Önce PKK yöneticilerinin açıklamalarına göz atalım.
PKK’nın bir numarası Murat Karayılan, “14 Mayıs’ta sadece Cumhurbaşkanı değil, sistem de değişecek” dedi.
Duran Kalkan, Kandil’deki mağaradan katıldığı yayında, “Her türlü desteği vereceğiz” dedi. “AK Parti, MHP faşist, sömürgeci, soykırımcı diktatörlüğüne karşı sekiz yıldır en büyük mücadeleyi PKK yürüttü” diye konuştu.
BESE HOZAT’TAN DESTEK
Kandil şeflerinden Bese Hozat, “Biz HDP’nin Millet İttifakı’nı destekleme tutumunu değerli, önemli ve anlamlı buluyoruz. Seçimlerin sonucunu doğrudan etkileyecektir. Bu tutumu destekliyoruz. Seçim süreci ile birlikte güçlü bir mücadele yürütülürse bu faşist iktidar 14 Mayıs’ta yıkılacaktır” diye konuştu.
Sırrı Sakık işin tam adını koydu. “Biz üç-beş bakanlık pazarlığı peşinde değiliz” dedi. “Biz bu sistemi değiştireceğiz, bizim küçük hesaplarımız yok... Biz 100 yıllık Cumhuriyet’i değiştireceğiz” dedi.
Ahmet Türk, “Bu Nevruz ve bu dönem Sayın Öcalan’ın özgürleşme dönemidir” diye konuştu.
GİZLİ ANLAŞMA MI
Görüşme 1 saat sürdü. Doğrusu seçimlere giderken kritik bir görüşmeydi. Peki bu görüşmeden ne çıktı? Aslında Muharrem İnce bunu bir cümle ile özetledi. “Hoş geldiniz, güle güle” dedi. Muharrem İnce cumhurbaşkanı adaylığından çekilmediğini açıkladı. Bu durum iki liderin pozisyonlarını koruduklarını gösteriyordu. “Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna” durumu oluştu.
İki liderin açıklamasında tekrar bir araya gelineceği ya da heyetlerin görüşeceği şeklinde bir ifade yoktu. Demirel’in, “Siyasette 24 saat uzun bir süredir” dediği günlerin ötesindeyiz. Değil 24 saat, artık saatlerin önemli hale geldiği bir süreçteyiz. Ayrıca bu işin seçim takvimini ilgilendiren bir yönü var. 31 Mart’ta cumhurbaşkanı adaylarının listesi kesinleşecek.
İNCE ÇEKİLMEYECEK
Görünen o ki, Muharrem İnce cumhurbaşkanı adaylığından çekilmeyecek. Memleket- Partisi kendi adıyla ve logosuyla girecek. FETÖ’süyle, PKK’sıyla muhalif mahalle Muharrem İnce’yi linç etmeye devam edecek. Artık ne seçerseniz alın. Kimi bir bölen diyecek, kimi hain ilan edecek.
KILIÇDAROĞLU ÖNERİ GÖTÜRMEDİ
Kılıçdaroğlu, Halil İbrahim sofrasını genişletmek istediklerini söyledi. Ama Muharrem İnce’yi ikna edecek bir öneri ile gitmedi. Çünkü Kılıçdaroğlu hiçbir zaman Muharrem İnce’yi istemedi. Muharrem İnce’yle sorununu artık kişiselleştirdi. Sadece üzerindeki mahalle baskısını azaltmak ve bakın Muharrem İnce’ye gittim ama o gelmedi demek için görüştü. Muharrem İnce’yi bir bölen olarak göstermek için bu ziyareti yaptı.
MUHARREM İNCE’Yİ İSTEMEDİ
Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’
İnce daha sonra bu hitaptan rahatsız olduğunu ama o günün havasını bozmamak için sesini çıkarmadığını söylemişti.
Seçime giderken Muharrem İnce’nin oyları yükselip Memleket Partisi anahtar parti konumuna yükselince Kılıçdaroğlu, İnce’nin kapısını çalmak zorunda kaldı. Böylece iş, “Gel bakalım Muharrem’den, geliyorum Muharrem”e döndü.
31 Mart’ta cumhurbaşkanı adayları kesinleşecek. Muharrem İnce o tarihten sonra çekilse dahi seçim pusulasında yer alacak. Yoksa Kılıçdaroğlu bugün ziyaret etmeyecekti. CHP’deki hava Muharrem İnce’nin oyu nisan ortasına doğru geriler, eli bize mecbur kalır şeklindeydi. Anket yapıp oyunu ölçelim eğilimi hâkimdi. Ancak YSK’daki CHP temsilcisi de aynı yönde uyarıda bulununca apar topar ziyaret kararı alındı. Muharrem İnce zaten dün bu köşede, “Kemal Bey’i bekliyorum. Buyursun” demişti.
KRİTİK GÖRÜŞME
Öncelikle bu görüşmenin 14 Mayıs seçimlerine giderken yapılacak en kritik görüşmelerden biri olduğunu belirtmek isterim. Hatta en kritik görüşme. Çünkü Muharrem İnce kendisi kazanamasa da kaybettirebilir. O nedenle Muharrem İnce’nin kararı Kılıçdaroğlu’nun kaderini belirleyecek. Muharrem İnce’yle daha önce konuştuğumda, “Genel başkanlığımı yaptı. Ağabeyimdir. Ben CHP kültürü ile yetişmiş bir insanım” demişti.
NE ÇIKACAK
Kılıçdaroğlu elbette ki Muharrem İnce’den adaylıktan çekilmesini ve kendisini desteklemesini isteyecek. İnce, müzakereye açık olduğunu ifade etmişti. Kapıyı kapatmamıştı. Ama bu Kılıçdaroğlu’nun hangi önerilerle geleceğine bağlı. Eğer Kılıçdaroğlu üzerindeki mahalle baskısını hafifletmek ve İnce’yi muhalif kesimde zor durumda bırakmak için bu görüşmeyi yaparsa kendisi kaybeder. Ama ciddi önerilerle gelirse CHP ile Memleket Partisi arasında müzakere masası kurulabilir.
MAHALLE BASKISI
Yok yok sadece kampanyaya dönüşmedi. Yer yer linçe dönüştü. Bunun üzerine Muharrem İnce’yi aradım. Cenazesi vardı. Yalova’da halasının kızının cenazesindeydi. Başsağlığı diledim. Müsait olduğunda ise sorularımı yönelttim. Ben sordum, İnce cevap verdi.
ÇEKİLECEK Mİ
- Çekilmeniz yönünde çağrılar var. Çekilecek misiniz?
İNCE: Solun 1994’teki yerel seçimlerinden bir travması var. İstanbul seçimlerinde Zülfü Livaneli ve İlhan Kesici birbirine yakın oylar aldılar. Erdoğan aradan sıyrıldı, yüzde 25 oyla seçimi kazandı. Ama o yerel seçimdi, bu genel seçim. O futbol maçıydı, bu basket maçı. Birbirine karıştırmamak lazım. Bu bir.
YÜZDE 60’TI
İkincisi ise diyorlar ki Millet İttifakı yüzde 60 alıyor. Bana da yüzde 2-3 veriyorlar. Madem yüzde 60’sınız ben olursam o zaman yüzde 58’le alın.
CHP’NİN EVLADINA
Üçüncüsü ise
Deprem nedeniyle ilk kez farklı bir seçim süreci yaşıyoruz. Bir yanda deprem gerçeği var, diğer yanda ise 5 yıl süreyle Türkiye’yi kimin yönetmesi gerektiğine karar verilecek.
ERDOĞAN- KILIÇDAROĞLU SEÇİMİ
14 Mayıs’ta sandığa gittiğimizde, Türkiye’yi Erdoğan mı yönetsin, yoksa Kılıçdaroğlu mu yönetsin diye karar vereceğiz. Sandıkta vereceğimiz kararla Türkiye’nin kaderini 5 yıllığına ya Erdoğan’a ya da Kılıçdaroğlu’na teslim edeceğiz.
DEPREM GÖLGESİNDE SEÇİM KAMPANYASI
Deprem nedeniyle Türkiye ilk kez böyle bir seçim kampanyası süreci yaşıyor dedim. Bu durum partilerin seçim kampanyalarını da etkiliyor. Zaten depremden önce başka bir seçim kampanyası planlanmıştı, depremden sonra başka bir kampanya hazırlandı. Deprem bir gerçek. Ama depremin dahi değiştiremeyeceği başka bir gerçek daha var. İnsanlar geleceğe umutla bakmak istiyor. Daha iyi bir Türkiye’de yaşamak istiyor. İnsanlar umut ettikçe yaşar. Sandık başına gittiğimizde bu iki olguya bakarak karar vereceğiz. Erdoğan mı bu sorunların altından kalkar, yoksa Kılıçdaroğlu mu? Erdoğan mı Türkiye’yi daha iyi bir geleceğe taşır, yoksa Kılıçdaroğlu mu? Buna göre karar vereceğiz.
POZİTİF BİR SEÇİM KAMPANYASI
AK
Onlardan uzak duruyorum. Trol anketçiler var. Onlardan fersah fersah kaçıyorum. AK Parti Beykoz İlçe Teşkilatı Muharrem İnce’ye imza vermek için çalışma başlattı diyen CHP’nin anketçisi gibi tiplerden uzak duruyorum ama ciddi araştırma şirketlerinin anketlerini takip etmeye çalışırım.
Hilmi Daşdemir’in başkanı olduğu Optimar, düzenli takip ettiğim kamuoyu araştırma şirketlerinden biri. 2014 ve 2018 cumhurbaşkanlığı seçimleri ile 2017 Referandumu’nu isabetli tahmin eden firmalardan biri oldu.
Optimar’ın 13-18 Mart tarihleri arasında 1916 kişi üzerinden yaptığı anket önemli veriler içeriyor. Tabii seçimde son düzlüğe girildiğinde yapılacak olan araştırmalar daha fikir verici olacak ama Optimar’ın anketi seçim sandığına ışık tutuyor.
ERDOĞAN İLE KILIÇDAROĞLU’NUN ORANLARI
Cumhurbaşkanlığı seçimi Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında geçecek. Ama bu arada 1 ay önce hiç şans tanınmayan Muharrem İnce ciddi bir tırmanışta. Muharrem İnce kimin kazanacağını değil, kimin kaybedeceğini belirleyebilir.
Oranlara gelince, Kılıçdaroğlu 10 puan önde diyen manipülatif anketçilere bakmayın, iki lider arasında 2 puan fark çıkıyor.
Recep Tayyip Erdoğan yüzde 47.4
Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 45.3
CHP’de arka kapı diplomasisini Sezgin Tanrıkulu yürütüyordu. Devrede bölgeden bazı işadamları vardı. Görüşme trafiği sadece CHP ile HDP arasında yürümüyordu. Kandil devredeydi. Bu süreçte Selahattin Demirtaş ve HDP’de önemli bir rol üstlendi. Mithat Sancar ve Pervin Buldan, CHP Genel Merkezi’nde Kılıçdaroğlu’nu ziyaret ettiklerinde Meral Akşener ile Mansur Yavaş aday olduğu takdirde desteklemeyeceklerini ama Ekrem İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu aday olursa destekleyeceklerini bildirmişlerdi. Kılıçdaroğlu onu bildiği için HDP’yi Meclis’te ziyaret ettikten sonra ağzı kulaklarındaydı. Kılıçdaroğlu, HDP ile mutabakatın sürdüğünü görmekten dolayı mutluydu. İş 6 ay önce bitmişti. Sadece zamanı geldiği için şimdi ilan edildi.
KARAYILAN İŞARETİ VERMİŞTİ
Kandil’deki PKK’nın bir numaralı yöneticisi Murat Karayılan, “14 Mayıs’ta sadece cumhurbaşkanı değil, sistem değişecek” diyerek zaten günler öncesinden mesajı vermişti. Karayılan ayrıca, “6’lı Masa’ya operasyon çekmek istediler ama Altılı Masa dağılmadı” dedi. Sanki 6’lı Masa’nın 7’nci ortağı gibi. Kandil, Türkiye’yi bölmek için mücadele eden PKK terör örgütünün yönetildiği merkez. Karayılan da PKK terör örgütünün bir numaralı yöneticisi.
İspanya Batasuna Partisi’ni, terörü kınamadığı için kapattı. Biz de terör örgütünün lideri 6’lı Masa’ya rol tayin ediyor. Meral Hanım, siz de buna göz yumuyorsunuz.
Cumhurbaşkanlığı hesabı uğruna hangi tavizler verildiyse Karayılan, “Önder APO’nun özgür olma vakti geldi” dedi. Nevruz kutlamaları sırasında da aynı dili Ahmet Türk kullandı. “Bu dönem Öcalan’ı özgürleştirme dönemidir” diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU SÖZ MÜ VERDİ
HDP-PKK ile hangi pazarlıklar yapıldı ki PKK ve HDP yöneticileri Öcalan’ın özgür olma zamanının geldiğini ilan ettiler? Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adaylığı karşısında Kandil’e bir vaatte mi bulundu? Aralarında gizli bir anlaşma mı yapıldı? Bunların açıklanması gerekiyor.
Peki milliyetçi
Ama olmadı. 2018 seçimlerinde de Fatih Erbakan’ı Meclis’e taşımak istemişti. Başarılı olunamadı. 2015 seçimlerinde de Saadet Partisi’ne teklif götürülmüştü. O zaman 20 milletvekili istemişlerdi. 20 milletvekili vermedi diye Erdoğan’la ittifak yapmayan Saadet Partisi, 2 milletvekili karşılığında CHP’ye payanda oldu.
ŞANS KAPIYI İKİ KEZ ÇALDI
Muhalif kesimde Kılıçdaroğlu’nu destekleyenin melek ilan edildiği, desteklemeyenin şeytan haline getirildiği bir linç kültürü var. AK Parti’de ise bir kişi ağzını açıp Fatih Erbakan ve partisi hakkında olumsuz bir kelime etmedi. Doğru olan da bu. Karara saygı duymak gerekiyor. Tabii bu Yeniden Refah Partisi’nin kararını değerlendirmeye engel değil. Fatih Erbakan açısından şans kapıyı iki kez çaldı. Ama ikisini de değerlendiremedi. Erbakan’ın, 20 milletvekili istediği AK Parti’nin bu sayıyı yüksek bulması üzerine talebini gözden geçirmek yerine sayıyı artırdığı söyleniyor.
ERBAKAN’IN RÜYASINI GERÇEKLEŞTİRDİ
Oysa Fatih Erbakan, milletvekili sayısını değil, ilkeleri esas alsaydı büyürdü. Babasının rüyası olan Ayasofya’yı açan, Taksim’e cami yapan, başörtüsü yasağını kaldıran, okullara Kuran-ı Kerim dersi koyan, Başbakan Erbakan’ı deviren 28 Şubatçıların yargılanmasını sağlayıp Erbakan’ı hapse girmekten kurtaran Erdoğan’ın yanında yer alsaydı milletin gönlüne taht kurardı. Bırakın 20 milletvekilini, yüzlerce milletvekiline sahip olacağı siyasi yürüyüşünü başlatmış olurdu. Ama o feraseti gösteremedi.
ERBAKAN HOCA OLSAYDI
Erbakan Hoca Ecevit’le, Demirel’le, Çiller’le koalisyon kurmayı, Türkeş’le Aykut Edibali ile ittifak yapmayı başardı ama Fatih Erbakan, Erdoğan’la seçim ittifakını yapamadı. Bu seçimlerde Erdoğan’ın yanında yer alsa daha sonraki seçimlerde millet onun yanında yer alırdı. Ama bugünün kısır hesapları içinde boğuldu, geleceği düşünemedi.
AĞIRALİOĞLU VE AYDIN TEPKİSİNİ SÜRDÜRÜYOR