Yazımın başlığındaki olayı canlı olarak yaşamış gibi sizlere aktaracağım. Ama önce CHP’de yaşanan güç mücadelesine değinmek istiyorum. Çünkü CHP’de yerel seçimlerden sonra olağanüstü kurultayın işaretleri gelmeye başladı.
Özgür Özel, CHP’ye genel başkan seçildi ama partide birlik ve bütünlüğü sağlayamadı. Bu gidişle CHP’nin en kısa süreli genel başkanı olmaya aday gözüküyor.
İKİ AYRI ÜÇGEN
CHP’de üç isim arasında müthiş bir güç mücadelesi yaşanıyor. Partide iki ayrı üçgen oluştu.
Biri; Kılıçdaroğlu, Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu arasındaki güç mücadelesi belediye başkan adaylıklarının belirlenmesinde sancıya yol açtı. İkinci bir üçgeni ise Özgür Özel’in ekibi oluşturuyor. Özgür Özel, Ali Mahir Başarır ve Veli Ağbaba.
Mersin Milletvekili Ufuk Çakır’ın, belediye başkan adaylarının belirlendiği Parti Meclisi toplantısında Ali Mahir Başarır ve Veli Ağbaba’ya “Yeter ulan” diye gösterdiği tepki kameralara yansımıştı. CHP kulisleri, Veli Ağbaba ve Ali Mahir Başarır’ın aday tespitindeki rollerine ilişkin iddialarla çalkalanıyor.
ARALARINA KARA KEDİ Mİ GİRDİ
Bu arada Özgür Özel ile
Hakan Fidan, “Süleymaniye’ye yönelik yaptırımlarımıza rağmen KYB, PKK’ya müzahir tutumunu değiştirmezse daha ileri tedbirler almakta tereddüt etmeyeceğiz” demişti.
Bu uyarıyı yapan kişinin Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanı olması açısından önemliydi. Ayrıca bu uyarıyı yapan kişinin Ortadoğu’nun en büyük, dünyanın ise sayılı istihbarat örgütlerinden biri olan MİT’in en uzun süreli başkanlarından Hakan Fidan olması açısından da daha önemliydi. Çarpan etkisi vardı.
Hakan Fidan’ın nokta hedef olarak göstermesinden sonra KYB-PKK ilişkileri ve KYB-PKK ilişkilerini kuran ve yöneten kişi olarak Bafel Talabani mercek altına alındı.
MAM CELAL’İN ÇOCUKLARI
Kim bu Bafel Talabani?
“Mam Celal” diye de bilinen KYB’nin Lideri Celal Talabani’nin büyük oğlu. Talabani’nin iki oğlu var; büyük olanı Bafel Talabani, onun küçüğü ise Kubat Talabani. KYB’yi ikisi yönetiyor ama aralarında bir iş bölümü var.
Anneleri Hero Talabani ise bir dönemlerin ünlü KYB savaşçılarından. Şu sıralarda sağlık sorunlarıyla uğraşıyor.
BAFEL TALABANİ
Hızını alamadı. “Bazı telefonların gelmesi gelmemesinden daha kötüdür. Gelmemesinden gurur duyuyorum. CHP için bir onurdur” dedi.
YANIT AKŞENER’DEN GELDİ
Özgür Özel’e yanıt Meral Akşener’den geldi. Akşener, 12 Ocak günü, 9 şehit haberinin geldiği gece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’i ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı aradığını anlattı.
“Milli Savunma Bakanı dönmedi. En hızlı şekilde dönen Hakan Fidan, Cumhurbaşkanı ise gece aradım, sabah döndü” dedi.
DAHA ÖNCE DE ARAMIŞTI
Akşener, 22-23 Aralık tarihlerinde şehitler verdiğimiz zaman da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aradığını anlattı. 33 şehit verdiğimiz gece de aynı şekilde Cumhurbaşkanı, Milli Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanı’nı aradığını söyledi.
16 Ocak tarihli, “Erdoğan, Bahçeli ve Akşener’i aradı mı?” başlıklı yazımda bunu anlatmıştım. Şehitlerimizin geldiği gece Bahçeli ve Akşener’in milli dayanışma duygusuyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aradıklarını ifade etmiştim.
AYNI DUYGUYLA
Meclis Genel Kurulu’nda gözlemlerde bulundum. Bunların hepsini paylaşacağım. Önce Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın mesajlarına değinmek istiyorum.
Meclis’te bir ara kapalı oturum yapılacağı söylentisi dolaşmaya başladı. PKK’nın siyasi kolu olan DEM Partisi varken kapalı oturum yapmanın anlamı var mı? Allah’tan gerek duyulmadı. Böylece bakanların açıklamalarını dinleme fırsatımız oldu.
NUMAN KURTULMUŞ’UN ÜÇ TESPİTİ
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş oturumu açarken terörle mücadele konusunda stratejik öneme sahip bir konuşma yaptı. Terörün üç amacını şöyle sıraladı:
1-Bölgeyi istikrarsızlaştırmak
2-Ülkeleri bölüp parçalamak
3-Bölgede yaşayan halkları birbirine karşı düşmanlaştırmak.
Irak’ta ve Suriye’de bunu yaşamadık mı? Başarabilseler aynı oyunu Türkiye’de sahneye koymayacaklar mıydı? Kimse çıkıp
Bir hafta önce verdiğimiz 12 şehidin acısı dinmeden 9 genç fidanı daha şehit vermek acımızı katladı.
Şehit haberlerinin geldiği saatlerde siyasette görmeyi arzu ettiğimiz bir gelişme yaşandı. Ama bazı çevreler hemen bunun üzerinden bir siyasi mühendislik yapmaya çalıştılar. O gelişme neydi anlatacağım.
AKŞENER CUMHUR İTTİFAKI’NDA MI
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MHP Lideri Bahçeli ve İYİ Parti Lideri Meral Akşener’i arayarak saldırı hakkında bilgilendirdiğini ama Özgür Özel’i aramadığını savundular. Hatta “Meral Akşener, Cumhur İttifakı’na dahil oldu” diyenler çıktı.
Oysa Meral Akşener’in 6’lı Masa’da olduğu dönemlerde de bu tür konularda duyarlılık gösterip Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aradığını çabuk unuttular. Bu olay üzerinden dahi Meral Akşener’i linç etmeye çalıştılar.
GERÇEK NE
Oysa işin gerçek yüzü çok farklıydı. Bir telefonla öğrenilecek kadar yakınlarındaydı. Ama onlar gerçeği öğrenmek yerine algı operasyonu yapmayı tercih ettiler.
Şimdi gelelim işin gerçek yüzüne.
Ateş düştüğü yeri yaktı. Briket evlerden, deprem çadırından çıkan genç fidanlar 20 gün arayla şehit düştü.
YENİ TERÖR DALGASI
20 gün arayla Kuzey Irak’taki üslerimize yapılan saldırı yeni bir tür terör dalgasıyla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. PKK, 90’lı yıllarda kalabalık gruplar halinde karakollarımıza saldırırdı. Sınırlarımızın içinde bunu yapamıyor. Üs bölgelerimize yönelik saldırılar benzerlikler gösterse de farklı özellikler gösteriyor. Bu konjonktürel bir terör dalgası.
GAZZE-MOSSAD OPERASYONU
ABD, uzun yıllardır Suriye’deki PKK-YPG terör örgütünü eğitiyor, donatıyor. Bütçesinden her yıl 200 milyon dolar ayırıyor. Binlerce TIR silah veriyor. ABD, son 1 yıldır Kuzey Irak’ta, PKK’nın kapasitesini yükseltmeye çalışıyor. KYB’nin kontrolündeki Süleymaniye’de PKK etkinliğini artırdı. Bu işin taşeronluğunu da ABD’nin yetiştirdiği Bafıl Talabani ile PKK adına Mazlum Kobani adlı terör şefi yürütüyor. Çünkü ikisi de Amerikan ajanı.
Bir süre önce Süleymaniye Havaalanı’nda bir dron üretim üssü ortadan kaldırılmıştı. Orası PKK’ya aitti. Hatırladınız mı içinde PKK’nın yöneticilerinin bulunduğu helikopter düşürülmüştü. ABD’nin terör örgütüne 6 helikopter verdiği söyleniyor. Bir tek savaş uçağı vermedikleri kaldı. ABD’nin desteğine rağmen o helikopter düşürüldü.
GAZZE-MOSSAD MESAJI
İmamoğlu’nun ekibi ilk günden itibaren saldırıya geçti. Bunlar seçimi kaybetme kaygısı taşıdıklarının bir göstergesi.
Ekrem İmamoğlu da hemen harekete geçti. Murat Kurum’u polemiğe çekmek için hamle yapmaya başladı. Murat Kurum’un bu tuzağa düşmeyeceği anlaşılıyor. “Hiçbir zaman polemik içinde olmayacağız” dedi.
GÜÇLÜ YANLARI
İki aday da maçı güçlü oldukları sahada oynamak isteyecekler. Ekrem İmamoğlu polemikçi, Murat Kurum projeci. Ekrem İmamoğlu’nun avantajlı olduğu yanları var. Avantajlı olmadığı alanlar da mevcut.
Reklam, algı yönetimi, sosyal medya trolleri en güçlü yanını oluşturuyor. Bir de major bir siyasetçi olmayı başardı. Ayrıca polemikçi. Ancak geride 5 yıllık bir dönemi var. Haliyle icraatlarıyla da değerlendirilecek. İmamoğlu’nun 5 yılın sonunda işte benim eserim diyebileceği bir projesi yok.
ESER VE İCRAAT ADAMI
Murat Kurum’un bakanlık döneminde karnesi yıldızlarla dolu. Çözüm odaklı, icraatçı, proje insanı. Bakanlığı döneminde ayağından çizmesi, sırtından yağmurluğu eksik olmadı. Kastamonu’da, Giresun’da, Sinop’ta, sel baskını ve heyelanda, Antalya’da orman yangınında, Elazığ ve Malatya ve İzmir depreminde, asrın felaketi olan depremde halkın yanındaydı. Şehirleri ayağa kaldırmayı başardı. Depremde bugün açılışı yapılan kalıcı konutlar onun zamanında başladı.
İSTANBUL’UN 5 SORUNUBir
Şunu baştan ifade edeyim; MİT’e girince tam anlamıyla MİT’e girdiğinizi hissediyorsunuz.
İSTİHBARATIN KALESİ
Kale gibi. Ama sadece bina olarak değil, MİT dünyanın en güçlü istihbarat örgütlerinden olarak istihbaratın da kalesi gibi.
Siz belki sadece bir binayı görüyorsunuz ama o kadar geniş bir alan ayrılmış ki.
İleride MİT’in genişlemesine uygun olarak düşünülmüş.
TELEFON YOK
MİT’teki programı sadece davetli olan gazeteciler izledi. Muhalif medyadan da davetli isimler vardı. Bence bu ayrımı kaldırmak gerekiyor.
Söz konusu MİT olunca sıkı güvenlik önlemleri altında girdik ‘Kale’ye. Telefonlarımız ve diğer dijital unsurlar girişte alınıp bizlere birer numara verildi.