İki parti arasında bir pazarlık yaşanmadı. Hatta en ufak bir temas dahi olmadı.
DEM’İN AÇIKLAMASI
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Mersin, Akdeniz, Esenyurt’ta kent uzlaşısı sağlandı. Adana ve İstanbul’un bazı ilçelerinde görüşmeler sürüyor” demesine rağmen, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı DEM Partili Meral Danış Beştaş, “Bizim iktidarla hiçbir şekilde ittifakımız yok. Öncelikle onun altını kalın kalın çizmek istiyorum. Zaten ittifak yapmamızın hiçbir koşulu da yok halihazırda bize yönelik operasyonlar sürüyor. İttifak olsa tıpkı Esenyurt gibi açıklarız, Mersin gibi açıklarız” diye konuşmasına rağmen el altından AK Parti ile DEM Parti arasında pazarlık varmış gibi bir hava pompalanmaya çalışılıyor. Bu bir algı operasyonu.
NEYİN ÇABASI
Kendileri ittifak yaptıkları için bunu kamufle etmek amacıyla AK Parti’yi de işin içine çekmeye çalışıyorlar. Ama her defasında ellerinde patlıyor.
KANDİL KİMİ DESTEKLEDİ
Öyle ki Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan tüm kampanyasını Kandil karşıtlığı üzerine kurmasına rağmen algı operasyonu yapmaya kalkışanlar oldu. Ama ellerinde patladı. Çünkü Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kandil, Kılıçdaroğlu’nu destekledi. Yerel seçimlerde de Kandil, Ekrem İmamoğlu ile ittifak kurdu.
ANKETLER NE GÖSTERİYOR
Çünkü CHP ile DEM Parti arasında Türkiye genelinde bir ittifak sağlanamadı. Mersin’de Akdeniz Belediyesi’nde, Şanlıurfa’da yerel ittifak kuruldu. Mersin ve Adana’da belediye meclis üyelikleri üzerinde anlaşmaya varıldı.
Ama İstanbul’a özel bir model geliştirildi. Adına “Kent İttifakı” denildi. “Kent İttifakı”nın talimatı PKK liderlerinden Mustafa Karasu’dan geldi. O nedenle “Kent İttifakı” bu işin ambalajı. Gerçek adı “Kandil İttifakı”.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, CHP ile Esenyurt’ta anlaşmaya varıldığını açıklamış, diğer yerlerde görüşmelerin sürdüğünü ifade etmişti. Ekrem İmamoğlu ile DEM Parti, İstanbul’da anlaştı. Belediye meclis üyeliklerinde fermuar yöntemi konuşuluyordu. Ama sonunda DEM Parti’nin teklifi geçerli oldu. DEM Parti’ye belediye meclisinde grup kurduracak sayıda tam 20 üye üst sıralara konulacak.
SAĞLIK NEDENİYLE Mİ
Ne zaman bir siyasetçinin sağlık nedeniyle adaylıktan çekildiği haberini görsem gözümün önüne İsmail Özdağlar’ın hastaneden çekilmiş fotoğrafı gelir. İsmail Özdağlar, Özal hükümetinde devlet bakanıydı. Bir gün hastaneden çekilmiş bir fotoğrafını gördük. Sağlık nedeniyle bakanlık görevinden ayrıldığı haberi veriliyordu. Sonradan farklı çıktı. Özdağlar, Yüce Divan’da yargılanıp mahkûm oldu.
KANDİL AHMET ÖZER’İ İSTEDİ
CHP’nin Esenyurt’ta belediye başkan adaylığını açıkladığı Ali Gökmen’in durumunun bununla bir ilgisi yok. Genç bir muhabir olarak Özdağlar olayı bana bir ders olmuştu. Ne zaman turp gibi sağlıklı adamların sağlık nedeniyle çekildiği haberini görsem içime hemen bir kuşku doğar. CHP adayı Ali Gökmen’in de sağlık sorunu yok. Siyasi sorun var. Ekrem İmamoğlu ile DEM Parti arasında varılan uzlaşma sonucunda CHP, Esenyurt’ta Ali Gökmen’i geri çekti, 2015 seçimlerinde Van’da HDP’den milletvekili adayı olan Ahmet Özer’i aday gösterdi. İki alternatif vardı ama DEM Parti Ahmet Özer’i istedi. O nedenle Ahmet Özer için Kandil’in adayı deniliyor.
DEM PARTİ’YE
Tartışmanın fitilini ateşleyen ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel oldu. Özgür Özel, “Partiçi geçen kurultayı hazmedemeyen birkaç hazımsız var. 1 Nisan’ı bekleyen 3-5 hazımsız var. Avuçlarını yalarlar” dedi. Bir dönemler üç-beş çapulcu söylemi vardı. Bu şimdi üç-beş hazımsıza dönüştü.
KILIÇDAROĞLU PUSUDA BEKLİYOR
Bu üç-beş hazımsızdan biri Kemal Kılıçdaroğlu mu? Çünkü Kılıçdaroğlu da pusuya yattı 1 Nisan’ı bekliyor. CHP’nin aday tanıtım toplantısına davetli olduğu halde katılmadı. Özgür Özel son ziyaretinde Kılıçdaroğlu’nu mitinglere katılmaya davet etmişti. Kılıçdaroğlu olumlu yanıt vermemişti. Sonradan mitinglere katılmayacağını kamuoyuna ilan etme gereği duydu.
1 NİSANCILAR
Özgür Özel’e tavsiyem 1 Nisan’ı bekleyenleri hafife almasın. Üç-beş hazımsız diye küçümsemesin. Bugün düğmeye bassalar 24 saat içinde olağanüstü kurultayı toplayacak sayıyı bulurlar. Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu seçim sürecinde o kadar vahim hatalar yaptılar ki Kılıçdaroğlu genel başkan olduğu günden daha güçlü bir hale geldi.
TASFİYECİLİK
CHP, tarihinin en kötü yerel seçimlerinden birine gidiyor. CHP, bu seçimlere tasfiye, istifa, kriz ve kaos havası içinde gidiyor. Partideki iki başlılık listelere yansıdı. Özgür Özel’e yakın isimler bir yandan Ekrem İmamoğlu’nun ekibi diğer taraftan belediye başkan adaylıklarını yağmaladılar. Demirel olsa, “Yağma Hasan’ın böreği, ye Mehmet ye” derdi. Zücaciye dükkânına giren fil gibi hareket ediyorlar. Eğer CHP’de, bugünden 1 Nisan konuşulur hale geldiyse bunun müsebbibi Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nun tasfiyeci anlayışları oldu.
NEDEN ÖNEMLİ
Hatay’la ilgili konuya gelince bir çırpınış içindeydi. Nasıl olmasın? İnternette bir arama yapsanız Özgür Özel’in Hatay Büyükşehir Belediye Başkan adayıyla ilgili olarak 3 dakika önce,1 saat önce,1 gün önce, 2 gün önce, 10 gün önce, 14 gün önce yaptığı açıklamalar var.
LÜTFÜ SAVAŞ’IN RESTİ
Her defasında Lütfü Savaş’ı değiştirmek isteyen ama bir türlü başarılı olamayan bir Özgür Özel var. Lütfü Savaş’a CHP’nin tanıtım filminde yer vermediler. Ankara’ya çağrıldığı halde belediye başkan adaylarının lansmanında ismini anons etmediler. Ama sonuçta siyaset satrancında kazanan Lütfü Savaş oldu. Lütfü Savaş, bağımsız belediye başkan adayı olurum diye rest çekti, Özgür Özel geri adım atmak zorunda kaldı. Yapay zekâya değil, Hatay zekâya sorsanız bu duruma düşmezdiniz diye dalga konusu oldu. Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen şimdi keşke ben de bağımsız aday olurum diye rest çekseydim, adaylığımı kabul etmek zorunda kalırlardı diye dizlerini dövüyordur.
ÖZGÜR ÖZEL’İN YENİLGİSİ
Bunun adı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Lütfü Savaş karşısında yenilgisidir. Böylece Özgür Özel bir belediye başkan adayını dahi değiştiremeyen genel başkan konumuna düştü. İstanbul’da ilçe belediye başkan adayları Ekrem İmamoğlu’nun kendilerini çağırıp aday olmayacaklarını tebliğ ettiğini açıkladılar. Özgür Özel, İstanbul’da ilçe belediye başkan adaylarını dahi belirleyemeyen bir genel başkan pozisyonuna düştü. O nedenle İstanbul’daki aday tanıtım toplantısına katılmadı. Lütfü Savaş’ın resti karşısında geri adım atmasıyla birlikte Özgür Özel topal ördek konumuna düştü.
BİDEN’LA MI PUTİN’LE Mİ
Düşünün ki Özgür Özel ezkaza bu ülkenin başına geçmiş. Partisinin bir belediye başkanını dahi değiştiremeyen birisi, uluslararası sorunlar karşısında Biden’la mı Putin’le mi mücadele edecek? Kendi hakkını koruyamayan birisi Türkiye’nin haklarını nasıl koruyacak?
EKREM İMAMOĞLU
Çağlayan Adliyesi’ne yapılan saldırıyı kastediyorum. Çağlayan Adliyesi’ndeki saldırının ipuçları bizi bir yere götürüyor.
30 Ekim’de Meriç Nehri kıyısında bir olay yaşandı. Türkiye’deki haberlerde fazla bir yer tutmayan bu olay aslında çok önemliydi.
JANDARMANIN DİKKATİ SAYESİNDE
Yunanistan’dan gelerek Meriç Nehri’ni geçen 4 kişi, jandarmanın dikkati sayesinde fark ediliyor. O andan itibaren bir cehennem yaşanıyor. Jandarma tesadüfen tespit ettiği 4 kişinin ne olduğunu anlamaya çalışıyor. 4 kişi kaçakçı mı, sığınmacı mı, terörist mi belli değil. Jandarmanın ‘dur’ ihtarıyla birlikte karşı taraftan ateş başlıyor. O andan itibaren karşılıklı bir çatışma yaşanıyor. Bir süre devam eden çatışma sonucunda 4 kişi etkisiz hale getiriliyor.
Burada jandarmayı tebrik ediyorum. Çünkü 4 kişiyi tespit etmeseler belki Türkiye onların yapacağı eylemleri başka şekilde hatırlayacak. Ayrıca bu 4 kişi özel eğitimli teröristlerden oluşuyor. Çatışma sonucunda etkisiz hale getirilmeleri de bir başarı.
YURTDIŞI EYLEM EKİBİ
Şimdi gelelim bu 4 kişi kimdi ve etkisiz hale getirilmeleri neden bu kadar önemliydi?
Biri kadın üçü erkek olan bu 4 kişinin Avrupa’daki terör kamplarında eğitim gören DHKP-C militanları olduğu ortaya çıkıyor. DHKP-C bu teröristlerin
CNN Türk’te Fulya Öztürk’ün programında FETÖ’yle irtibatlı olduğu gerekçesiyle HSK tarafından görevden ihraç edilen 450 hâkim ve savcının Danıştay tarafından göreve iade edilmesi konusunu tartışıyorduk.
FETÖ, Ergenekon’dan başlayarak 7 Şubat MİT ve 17-25 Aralık operasyonlarını yargı üzerinden yürüttü.
O nedenle FETÖ’den ihraç edilen 450 hâkim ve savcının yeniden mesleğe dönmesi demek, FETÖ yine yargı üzerinden operasyon yapma imkânına kavuşacak demekti. 40 yıldır nasıl bir örümcek ağı gibi devleti ördüklerini gördük. FETÖ lideri, ”Devlete sızacağız. Öyle ki birinizi alacaklar, yerine getirdikleri de bizden olacak. Onu alacaklar, yerine getirecekleri de bizden olacak” diyordu.
FETÖ’NÜN TALİMATI
15 Temmuz darbe girişimi sırasında Milli Savunma Bakanlığı Özel Kalem Müdürü olan firari albay Tevfik Gök’ün bilgisayarından çıkan notlarda, FETÖ’nün “5 bin savcı, o kadar hâkim, on binlerce polis, o kadar asker şehit olmaya hazır. Hiç kimse hayır diyemez. Herkesin zaaf ve özelliklerini kaydetmiştik. Gerekirse açıklarını açıklamakla şantaj yapın” talimatı yer alıyordu.
Bizim zaman geçtikçe unutmak gibi bir zafiyetimiz var. Biz unuturuz ama FETÖ unutmaz.
ERDOĞAN’IN KARARLILIĞI
Geçmişte yaşananlar nedeniyle 450 hâkim ve savcının iadesi bir hassasiyet oluşturdu.
Toprağın altında canlarımız vardı.
ÜÇ DÖNEMİ DE GÖRDÜM
Bu benim Mısır’a üçüncü gelişim. Hüsnü Mübarek zamanında gelmiştim. Türkiye çok akıllı bir tercihle Afrika açılımını başlatmıştı. Afrika açılımında büyük emeği olan Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen’le Kahire ve İskenderiye’yi ziyaret etmiştik. Ekonomik açıdan önümüze önemli fırsat kapıları açılmıştı.
MURSİ DÖNEMİ
Mursi döneminde ise o zaman Başbakan olan Erdoğan’ın gezisine iştirak etmiştim. Erdoğan’ın Kahire Üniversitesi’nde laiklik çağrısı yaptığı geziyi kastediyorum. Mursi yüreğimde acı, içimde bir sızıdır.
SİSİ İLE GÖRÜŞME
Sisi’den sonra ilişkiler derin dondurucuya kaldırılmıştı. Erdoğan, Sisi ile ilk kez Dünya Kupası nedeniyle bulunduğu Katar’da görüşmüştü. Katar heyetinde vardım. Erdoğan, Sisi ile görüştü haberini aldığımızda Dünya Kupası’nın açılış maçının oynandığı stadyumdaydık. Bir dalgalanma olmuştu. Bir kez daha futbolun sadece futbol olmadığını anlamıştım.
MISIR’LA YENİ DÖNEM
Size bu notları Dubai’den yazıyorum. Siz bu yazıyı okurken biz Mısır’da olacağız. Mısır izlenimlerimi ayrıca yazacağım.
İKİNCİ KEZ DUBAİ’DE
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Dubai’ye kısa sürede ikinci gelişim. 30 Kasım’da İklim Değişikliği Zirvesi için Dubai’deydik. Gazze’de katliam yaşanırken çevre, iklim değişikliği konulu zirve biraz fantastik gelmişti. Ama Erdoğan, Gazze’yi zirvenin ana teması haline getirmeyi başarmıştı. Birleşik Arap Emirlikleri’ne gece yarısı geldik. Dubai’ye göre serin bir hava vardı. Zaten Dubai’ye gelmek için en uygun mevsim.
EMİNE ERDOĞAN’IN KONUŞMASI
Güne Emine Erdoğan Hanımefendi’nin sürdürülebilir kalkınma konulu oturumdaki konuşmasını izleyerek başladık. Emine Erdoğan, “Gazze’deki soykırımı durduramazsak, Ukrayna’dan Yemen’e çatışmaları durduramazsak yaşanabilir bir dünyaya nasıl ulaşacağız?” sorusunu toplantının gündemine taşıdı.
SALON DOLUYDU
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşma yapacağı otele geçtiğimizde ise salon doluydu. İçeri girmek isteyenlerin bir kısmı dışarıda kaldı. Uluslararası toplantılarda Erdoğan’ın ne diyeceği merak ediliyor. Bir konuşmacı kürsüdeydi, bir anda salonun tamamı ayağa kalktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geldiğini anladık.
“MUHTAR BİLE