“Zam oranını yüzde 25’e çıkararak emeklileri enflasyona ezdirmedik” dedi.
Cumhurbaşkanı emekli dostudur. Cumhurbaşkanı Erdoğan çalışanın yanındadır. Memurlara enflasyonun üstünde zam yapılması, asgari ücretin yılda iki kez artırıp çalışanların hayat pahalılığı karşısında korunmaya çalışılması bunun ispatı. Erdoğan, her zaman refah payı artışları yaparak emeklileri de yüksek enflasyon karşısında korumaya çalıştı.
Enflasyon oranı yüzde 19.77 iken emeklilere yüzde 25 zam yapıldı.
EMEKLİLER EK DESTEK BEKLİYOR
En düşük memur maaşı 22 bin liraya çıkarılarak yapılan yüzde 85 oranındaki artış ve asgari ücretin ikinci dönemde yüzde 34 oranında artırılması nedeniyle yüzde 25’lik zam emekliyi memnun etmedi. Emekli maaşı çalışana göre birkaç kademe geriledi. Emeklilerimiz zaten zor koşullarda yaşıyorlar. En büyük sıkıntıyı çeken kesim olmasına rağmen Erdoğan’a en büyük desteği de emeklilerimiz veriyor. Emeklilere zam oranı önümüzdeki hafta Meclis Genel Kurulu’nda görüşülerek kesinleşecek. Emeklilerin gözü Erdoğan’da. Umutları yine Erdoğan. Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan, emekliye zam oranının artırılması yönünde talimat verirse, Meclis’te bir önergeyle bu oran artırılır.
Emekliler, seçimde Erdoğan’a çok güçlü bir destek verdiler. Bu kez de emekliler Erdoğan’dan ek bir destek talep ediyorlar.
İMAMOĞLU PARTİ KURACAK MI?
C
Dört partiyle birlikte girdiği seçimde CHP’nin yüzde 25 oy almasını sorun etmiyor ama seçimden yüzde 52 oyla zafer kazanarak çıkan Erdoğan, AK Parti’nin yüzde 35 oy almasını görmezden gelmiyor.
Erdoğan, il başkanları toplantısında, “Tartışmasız zaferimize rağmen partimizin oylarında görülen negatif ayrışmanın farkındayız. Kimi şehirlerde milletvekilliği ile cumhurbaşkanlığı oy oranı uyumsuzluğunu görmezden gelmiyoruz. Tüm bu sıkıntıların kaynağını il il, sandık sandık inceliyoruz. Nerede bir hatamız olmuşsa kabullenecek ve düzeltmenin yollarını arayacağız” dedi.
TUZAĞI GÖRDÜ
Bir süre önce muhalefetteki dağınıklığın yerel seçimler için AK Parti açısından yanıltıcı olmaması uyarısında bulunmuştum.
3 Temmuz tarihinde, “AK Parti bu tuzağa düşmemeli” başlıklı yazımda, “AK Parti’nin muhalefet cephesindeki kaos ortamını yanlış değerlendirmemesi gerekiyor. Muhalefet seçim öncesinde nasıl olsa ‘Hayat pahalılığı AK Parti’yi götürür bizi getirir’ dedi. Ama yanıldı. AK Parti’nin de nasıl olsa muhalefetteki bu dağınıklık bize İstanbul ve Ankara’yı kazandırır diye düşünmemesi lazım. AK Parti’nin düşeceği en büyük tuzak olur” demiştim.
MADDE MADDE SIRALADI
Dün Erdoğan’ı izlerken, tehlikenin farkında olduğunu gördüm. Erdoğan bu tür tuzakları görmese şimdiye kadar girdiği her seçimi kazanan lider olur mu?
Erdoğan
Dün 6 aylık enflasyon oranları belli oldu. AK Parti en düşük memur maaşının 22 bin 17 lira olmasıyla ilgili kanun teklifini Meclis’e sundu.
Eskiden sözünde durmayan siyasetçiler için anlatılırdı. Seçim çalışması sırasında gittikleri köyde seçmenlerin taleplerini sigara paketinin üzerine yazar, onlara yapacaklarına dair söz verirler sonra köyden çıkınca da ilk iş olarak onu çöpe atarlarmış.
ERDOĞAN SÖZÜ
Erdoğan söz verip yapmayan bir siyasetçi değil. Tam aksine sözü senet olan bir lider. O nedenle “Yaparsa Reis yapar” deniliyor. Asrın deprem felaketine rağmen EYT’lilere verdiği sözü yerine getirdi.
En düşük memur maaşının 22 bin liraya yükseltileceği sözünü vermişti, seçimden sonra ilk işi bu oldu.
SEYYANEN ARTIŞ
Memur maaşlarıyla ilgili olarak yüzde 25 artı 7 bin lira ve kademeli bir artış olacağını yazmıştım. Yüzde oranını aşağıya çekip seyyanen yapılan artış miktarını yükseltmişler. Kademeli değil, tüm memurlara yüzde 17 artı 8 bin 77 lira seyyanen zam yapılması öngörülmüş. Sadece yüzdelik oranda bir artış yeterli olmazdı. 8 bin 77 lira seyyanen artış yapılması çok isabetli olmuş.
Yüksek enflasyon ortamında memurlara ne verilse azdır. Ama imkânları zorlayarak yapılacak artış en azından bir süre rahat nefes almalarını sağlayacak.
Bunun kuru baskılamak için değil tam aksine döviz likiditesini karşılamak için yapıldığını ifade etmiştim. Önemli de bir haber vermiştim. Merkez Bankası’nın aynı uygulamayı özel bankalara yapacağını bildirmiştim.
MERKEZ BANKASI’NDAN ÖZEL BANKALARA
Merkez Bankası tarafından dün özel bankalara resmi bir talimat gitti.
Merkez Bankası, “Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesap sahiplerinin vade tarihlerinde hesaplarını yenileme ilgileri devam etmekle birlikte, vade sonunda talep etmeleri halinde döviz piyasasında likidite ihtiyacı oluşabilmektedir. Bu kapsamda, bankaların vade sonunda ihtiyaç duyacakları döviz likiditesinin piyasa koşulları çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nca doğrudan karşılanabilmesine ve bankaların döviz likiditesi yönetimine destek olunmasına karar verilmiştir” deniliyor. Hafize Gaye Erkan, Merkez Bankası Başkanı olduğu günden bu yana sadeliğin ve şeffaflığın altını çiziyor. Bu da o yönde atılmış önemli bir adım.
TÜM BANKALAR İÇİN GEÇERLİ
Merkez Bankası’nın uygulamasının esaslarının anlatıldığı bölümde ise, “İşlemler döviz piyasalarında işlem yapmaya yetkili tüm bankalar ile gerçekleştirilir” deniliyor. Yani kamu ve özel banka ayrımı yok. Döviz piyasasında işlem yapmaya yetkili tüm bankalara döviz satışı yapılabilecek. Bu güven demektir, bu şeffaflık demektir.
Ayrıca döviz işlemleri için bankalardan ayrıca bir komisyon alınmayacağı, teminat ya da limit aranmayacağı belirtiliyor.
Dünkü Kabine toplantısının birinci gündem maddesi, temmuz ayında memur ve emeklilere yapılacak zamlardı.
Bu konudaki gelişmeleri aktarmak istiyorum ama önce Merkez Bankası cephesine eğilmek istiyorum. Çünkü yeni bir ekonomi yönetimi, yeni bir yaklaşım ve yeni bir Merkez Bankası var. Merkez Bankası’nın birinci önceliği enflasyonla mücadele. Zaten Türkiye’nin ihtiyacı da enflasyonun düşürülmesi. Enflasyon düşürülmediği, hayat pahalılığının önüne geçilemediği, çalışanların alım gücü yükseltilmediği sürece yapılacak olan artışlar bir noktaya kadar yeterli oluyor. Sonra yüksek enflasyon alıp götürüyor.
ENFLASYONU DÜŞÜRME KARARLILIĞI
Merkez Bankası faiz oranlarını yüzde 8.5’ten yüzde 15’e çıkaran Para Politikaları Kurulu toplantı özetini yayınladı. Otuz dokuz maddeden oluşan, teknik ve verilere dayanan açıklamayı birkaç kez okuma gereği duydum. Çünkü yeni politikalar açısından önemli ipuçları veriyor. Öncelikle ekonominin fotoğrafı çok kapsamlı olarak çekilmiş. Enflasyonu düşürme kararlılığı çok güçlü bir şekilde vurgulanmış. Açıklama inandırıcı ve geleceğe dair bir perspektif sunuyor. Piyasalara güven vermenin ilk adımı inandırıcı olmaktan geçiyor.
ÖNEMLİ BAŞLIKLAR
Merkez Bankası’nın sitesine girip toplantı özetinin tamamını okumak mümkün. Rakamlara boğmadan bazı başlıkları paylaşmak istiyorum.
YUMUŞAK VE KADEMELİ GEÇİŞ
-
Diğer muhalefet partilerinde bir kaos havası hâkim. Belli ki kaybedilmiş seçimin hesaplaşması bir süre daha devam edecek. Muhalefetin lideri olan CHP’de kimin genel başkan olacağı netleşmeden, muhalefet istikrara kavuşamaz. Çünkü muhalefette tüm hesaplar CHP’ye göre yapılıyor.
Ama AK Parti’nin muhalefet cephesindeki kaos ortamını yanlış değerlendirmemesi gerekiyor.
Muhalefet seçim öncesinde nasıl olsa “Hayat pahalılığı AK Parti’yi götürür, bizi getirir” dedi. Ama yanıldı. AK Parti’nin de nasıl olsa muhalefetteki bu dağınıklık bize İstanbul ve Ankara’yı kazandırır diye düşünmemesi lazım. AK Parti’nin düşeceği en büyük tuzak olur.
SEÇİM KAZANMA USTASI
Elbette ki Cumhurbaşkanı Erdoğan bir seçim kazanma ustası. Şimdiye kadar girdiği her seçimi kazanması bunu göstermiyor mu? Bu açıdan Türk siyasetinde ikinci bir örnek yok. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandığı gece yerel seçimleri hedef olarak gösterdi. Ayrıca gazetecilerin siyasetçilere akıl verme, yol gösterme gibi bir görevlerinin olmadığına inanırım. Bizim görevimiz haber vermek ve yorum yapmaktır. Bu çerçevenin dışına da çıkmamaya özen gösteririm. Ancak bu, gözlemlerimi aktarmaya ve yorum yapmama engel değil.
MORAL VE
MOTİVASYONU ARTIRDI
1-
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, bayramın ilk günleri Kahramanmaraş ve Adıyaman’daydı. Kurtulmuş’la deprem bölgesinin dönüş yolunda konuştuk. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı, Hatay’da yapımı devam eden hastaneleri kontrol ederken buldum. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise Adıyaman’daydı.
Peki CHP’liler ne yapıyordu? İstanbul ve Ankara’da kurultay kulisindeydiler. Geri kalanı ise sahillerde tatil yapıyorlardı.
Peki CHP bu bayramda ne ile gündeme geldi?
Kılıçdaroğlu’na istifa çağrıları, Ekrem İmamoğlu’nun değişim çıkışı ve bitmek bilmeyen kurultay tartışmaları ile hatırlandı.
KİBİR UYARISI
Buna rağmen Erdoğan ne yaptı?
İstanbul İl Teşkilatı ile bayramlaşma programında konuştu. Büyük bir seçim zaferinin ardından AK Parti’ye önemli uyarılarda bulundu. “Hiçbirimizin zafer sarhoşluğuna kapılma hakkı yoktur. Kibir, böbürlenme, şımarma, tepeden bakma bizim partimizde yer bulamaz. Bulmamalıdır. 21 yılda 17’nci zafer sonrasında bize yakışan tevazudur, bize yakışan samimiyettir. Bize yakışan, milletimizle aramızdaki gönül köprülerini güçlendirmektir” dedi.
GÜÇ ZEHİRLENMESİ
Ama Yusuf Akın’nın genel müdürü olduğu Areda Survey, seçimlerden hemen sonra halkın röntgenini çekmiş. Hem beklentileri ölçmüş hem seçim sonuçlarına ilişkin tespitlerde bulunmuş. Areda Survey 28 Mayıs seçimlerini Erdoğan yüzde 52.4 Kılıçdaroğlu yüzde 47.6 olarak bulmuştu. Resmi sonuçlar da bu oranlarda gerçekleşti.
Areda Survey’nin 2-5 Haziran tarihleri arasında 2646 kişi üzerinde yaptığı anket seçim sonrası halkın nabzını göstermesi açısından önemli.
KILIÇDAROĞLU’NA GÜVEN DUYULMUYOR
Seçimlerin sihirli sözcüğü güven. Halk güven duyduğu lidere oy veriyor.
Ankete katılanların yüzde 55.5’inin Kılıçdaroğlu’nun seçim sürecinde verdiği sözlere güven duymadığını söylüyor. Kılıçdaroğlu’nun vaatlerine güven duyanların oranı ise yüzde 44.5 çıkıyor.
ERDOĞAN’A GÜVEN
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim sürecinde verdiği sözlere duyulan güven ise yüzde 53.3 çıkıyor. “Güven duymuyorum” diyenlerin oranı ise yüzde 46.7 çıkıyor.
HAYAL KIRIKLIĞI OLDU MU