Paylaş
Külliye’ye giden CHP’li tartışmasının bu yönü üzerinde pek fazla durulmadı ama oradaki hedeflerden biri, mevcut siyasetçileri yıpratırken yenilere yol açmaktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve Muharrem İnce’yi polemiğin içine çekerek, “Eski siyasiler kavgacı” algısını oluşturmaktı. Kılıçdaroğlu bu oyunu göremedi ama Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum” restini çekmek suretiyle krizi fırsata çevirdi. Muharrem İnce’nin meydan okuyuşu da kendisini kuyuya atmak isteyenlerin hesabını bozdu.
Benzer süreç TOGO kuleleriyle ilgili tartışmada yaşanmadı. O farklı bir olaydı. Ama Kanal İstanbul’la bir algı oluşturulmak istendiği bir kez daha öne çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Kanal İstanbul’u savunurken, Ekrem İmamoğlu şiddetle karşı çıkıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni Kanal İstanbul’la ilgili ortaklıktan çektiğini açıklayan İmamoğlu, önceki gün düzenlediği basın toplantısında ise “Ya kanal, ya İstanbul” diye bir çıkış yaptı.
Ekrem İmamoğlu her şeye karşı çıkan, “istemezükçü” bir CHP’li olmadığı, Yasin-i Şerif okuyan, cuma namazına giden, milletin değerleriyle barışık bir profil ortaya koyabildiği için seçimleri kazanmıştı. Ondan her şeye karşı çıkan CHP siyasetinde yeni bir kulvar açması bekleniyordu. Ama İmamoğlu, Kanal İstanbul konusundaki tavrı ile Boğaziçi Köprüsü’ne karşı çıkan “68 model solcu” bir tavır ortaya koydu. Böylece seçimlerden önce çizdiği profille seçimlerden sonraki tavrı pek uyuşmadı.
Fakat 2023 seçimlerine dönük projeleri olanlar, dünden itibaren “Ekrem İmamoğlu muhalefetin sözcüsü” ya da “İmamoğlu muhalefetin liderliğini yapıyor” söylemini piyasaya sürmeye başladılar.
İmamoğlu’nun da bundan hoşlandığı anlaşılıyor çünkü giderek muhalefet dozunu yükseltiyor.
Hedef, 2023’te Cumhurbaşkanı adayı olmak.
Hatırlar mısınız, bir süre önce Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dönüp “Bomba kulislerim var” demiş, sonunu da “Ekrem İmamoğlu, aman dikkat” diye bitirmiştim. Ayrıntılarını daha sonra yazacağım. İmamoğlu bu role soyunurken, Ankara’da başka bir isim konuşuluyor. Bir anlamda hesaplar karışıyor. O yüzden bu kez de “Ekrem İmamoğlu, Abdullah Gül’e aman dikkat” diyorum.
Bir şey daha diyorum.
2023 sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan hamlelerini henüz yapmadı. Erdoğan’ın hamlelerini görmeden kimse hesap yapmasın derim.
KILIÇDAROĞLU’NUN TARTIŞILAN LİDERLİĞİ
Hani “İstanbul yaklaşımı” diye bir deyim var ya, buna şimdi bir de Kılıçdaroğlu yaklaşımını eklemek lazım. Sinan Aygün, Kılıçdaroğlu ile iki kez görüştüğünü ve TOGO kuleleri için kendisinden 25 milyon lira rüşvet istendiğini anlattığını söylüyor. “Kılıçdaroğlu bana ‘Dur, sakin ol! Ben Bülent Kuşoğlu ile görüşürüm, senin Mansur Bey ile olan sorununu çözer’ dedi” diyor. Kılıçdaroğlu’nun 1 saat sonra arayıp Kuşoğlu’nun Ankara dışında olduğunu, daha sonra görüşeceğini söylediğini ifade ediyor.
Bülent Kuşoğlu Ankara dışında olduğunu doğruluyor ama Kılıçdaroğlu’nun kendisini aramadığını söylüyor.
Sinan Aygün, bu kez Kılıçdaroğlu’ndan “iki dostum” dediği CHP’li Meclis Başkanvekili Levent Gök ile Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen’i görevlendirmesini istiyor. Levent Gök CNN Türk’te yayına bağlanınca öğrendik ki Kılıçdaroğlu onlarla da görüşmemiş. Böyle bir talimat vermemiş. Ama Kemal Bey, Mansur Yavaş’la görüşüp “Hukukun gereğini yerine getir” demiş.
Kılıçdaroğlu bir şeyi istemeyince yapmıyor ama tarzı biraz farklı.
Benzer durum, Külliye’ye giden CHP’li konusunda da yaşanmıştı. Kılıçdaroğlu, bir sözle krizi bitirip CHP ailesinin büyüğü rolünü oynayabilecekken “Doğrudur” demiş, CHP’yi tartışmanın merkezine oturtmuştu.
Lider, fırtınalı denizlerde gemisini limana ulaştıran kaptan demektir. Kemal Bey krizler karşısında net bir tavır koymayınca, yerel seçimlerde bir ivme yakalayan CHP aylardır krizler üzerinden tartışılıyor.
GÜVENLİK SORUŞTURMASI PAKETTEN NASIL ÇIKARILDI?
ANAYASA Mahkemesi’nin iptal ettiği güvenlik soruşturmasına ilişkin düzenleme AK Parti’nin oylarıyla Plan ve Bütçe Komisyonu’ndan geçmişti ama Meclis Genel Kurulu’nda çıkarıldı. Muhalefet düzenlemeyi komisyon aşamasında eleştirmişti ama paketten çıkarılması AK Parti içindeki gelişmelerin sonucu oldu.
Araya başka gündem konuları girince yazamamıştım. Geç oldu ama önemli bulduğum için aktarmak istedim.
Güvenlik soruşturmasıyla ilgili düzenlemeye AK Parti içinde itirazlar olunca Grup Başkanı Naci Bostancı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı bilgilendirdiği söyleniyor. Erdoğan konuya sıcak yaklaşıyor ve Bostancı başkanlığında bir toplantı yapılıp sonuç hakkında kendisine bilgi verilmesini istiyor.
Bostancı başkanlığında yapılan toplantıya Grup Başkanvekili Mehmet Muş, insan haklarından sorumlu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta, İçişleri Komisyonu Başkanı Celalettin Güvenç, Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu Başkanı Selami Altınok, Anayasa Komisyonu Başkanvekili Ali Özkaya, Adalet Komisyonu Başkanvekili Yılmaz Tunç, Anayasa Komisyonu üyesi Cengiz Aydoğdu ve Adalet Komisyonu üyeleri Abdullah Güler ile Ramazan Can katılıyor. Toplantıda AK Parti’nin 2002-2007 arasındaki reformcu kimliği ağır basınca, güvenlik soruşturmasıyla ilgili düzenlemenin paketten çıkarılması kararı alınıyor. Toplantıda ayrıca güvenlik soruşturmasıyla ilgili olarak “güvenlik ve özgürlük dengesi”ni esas alan müstakil bir yasa çıkarılması kararlaştırılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan alınan kararlardan memnun kalıyor olmalı ki hem düzenleme paketten çıkarılıyor, hem de Erdoğan ocak ayına yetişmek üzere bir yasa teklifi hazırlanması talimatını veriyor.
Paylaş