Paylaş
Bir dizi önlem daha almaya hazırlıyor. Kur korumalı TL vadeli mevduat hesabıyla dövizdeki gerilemeyi sağlayan hükümet, enflasyonla mücadeleyi yeni hedef olarak belirledi.
Erdoğan, 2022 yılını enflasyon ve hayat pahalılığı ile mücadele yılı ilan etti.
İktidar bu yönde iki ayaklı bir strateji izliyor.
1- Fiyat artışları karşısında en çok etkilenen dar ve sabit gelirlilerin gelirini artırmak amacıyla asgari ücreti yüzde 50 oranında yükseltti, memur ve emeklilerin maaş artışına refah payı ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan fiyat artışları nedeniyle sıkıntı yaşandığını inkâr etmedi. Tam aksine üzüntülerini paylaştı. “Fahiş fiyat artışları ve yükselen enflasyon yüzünden vatandaşlarımızın canının yandığını biliyoruz” dedi.
2- İkinci adım olarak hayat pahalılığı ve fiyat artışlarıyla mücadele süreci başlatılıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletvekilleriyle yaptığı toplantıda, “2022 yılında önceliğimiz enflasyonla mücadele olacak. Nasıl ki kurdaki müsilajı temizlediğimiz gibi, enflasyondaki müsilajı da en kısa sürede ortadan kaldıracağız. Ekonomik gerekçelere dayanmayan fahiş fiyat artışlarıyla insanımızın alım gücünü düşürenlerin de gözlerinin yaşına bakmayacağız” demişti.
FİYAT İSTİKRAR KOMİTESİ
Döviz fiyatları yükselirken etiketleri roket hızıyla değiştiren marketler, dövizin gerilemesine rağmen bunu fiyatlara yansıtmadılar.
Dövizin köpüğü azaltıldı ama etiketlerin köpüğü vatandaşın cebini yakmaya devam ediyor. Bunun üzerine bir yandan marketlere dönük olarak denetimler başlatılıp stokçulara verilecek cezaların oranı yükseltilirken, diğer yandan da Fiyat İstikrar Komitesi çalışmalara başladı. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin başkanlığında iki kez toplanan Fiyat İstikrar Komitesi’ne, Ticaret Bakanı Mehmet Muş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı İbrahim Şenel ve Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu da katıldı.
ÜÇ AYAKLI STRATEJİ
Fiyat İstikrar komitesinin toplantısında fiyatların düşürülmesi için üç ayaklı bir çalışma yürütülmesi kararı alındı.
1- Dövizdeki yükselişin neden olduğu girdi maliyetlerinin etkisinin azaltılması.
2- Arz güvenliğinin sağlanması.
3- Buna rağmen arz talep dengesi ile uyuşmayan fahiş fiyat artışlarının etkin bir şekilde denetlenmesi. Burada pek gündemimizde olmayan ama çok önemli bir nokta var. O da girdi maliyetlerinin azaltılması. Fiyat İstikrar Komitesi’nin ikinci toplantısından sonra 4 Ocak tarihinde yapılan açıklamada, “tarımsal ürünlerde girdi maliyetlerini azaltmak için kullanılan mekanizmalarda güncelleme yapılmasına” değiniliyor.
Fiyatları indir diyorsunuz. Ama üretici de maliyet artışlarını öne sürüyor. Birçoğu da haklı. Döviz artışı ve dış piyasalardan gelen yüksek talepler içeride maliyetlerimizi arttırdı. Üreticinin girdi maliyetlerini karşılamak için yeni destek mekanizmalarının devreye sokulması üzerinde çalışılıyor. Girdi maliyetlerinin bir kısmını devletin karşılamasını esas alan bir sistem üzerinde duruluyor. Bunun mekanizmasının üzerinde çalışılıyor. Hangi sektörleri kapsayacağı ve desteklerin miktarı Kabine Toplantısı’nda belirlenecek.
KDV İNDİRİMİ GELİYOR
Etiketlerde indirimi sağlamak için çalışmayı ise Hazine ve Maliye Bakanlığı yürütüyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, KDV indirimi ve sadeleşme üzerinde çalıştıklarını belirtmişti. Gıda, sağlık ve dayanıklı tüketim maddeleri gibi farklı KDV oranlarının teke indirilmesi amaçlanıyor. Ama asıl önemli olan, yüzde 18’lik KDV oranının fiyat indirimine yol açacak şekilde düşürülecek olması.
Bu çalışmaların sonuçları piyasalar açısından önemli olacak. Ama asıl önemlisi, fiyat artışlarıyla canı yanan vatandaşın fiyatların indiğini cüzdanında hissetmesi olacak. Dilerim 2022 yılı, fiyatların gerilediği ve vatandaşlarımızın rahat bir nefes aldığı yıl olur.
MUHALEFETE KÖTÜ BİR HABERİM VAR
MUHALEFET, 2023 seçim stratejisini parlamenter sisteme dönüş üzerine kurdu ama sistem konusu seçmende heyecan uyandırmıyor. Onlara üzülecekleri bir haberim olacak. Başkanlık Sistemi’ne olan destek artıyor. İlk başlarda sisteme olan destek yüzde 30’lardayken şimdi yüzde 54’e kadar çıktı. İlginç olanı, Başkanlık Sistemi’ne savaş açan CHP, İYİ Parti ve HDP tabanının yüzde 25’i Başkanlık Sistemi’ni destekliyor. Muhalefet, eski sistemi allayıp pullayıp yeni diye satmaya çalışıyor ama bu millet parlamenter sistem döneminde yaşanan krizleri unutmadı. Cumhurbaşkanlığı uğruna yapılan darbeleri, yıkılan hükümetleri, asılan gençleri, askeri vesayeti, kapatılan partileri, yoklukları, kıtlıkları, koalisyon hükümetlerini, Güneş Motel olaylarını, başörtüsü yasağını unutmadı.
ARAŞTIRMA SONUÇLARI
Kadir Has Üniversitesi’nin her yıl düzenli olarak yaptığı araştırma bunu ortaya koyuyor. Prof. Dr. Mustafa Aydın’ın koordinasyonunda 23 Ekim-5 Kasım tarihleri arasında 1000 kişi üzerinde yapılan araştırma ilginç sonuçlar içeriyor.
Araştırmayı yıllarına göre paylaşıyorum.
2017
AK Parti 44.6
CHP 19.9
MHP 20.0
HDP 8.3
2018
AK Parti 63.3
CHP 35.9
MHP 49.5
HDP 20.0
2019
Bu kez İYİ Parti de araştırmada yer alıyor.
AK Parti 60.6
CHP 28.1
MHP 44.3
HDP 31.7
İYİ Parti 31.4.
Dikkatinizi çekiyor mu?
Başkanlık Sistemi ile yönetildikçe, muhalefet partilerinin tabanında sisteme destek artıyor.
2020
AK Parti 81.09
CHP 22.3
MHP 74.5
HDP 35.6
İYİ Parti 37.6.
Dikkat ettiniz mi, pandemi sürecinde sisteme olan destek artıyor.
Çünkü millet, kriz dönemlerinde başında güçlü bir devlet, dinamik bir kriz yönetimi istiyor. Allah korusun, bu krize şehir hastanelerine karşı çıkan muhalefetin işbaşında olduğu koalisyon döneminde yakalansaydık halimiz dumandı.
2021
AK Parti 87.9
CHP 24.6
MHP 87.8
HDP 26.8
İYİ Parti 26.4
Muhalefetin Anayasa’yı değiştirip parlamanter sisteme geçmesi için, oylarını yüzde 45-63 arttırması gerekiyor. CHP oylarını yüzde 25.7’nin üstüne çıkarmayı başaramıyor ama sistemi değiştirmeyi vaat ediyor. Muhalefet, millete hayal satmanın yerine kendi tabanını da Başkanlık Sistemi’ne kaptırıyor. Ona baksa daha yararlı olur.
Paylaş