Paylaş
Onlarla ilgili gelişmeleri takip ediyor, aynı zamanda savunma hakkına olan saygım gereği Adnan Oktar’dan gelen açıklamaları da paylaşıyorum.Adnan Oktar, 23.08.2018 tarihli mektubunda birçok konuya açıklık getirmeye çalışmış. Bunlardan birisi de Mehdilik meselesi. Hiçbir zaman kendisinin Mehdi olduğunu söylemediğini ifade ediyor. Zaten Mehdilik iddiasında olanların hiçbiri ‘Ben Mehdiyim’ demiyor. Ama Adnan Oktar gibi öyle bir Mehdilik tarifi yazıyorlar ki sadece adı ve soyadını vermiyorlar. Faaliyetlerine Karaköy’den başlayan Adnan Oktar da Mehdi’nin “Karaköy’den çıkacağını” belirtip DEAŞ’ın ‘kara bayrak’ açmasını Mehdiliğe bir delil olarak gösteriyor.
Hem Mehdi hem mason olunmaz. Adnan Oktar, mektubunda masonluğunu reddetmiyor. Zaten etse ne olacak? Törenle masonluk belgesini almış, bunu büyük bir onur gibi kamuoyuyla paylaşmıştı. Sadece, “Masonluğum usulen masonluktur” diyor. Mason localarına Kuran-ı Kerim dağıttıklarını söylüyor. Masonluk sıradan bir meslek kuruluşu değil, İslam’a karşı kurulmuş dünyanın en örgütlü topluluğudur. Masonluk Kuran-ı Kerim’e hizmet için girilecek bir yer değil, bir dünya görüşünün tercih edilmesidir. İyi ki Kuran-ı Kerim dağıtmak için başka mesleklere girmemişler...
FETÖ’nün polis imamları Tuncay Opçin ve Mehmet Baransu ile görüşmesini kabul ediyor. Onlara hükümetle uyumlu olmalarını tavsiye ettiğini belirtiyor. Hani Fetullah Gülen’i Mehdi’nin yardımcısı olan Kahtani olarak ilan etmişti ya... Mektubunda ona da bir izah getiriyor. 2013 tarihli bir videoda “Fetullah Hoca, ahir zamanda gelecek mühim şahsiyetlerden birisidir. Fetullah Hoca, Kahtani olabilir. Mehdi’nin yardımcısıdır” diyordu. Açıklamasında ise Kahtani’yi bela getiren anlamında kullandığını söylüyor. Adnan Oktar, “O zaman onlar güçlüydü, bize zarar vermemeleri için böyle bir yolu seçtim” dese anlayacağım, ama düpedüz aklımızla alay ediyor.
MÜZİK VE DANS
Her defasında dekolte kıyafetli ‘kedicik’leriyle TV ekranında yaptığı dansları gündeme getiriyor. Ben ısrarla Peygamberimizin ya da hangi İslam âliminin hayatında böyle bir şey olduğunu soruyorum. Kimsenin dans etmesiyle ya da eğlenmesiyle bir sorunum yok. Ama
dini bir cemaatin lideri iddiasında olan bir şahsın bu sorulara tatmin edici cevap vermesi gerekiyor. Adnan Oktar “Müziğin, dansın, eğlencenin meraklısı değilim” diyor. Diskolardaki, pub’lardaki, plajlardaki insanlara yaklaşmak için dans, müzik ve eğlenceyi tercih ettiklerini söylüyor. Bu arada Cübbeli Ahmet’e de bir taş atıyor. “Cübbeli Ahmet gibi bir görünümle tebliğ mümkün değil” diyor. Cübbeli Ahmet, Ahmet Hakan’la girdiği “öpüşme” polemiğine ara verip bir cevap verirse sevinirim.
ÖRTÜNMEDE HAVVA DURUMU
Adnan Oktar’ın tesettürü “bikini bölgesi” olarak tarif ettiğini aktarmıştım. Zaten ‘kedicik’lerin kıyafeti de bu tarifi doğruluyordu. Mektubunda bu konuya geniş yer ayırmış. “Kuran-ı Kerim’de başörtüsü diye bir şey yoktur, çarşaf vardır” diyor. Madem Kuran-ı Kerim’de çarşaf deniliyor, o zaman ‘kedicik’leri niye çarşafa sokmuyorsun?
Adnan Oktar’ın bir sonraki cümlesinde ise yeni bir tarifle karşılaşıyoruz. “Adem ve Havva cennetten indirildiklerinde Adem sadece edep yerini, Havva annemiz edep yeri ve göğsünü kapamıştır” diyor. Bu durumda ‘kedicik’lerin referansının Havva olduğu anlaşılıyor. Yaprak olmayınca dekolte kıyafetlerle kapatmışlar.
Adnan Oktar, Kuran-ı Kerim’de “Başörtüsü yok” diyerek, 28 Şubat’ta türban yasağını getirenlerle aynı gerekçeye sığınıyor. Kuran-ı Kerim’de Nur ve Azhap surelerinde Müslüman kadınların kapanması emrediliyor. Nasıl kapanacakları tarif ediliyor. Peygamberimizin hadislerinde ve yaşamında bunun örnekleri var. Peygamberimizin eşleri Hz. Hatice ve Hz. Aişe ile kızı Hz. Fatıma, Havva usulü değil tam tesettüre uygun olarak kapanıyorlar.
Adnan Oktar Kuran-ı Kerim’e uyacağına Kuran’ı ve İslam’ı kendine uydurmaya çalışıyor.
Paylaş