Paylaş
Peki erken seçim işi nereden çıktı?
Hadi bir soru daha... İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan partileri için gerekirse 20 milletvekilini vereceğini neden söyleme gereği duydu?
Ankara kulislerinde bir süredir, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu partileri seçime girmeye hak kazanmadan Erdoğan baskın seçime gidecek diye bir söylenti dolaşıyordu. Ne Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın böyle bir planı, ne de AK Parti’nin bu yönde bir hazırlığı vardı ama erken seçim konusu konuşuluyordu. Daha önce erken seçim ihtimalini hem CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na, hem de İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’e sormuştum. İki lider, “Biz erken seçim talep etmeyeceğiz. Ama iktidarın 2023’e kalmadan seçime gideceğine inanıyoruz” demişlerdi. Kılıçdaroğlu ve Akşener’in tezleri, iktidarın başarısız olacağı, 2023’e kadar dayanamayacağı yönündeydi.
Siyasi kulisleri izliyorum ama ben bu yönde bir hazırlık olduğunu hissetmemiştim. Zaten Erdoğan da erken seçim işine son noktayı koydu. Tabii şimdilik. Çünkü burası Türkiye... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasına en çok sevinenlerin Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan olduğu kesin ama bütçe görüşmeleri nedeniyle dün Meclis’teydim. Erdoğan’ın “Erken seçim yok” açıklaması hem iktidar hem de muhalefet milletvekillerinin yüreğine su serpmiş gözüküyordu. Rahatlamışlardı.
HABLEMİTOĞLU SUİKASTI VE KARANLIKTA KALAN SORULAR
ÖNCELİKLE Necip Hablemitoğlu suikastının kilit isimlerinden eski yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır’ın Ukrayna’da yakalandığı haberine imza attıkları için DHA muhabirleri Hilal Öztürk ve Sonat Kerem’i tebrik ediyorum.
Necip Hablemitoğlu öldürüldüğünde, “Eyvah! Yine faili meçhuller sürecine giriyoruz” demiştik. Çünkü AK Parti iktidarının daha ilk ayı dolmamıştı. 90’lı yıllarda faili meçhul cinayetleri izlemiş gazeteciler olarak, Türkiye’nin yeni bir faili meçhul sarmalına girmesinden ürkmüştük. Çünkü Hablemitoğlu suikastı, AK Parti döneminin ilk ve son faili meçhul cinayeti olarak kalacaktı.
Peki üzerinden 17 yıl geçmesine rağmen Hablemitoğlu suikastı neden aydınlatılmadı? Çünkü uzun süre MİT ve Emniyet’teki FETÖ’cü yapılanma suikastın aydınlatılmaması için gereken her şeyi yaptı. Delilleri yok ettiler, Ergenekon sürecinde buldukları gizli tanıklar aracılığıyla başkalarının üzerine yıkmaya çalıştılar. Hatırlarsanız, Zekeriya Öz’ün “aslanım” dediği bir Osman Yıldırım vardı. O da dahil olmak üzere birçok tanık Hablemitoğlu suikastını yanlış adreslere yönlendirmek için her şeyi yaptılar.
Peki Hablemitoğlu suikastı neden bu kadar önemliydi? Çünkü Hablemitoğlu, Türkiye’de faaliyet gösteren Alman vakıfları ve Fetullah Gülen davaları için raporlar hazırlıyordu. Adil Öksüz başta olmak üzere FETÖ’cülerin Almanya tarafından himaye altına alınması bu açıdan bana hiç şaşırtıcı gelmemiştir.
Özel kuvvetlerden atılma eski bir subay olan Nuri Gökhan Bozkır, aynı zamanda sauna çetesi ve Şanlıurfa’daki MİT TIR’ları davasının da kilit isimlerindendi. O nedenle Türkiye’ye getirilebilirse çok şeyi aydınlatabileceğini düşünüyorum. Sauna çetesi, gizli kameralarla tespit edeceği seks görüntülerini siyasilere karşı kullanmayı planlıyordu. Saunanın arşivi hâlâ ele geçirilemedi. Nuri Gökhan Bozkır, bu konuda bilgi verebilir.
Hablemitoğlu suikastı, içinde birçok sırları barındırıyor. Şimdilik sadece birkaç soruyu sormakla yetineceğim. Hablemitoğlu öldürülmeden kısa bir süre önce kim ya da kimlerle görüştü? MİT müsteşarlığı için ismi gündeme geldi mi? FETÖ, Hablemitoğlu MİT müsteşarı olacak şeklinde bir bilgiye ulaşıp suikastın düğmesine bastı mı?
Sorular... Sorular...
AK PARTİ MİLLETVEKİLİNDEN ÖZAL KİTABI
ÖZAL döneminde birçok milletvekili ve bakan oldu ama içlerinden anılarını yazan bir kaçı hariç Özal’ı anlatan kitap yazan çıkmadı. Özal’la ilgili kitabı yazmak AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’a nasip oldu. Turgut Özal’ın “Türkiye’ye yön veren konuşmaları”nı derleyen Yayman, “Özal, ‘21. yüzyıl Türk yüzyılı olacak’ dedi ama ona ömrü vefa etmedi. Hem de o vizyonunu gerçekleştirecek olan partisini kaybetti. Özal’dan sonra Türkiye 10 yıl fetret dönemine girdi. Özal’ın büyük değişim programını AK Parti aldı, getirdi ve askeri vesayetin geriletilmesi başta olmak üzere önemli değişimlere imza attı” dedi. Hüseyin Yayman, Özal kitabını neden yazdığını ise “Özal’ın güneydoğu meselesinden Türkiye’nin kalkınma hamlesine kadar tarihte iz bırakan konuşmalarını siyasetin hafızasına not düşme adına bir kitapta topladım” sözleriyle anlattı. Akademisyen kökenli olan Prof. Dr. Hüseyin Yayman, kulağıma geldiğine göre bir süredir yeni bir kitap üzerinde çalışıyormuş. Hadi bir ipucu daha vereyim: Yayman, Erdoğan’ın liderlik özellikleriyle ilgili bir kitabın hazırlıklarını yapıyormuş.
Özal, 12 Eylül darbesinden sonra Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak Türkiye’yi derinden etkilemiş bir liderdi. Türkiye’de önemli zihniyet değişimine imza attı. 141., 142. ve 163. maddeler onun zamanında kalktı. Celal Bayar’dan sonra Türkiye’nin ilk sivil Cumhurbaşkanı’ydı. Özal Cumhurbaşkanı seçildiğinde Meclis muhabiriydim. Demirel’in başında bulunduğu DYP ve Erdal İnönü’nün genel başkanı olduğu SHP, yemin törenine sırasında Özal’ı protesto edip Meclis’i terk etmişlerdi. Özal, yemin töreninde yaptığı konuşmada “üç hürriyeti” gündeme getirmiş, “din ve vicdan hürriyeti, düşünce hürriyeti ve teşebbüs hürriyeti” demişti.
Paylaş