Paylaş
MYK’nın gündemine bakınca da bunu hemen anlamak mümkün. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilişkin sunumun yapıldığı toplantıda, kongre süreci ve yeni partiler konusu ele alınıyor.
Ahmet Davutoğlu ve üç arkadaşının ihraç talebiyle disipline sevk edilmesi kararının alındığı toplantıda, kurulacak olan yeni partilerin durumu masaya yatırılıyor. Çünkü yeni partiler en çok AK Parti’yi ilgilendiriyor.
İki noktadan çok önemli:
1- İki partinin oy almak için gözünü diktiği yer AK Parti olacak.
2- Yeni partilerin gireceği ilk seçim Erdoğan’ın seçimi olan 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimi olacak.
Zaten bütün hesaplar da 2023 seçimleri için yapılıyor. Proje belli, 2023’te Erdoğan’ı tasfiye planı...
MYK’da yeni partilerle ilgili değerlendirmeler yapılıyor. Abdullah Gül ve Ali Babacan’la birlikte hareket edenlerin şimşekleri üzerlerine çekecek bir fiilleri olmadığı için genel değerlendirmelerle yetiniliyor. Ama AK Parti için asıl tehdit oradan gelecek. Hukukta “Usul esastan önce gelir” derler. Bence siyasette de bu kural geçerli. Gül ve Babacan’la birlikte hareket edenler, partiden istifa etmeden önce Erdoğan’la görüşüyor, kararını ona bildirdikten sonra istifa ediyorlar. Ali Babacan ve Beşir Atalay öyle yaptı. Siyasi nezaket açısından yerinde bir adım. Davutoğlu ise onun yerine kamuoyuna konuşmayı tercih etti. Sakarya’da olduğu gibi yer yer tehdit diline sarıldı.
MYK toplantısından önce bazı üyelerde “İhraç edip kahraman yapmayalım. İstifalarını bekleyelim” havası hâkimdi. “İhraç edersek mağdur durumuna düşürür, kahramanlaştırır mıyız? ‘Madem AK Parti’den memnun değilsin, o zaman bu çatı altında durma, git partini kur’ diye bir tercihe zorlamak daha doğru olur” diye bir eğilim vardı. Ama “Partide kaldıkları sürece zarar vermeye devam edecekler, bir an önce parti ile bağları koparılsın” düşüncesinde olanlar baskın çıktı. MYK’da yaptığı konuşma dikkate alındığında Erdoğan’ın da bu işin daha fazla uzatılmaması kanaatinde olduğu anlaşılıyor.
MYK’DA NE KONUŞULUYOR?
MYK toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan sırayla herkese söz veriyor. Görüşlerini açıklamalarını istiyor. Söz alan MYK üyeleri, Davutoğlu ve arkadaşlarının açıklamalarını kabul edilemez buluyor. Yanlış yaptıkları konusunda görüş birliği oluşuyor. Aralarında “Kendileri istifa etsin” diyenler oluyor. “İhraç edip kahramanlaştırmayalım, kalsınlar” görüşünü savunanlar çıkıyor. Ama bu görüşte olanlar azınlıkta kalıyor. Ezici çoğunluk, “Partide oldukları sürece partideki disipline uymak zorundalar. Bu iş daha fazla uzamasın, partiye daha fazla zarar vermesinler” görüşünü savunuyor. Değerlendirmeler bittikten sonra Erdoğan, ihraç talebiyle disipline sevklerini oya sunuyor. Karar oybirliğiyle alınıyor. Erdoğan bunun üzerine “O zaman disiplin işlemi yapılsın” talimatını veriyor.
ERDOĞAN’IN KONUŞMASINDAKİ VURGU NEYDİ?
İhraç kararının alınmasından sonra Erdoğan önemli bir konuşma yapıyor. AK Parti’nin 18. kuruluş yıldönümünde “Bize yeni Ömerler lazım” demişti ya, o minvalde konuşuyor. Büyük harflerle “dava” vurgusu yapıyor. İşte Erdoğan’ın sözleri: “Bizim bir davamız, bir yürüyüşümüz var. Bizim gayemiz milletimizin duasını almak. Rabbimizin rızasını kazanmak. Bizim yolumuz dava yoludur. Bu yolda birlik ve beraberlik içinde yolumuza devam edeceğiz. Bizim bir davamız ve bir yol arkadaşlığımız var. Bu yoldan ayrılanlar oldu. Durumları ortada, görüyorsunuz. Şimdi ayrılacak olanların akıbetleri de aynı olacak. Şimdiye kadar nasıl hareket ediyorsak bundan sonra da aynı dava şuuruyla hareket edeceğiz. Tekrar söylüyorum, biz milletimizin duasına, Rabbimizin rızasına talibiz. Mesele 82 milyonun duasına talip olma meselesi.”
Erdoğan konuşmasını “Arkadaşlar biz kendi işimize bakacağız” diye bitiriyor.
DAVUTOĞLU NE YAPACAK?
Peki ihraç kararından sonra Davutoğlu hakkında süreç nasıl işleyecek? Merkez Disiplin Kurulu Başkanı Ahmet Aydın, parti tüzüğünün 117. maddesine göre Ahmet Davutoğlu, Selçuk Özdağ, Ayhan Sefer Üstün ve Abdullah Başçı’ya ihraç kararını tebliğ edecek. Önemli bir ayrıntı var. Davutoğlu ve arkadaşlarının “tedbirli” olarak ihracı istendiği ve suçlar basın yoluyla işlendiği için 119. maddeye göre işlem yapılacak ve savunmalarını 1 hafta içinde yapmaları istenecek. Bu arada “tedbirli” oldukları için partiyle ilgili hiçbir faaliyete katılamayacaklar.
Davutoğlu ne yapacak? Bugün bir araya gelip nasıl bir yol izleyeceklerini kararlaştırmaları bekleniyor. Tek tek savunma yapmak yerine kamuoyuna dönük “dörtlü takrir” yayınlamayı tartışıyorlar. İhracı istenenler 4 kişi. Ancak buradaki dörtlü takrir vurgusu önemli. CHP’den ayrılıp DP’yi kuran Celal Bayar ve arkadaşları dörtlü takrir yayınlamışlardı. O çağrışımın yapılmasını istiyorlar. Kasım ayında ise partilerini kurup tabelalarını asmayı planlıyorlar.
Paylaş