Çavuşoğlu Hollanda krizinin perde arkasını Hürriyet'e anlattı

HOLLANDA krizinin perde arkasını Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile konuştum.

Haberin Devamı

Hollandalı yöneticilerin çirkinlikte birbiriyle yarıştığı o geceyi Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun ağzından aydınlatmaya çalıştım.

“Hollanda programı için Rotterdam’da organizasyon yapılmış, önceden uçuş izinleri alınmış. Buraya kadar bir sorun yok. Hiçbir sorun yokken Hollanda Başbakanı Rutte, ‘Türk Dışişleri Bakanı gelemez’ diye açıklama yaptı. Ben de ‘Hollanda’ya ben vatandaşlarımızla buluşmaya gidiyorum’ diye karşılık verdim ama rahatsız oldum. Bunun üzerine AKPM’den dostluğumuz olan Rene van der Linden’i aradım. ‘Bu açıklama bizi çok kırdı. Bu açıklamaya ne gerek vardı. Başbakan bu açıklamayı yapacağına beni arasaydı, seçimden önce gelmesen deseydi, ben de bunu anlayışla karşılardım. Bizim dostluğumuza yakışmıyor’ dedim. Van der Linden, ‘Başbakanı ara’ dedi. ‘Yok, ben aramam. Bu tavır bizi üzdü’ karşılığını verdim. Bunun üzerine Dışişleri Bakanı Bert Koenders aradı. Ona da aynı şeyi söyledim. ‘Başbakan açıklama yapacağına beni arasaydı. Seçim var gelme deseydi, seçim sonrası gelirdim’ dedim. Bunun üzerine, ‘Seçim sonrasını da garanti edemem’ demesin mi?”


ADIM ADIM KRİZ
Burada araya gireceğim.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile Hollandalı meslektaşı AKPM’den arkadaşlar. O nedenle birbirlerine ilk isimleriyle, “Bert” ve “Mevlüt” diye hitap ediyorlar.

“Bert ben senden izin istemiyorum. Ben orada kendi vatandaşlarımızla buluşacağım. Sadece nezaketen sana söylüyorum” diyor.

Hollandalı Bakan, “Sen son kararını verme ben bir bakayım” diyor. Çavuşoğlu, “Sen benim arkadaşımsın. Başbakanla görüş, beni ara. Seçimden sonra gelebilirim, 17-18 Mart olabilir” diye öneri getiriyor.

Mevlüt Çavuşoğlu yanıt beklerken Başbakan Rutte, “Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı’nın uçağı inemez” diye açıklama yapıyor.

Mevlüt Çavuşoğlu o sırada CNN Türk’te Hakan Çelik’in canlı yayın konuğu. Bu açıklama üzerine Hollanda Dışişleri Bakanı’nı arıyor, “Bert, bak dürüst davranmıyorsunuz, seçim öncesi popülizm yapıyorsunuz, bu dürüst bir davranış değil” diyor.

Bundan sonra her 15 dakikada bir Çavuşoğlu’nu arıyorlar. Sorunu çözmek için değil, tam aksine ‘telefonda tehdit ediyorlar’. Sıra toplantı yerine geliyor.

Çavuşoğlu şöyle aktarıyor:

“Dışişleri Bakanı, ‘Rotterdam olmaz, Lahey olsun’ dedi. Orada ilana çıkılmış, vatandaşlarımıza duyurulmuş. Buna rağmen, ‘Lahey olur’ dedim. Biz Lahey’i kabul edince şaşırdılar. Bu sefer, ‘Salon olmasın, büyükelçilik olsun, 40-50 kişi katılsın, görüşeceklerinizin listesini de önceden bize verin’ dediler. Buna, ‘Vatandaşlarımız Türkiye Cumhuriyeti’nin toprağı olan büyükelçiliğimize gelecekler. Size bir liste verecek değilim’ karşılığını verdim.”


AİLE BAKANI NASIL GİTTİ
Bir de Aile Bakanımızın Hollanda’ya gidişi konusu var. Önce Hollanda’nın servis ettiği senaryoyu aktarayım.

“Türk Bakan Türkiye’ye dönmeye hazırlanırken telefon görüşmeleri yapıyor. Bunun üzerine rota Hollanda’ya çevriliyor. Hollanda’yı yanıltmak için aynı tipte 3 araç hazırlanıyor, üçü de ayrı kapılardan giriş yapıyor. Bu arada Almanya, bu durumdan Hollanda’yı haberdar ediyor. Almanya’nın nasıl haberi oluyor? Fiziki takiple mi, Bakan Fatma Betül Sayan Kaya’nın telefonlarını dinleyerek mi, yoksa başka istihbarat kanalları aracılığıyla mı? Ya da hepsini birden kullanarak mı? Hollanda, Aile Bakanı henüz Almanya’dan hareket etmeden önce bu haberi öğrenmesine rağmen girişte önlem almıyor. Türk Bakan’ın Rotterdam’a kadar gelip, konsolosluk binasının kapısında durdurulması için hazırlık yapıyor.”

Neden? Seçimler öncesinde güç gösterisi yapmak için.

Gerçek durumu Çavuşoğlu’na sordum.

“Rotterdam’daki büyükelçilik aracımız hazırlandı. Diplomatik plakaya sahip olan zırhlı diplomatik aracımız Rotterdam’dan gitti, Sayın Fatma Betül Sayan Kaya’yı aldı, Rotterdam’a getirdi. Gizli saklı bir şey yok. Orası benim toprağım.”

Hollanda’ya yönelik ilk yaptırımlar devreye girdi. İkinci yaptırım paketi ise hazır tutuluyor. Bundan sonrasını Çavuşoğlu’na sordum.

“Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanının Türk vatandaşları ile buluşmasına engel olunması, o gece maslahatgüzarımızın gözaltına alınması Viyana Sözleşmesi’nin iptal edilmesi demektir. Uluslararası hukukun verdiği tüm imkânları kullanacağız, diplomatik zeminleri harekete geçireceğiz.”

Ancak bir çekincesi var Çavuşoğlu’nun:

“Avrupa’daki ikiyüzlülüğü de görüyoruz. Bana telefonda Hollanda’nın yaptığı yanlış diyenler, Hollanda’ya destek açıklaması yaptılar. Bu ikiyüzlülüğün farkındayız. Bu olay Hollanda’da değil Türkiye’de olsaydı bütün dünya ayağa kalkardı.”

Haberin Devamı

Yazarın Tüm Yazıları