sarıldı. Helikopterdeki arızayı fark eden Hilmi pilot son bir manevra yapmış, daha fazla insanı kurtarabilmek için kendini feda etmişti. Hilmi pilot ağaçlık alana ulaşınca “çökertme” tekniğini kullanarak ağaçların üstüne indirmeye çalışmıştı. Kendisi şehit olmuş ama 8 canın kurtulmasını sağlamıştı. Kazadan sonra Jandarma’yı aradım, askerlerle konuştum, ziyaret edilen yerlerden bir kare fotoğraf istedim. “Bugün olmaz. Bugün acımız var” dediler. Bu da jandarma geleneği mi dedim, “Evet” karşılığını verdiler. Bugün millet olarak acımız var, çünkü bayramlıkları içindeki Berrin en küçük şehidimiz oldu.