Paylaş
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de ilkeler ittifakına sıcak baktığını açıkladı. ‘İlkeler ittifakı’nın isim babası olan Temel Karamollaoğlu da, “İlkeler ittifakı yapılmalı” dedi. Cumhur ittifakı, liste ittifakına kapalı değil. BBP’lilerin AK Parti listelerinden aday gösterilmesi tartışılıyor. İlkeler ittifakı ise, liste ittifakı değil. Peki, neyin ilkesi? Aslında Başkanlık sistemine karşı çıkıp, Parlamenter sistemi yeniden getirmek isteyenlerin ittifakı.
Her iki formülde de HDP, denklem dışı gözüküyor. HDP, meşru bir siyasi parti. Şimdiye kadar yüzde 10’un altına düşmedi. Ancak Hendek savaşlarından bu yana beka sorunu yaşayan Türkiye’de, HDP siyasetin cezalı çocuğu pozisyonunda.
İttifak arayışları, erken seçim tartışmalarını da beraberinde getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç kez yalanladı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, ”Seçimler zamanında yapılacak” dedi. Ama kulislerde erken seçim tartışması sürüyor.
ERKEN SEÇİMİ SAVUNANLAR
Erken seçim senaryolarının başında Afrin operasyonu geliyor. Afrin harekâtı başlatıldı, iktidar milletvekilleri, ”Bu fırsat kaçmaz, erken seçime gidilir” demeye, muhalefet, ”Bunlar erken seçime gidip Afrin’i seçim rantına dönüştürecekler” diye kaygılanmaya başladı.
Ama erken seçimi savunanların başka gerekçeleri de var.
1- Yerel seçimlerde AK Parti’nin oyu düşüyor. Makas açılırsa Cumhurbaşkanlığı seçiminde bunu toparlamak mümkün olmaz.
2- Yerel seçimlerde AK Parti ile MHP ayrı ayrı adayla yarışacağı için ittifak ilişkileri yıpranabilir.
3- İktidar, OHAL devam ederken seçime gitmeyi tercih eder.
4- Yerel seçimler önce yapılırsa, Güneydoğu’da kayyumda olan belediyeler tekrar HDP’nin eline geçer. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçiminde bu ‘Cumhur ittifakı’nın aleyhine işler.
5- Ekonomi 2018 yılının ikinci yarısından itibaren kötüye gider. 2019 yılında ekonominin kötü olduğu bir dönemde Cumhurbaşkanlığı seçimi riskli olur.
Listeyi uzatmak mümkün.
Ama buraya eklemediğim bir faktör var. Onu sona bıraktım.
ERDOĞAN’IN TAVRI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan iki değerlendirmeyi aktarmak istiyorum.
Yer Konya, tarih 28 Ekim 2017:
“Tutturdu şimdi erken seçim diye. Seçimin zamanı belli zaten. Hangi erken seçim? Neyi konuşuyorsun sen? Demokrasilerde zaman bellidir. Vakit gelir ve çıkar seçimi yaparsın”
Yer İstanbul, Tarih 3 Ocak 2018:
“Biliyorsunuz Mart 2019 yerel seçimleri var. Ama mart yerel seçimleri biliniz ki Kasım 2019’un işaret fişeğidir. Orada ne var? Parlamento seçimi var. Ne var? Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Bunlara hazır mıyız? Çok çalışacağız”
Erdoğan, 2007 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimi kilitlendiği için, 1 Kasım’da da Anayasal zorunluluk olarak erken seçimi tercih etti. Türkiye’nin öngörülebilir bir ülke olmasını istediği için seçimlerinin zamanında yapılmasını istedi. Şimdi de erken seçim gündeminde değil. AK Parti’de hazırlıklar normal bir seçime göre yürütülüyor.
Ayrıca Erdoğan’ın bir baskın seçim yaparak Afrin’i siyasi ranta dönüştürmek gibi bir hesabı yok.
BAHÇELİ FAKTÖRÜ
Şimdi gelelim sona sakladığım soruya. 3 Kasım 2002 seçimlerine ve 1 Kasım’a Bahçeli’nin kararı ve duruşu üzerine gidildi. Bu kez de Bahçeli benzer bir çıkışı yapar mı?
Şartlar farklı.
Bahçeli, ittifak yaptığı Erdoğan’la anlaşmadan erken seçim kararı almaz. Ayrıca Erdoğan istemediği müddetçe, Parlamentodan erken seçim kararı çıkmaz.
Ayrıca zaman Bahçeli’nin lehine işliyor. Neden erken seçim istesin ki?
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR
Paylaş