A. Cem Keçe

Kadınlar seks istemiyor

21 Kasım 2012
Cinsel soğukluğun nedenleri fiziksel ve psikolojik faktörler olmak üzere ikiye ayrılıyor.

Cinsel isteksizlik; yeterli cinsel uyarıya rağmen cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması veya hiç olmaması, cinsel arzu duyulmaması durumudur. Bu durum halk arasında “frijidite” ya da “cinsel soğukluk” olarak da adlandırılıyor.

Partnerler arasında yanlış anlamalara ve ciddi çatışmalara yol açan en önemli faktörlerden biri, eşlerin cinsel istek düzeylerinin belirgin şekilde farklılık göstermesidir. Türkiye'de kadınlarda en sık rastlanan cinsel işlev bozukluğu cinsel isteksizliktir. Cinsel isteksizlik, kadınların ortalama yüzde 33'ünde görülüyor. Oranlar yaşa bağlı olarak değişebiliyor. Bu nedenle yeterli cinsel uyarılara rağmen kadınlar çoğu zaman yatakta daha isteksiz oluyor.

Cinsel soğukluğun nedenleri fiziksel ve psikolojik faktörler olmak üzere ikiye ayrılıyor. Fiziksel ya da psikolojik nedenleri toparlayacak olursak, bir kısmı erkeklerin sebep olduğu, bir kısmı kadınların kendilerinden gelen ve bir kısmı da çevreyle ilgili nedenlerdir. Kadınların çok azında gerçekten fiziksel bir problem vardır, çoğu kez problem tamamen psikolojiktir ve ilişkiseldir.

Cinsel isteksizlik, kadının kısır olması demek değildir. Kadınların büyük çoğunluğu cinsel isteksizliklerinin gerçek nedenini kocalarının beceriksizliğinde ararlar. Oysa çoğu kez durumdan erkek kadar, kadın da sorumludur. Çünkü cinsel isteksizlik genellikle çiftler arasındaki sorunları yansıtır. Bu nedenle isteksizlik sorunu çiftin ortak sorunu olarak görülmelidir.

Uzun süreli ilişkilerde cinsel isteği arttırmanın şifresi, duygusal açıdan karşıdaki insanla bütünleşirken kendin olarak kalabilme yeteneğidir. Bu tür bir kendini geliştirmenin altı ana bileşeni oluyor, bunlar; “açık iletişim kurma, yeniden flört etme, partnere dokunma, suçlamak yerine sorumluluk alma, endişelerin üzerine gitme ve güç savaşlarına son verme” şeklinde sıralanabiliyor.

Yazının Devamını Oku

Mühürlü Beden sorularınıza cevap olacak

20 Kasım 2012
Cinsellikle ilgili merak edilenler bu kitapta!

Vajinismus, ilk gece, cinsellik, evlilik ve yakın ilişkiler üzerine bilimsel gerçekleri ve önerileri ele alan bu kitabı okuduktan sonra hurafelerinizden kurtulacaksınız. Seksten, ilişkilerinizden ve partnerinizle olan iletişiminizden daha fazla keyif alacak ve bedeninizdeki mührü söküp atacaksınız. “Mühürlü Beden” adlı bu kitap Dr. Cem Keçe ve Yasemin Yıldız tarafından sizin için yazıldı.

Vajinismusa son verebilmek için resimli cinsel terapi el kitabı olan “Mühürlü Beden”; Türkiye'nin en ünlü cinsel terapistlerinden biri olan Dr. Cem KEÇE ve Jinekolog Dr. Yasemin YILDIZ tarafından, dostça ve yalın bir üslupla kaleme alındı.

Vajinismusun tanısından nedenlerine, tiplerinden tedavi seçeneklerine kadar, vajinismusla ilgili merak edilen her konuda, en bilimsel ve en güncel bilgileri aktaran “Evli Bakireler”; vajinismus için cinsel bilgilenme ve kendi kendine yardım kitabı olarak, cinsel hayatı ebeveynlerinin ve toplumun değer yargılarının etkisinde, hatta kontrolü altında olan gençlere ve yetişkinlere bekledikleri yardım elini uzatıyor.

Vajinismusla ilgili yaygın yanlış bilgileri düzeltmeyi, ilk gece ve kızlık zarı kanaması gibi sorunları kolayca aşmak için destek olmayı, korkmadan seks yapabilmek için en yeni cinsel terapi yöntemlerini anlatmayı amaçlayan “Mühürlü Beden” kitabını, cinsellik ve ilişkiler konusunda kendini “yeterli”, “iyi” veya “normal” kabul edenler de dâhil olmak üzere herkese tavsiye ediyoruz. Çünkü bu kitaptan öğreneceğiniz çok şey var. Okuyunca bu tavsiyeye hak vereceksiniz.

Yazının Devamını Oku

İşte Türk erkeğinin penis boyu

19 Kasım 2012
Türk erkeğinin penisi ortalama 14 cm. çıkarken, dünya standartlarında penis boyu 11- 18 cm. arasında değişiyor.

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) olarak yaptığımız anket sonucunda Türklerin penis boyu standardını ortaya çıkardık. Ankette kadınlar Türk erkeğinin penis boyunu küçük bulurken erkekler memnun çıktı. Ankete katılan erkeklerin yüzde 90'ı penis boyundan memnun olduğunu ifade ederken, kadınların yüzde 85'i “Eşinizin ve partnerinizin penis boyundan memnun musunuz?” sorusuna “Hayır!” yanıtını verdi. Anket sonuçlarına göre Türk erkeğinin penisi “normal” çıktı. Türk erkeğinin penisi ortalama 14 cm. çıkarken, dünya standartlarında penis boyu 11- 18 cm. arasında değişiyor.

Penisin boyu sağlıklı bir cinsel yaşam için tek ve yeterli bir kriter değildir. Penis boyuyla cinsel performans arasında doğrudan bir ilişki bulunmaz. Oysa birçok erkek penis boyuyla ilgili yanlış cinsel mitler nedeniyle karşı cins ile ilişki kurmaktan kaçınma dâhil çok büyük sıkıntı yaşıyor.

Hiçbir sağlık sorunu bulunmayan ve normal ölçülere sahip olan erkekler bile penis büyütme ameliyatlarına ilgi gösteriyorlar. Çünkü erkeklerin çoğu penislerinin boyutundan yoğun kaygı duyuyor. Bundan dolayı penislerinin yeteri kadar büyük olmadığından endişe duyan, öz güvenlerini kaybeden ve kendini kahredip sertleşme güçlüğü, erken boşalma sorunu çeken erkeklerin sayısında her geçen gün artış oluyor.

Yazının Devamını Oku

Seks zayıflatıyor mu?

17 Kasım 2012
Dünyanın en şişman kadınlarından biri seksle 45 kilo verdi.

Dünyanın en şişman kadınlarından biri olan ve Guiness Dünya Rekorları'na adını yazdıran Pauline Potter seksle 45 kilo vermişti. Kilo vermek için bir seks maratonuna başlayan ve 7 ayda 45 kilo veren Potter, yatakta çok fazla hareket edemese de seksin çok faydalı ve zayıflatabilen bir spor olduğunu herkese göstermiş oldu. Uzman Psikolojik Danışman Cem Keçe, bu ilginç olayı yorumladı.

Yapılan bazı araştırmalar kilolu kadınların zayıf kadınlara göre daha fazla sekse düşkün olduklarını gösteriyor. Çünkü kilolu kadınlar için cinsel birleşmenin öncesi ve sonrası da en az kendisi kadar büyük önem taşıyor. Onlar zayıflayabilmek için daha hareketli, yeniliklere daha açık, farklı tatlar alabilecekleri, değişken bir cinsellik arayışı içinde olabiliyorlar. Ayrıca stres, erkekleri kilolu kadınlara yöneltebiliyor. Çünkü erkekler stresli durumlarda daha fazla güven ihtiyacı hissediyorlar. Bunu evrimsel bakış açısıyla açıklamak mümkün.

Kilolu bir kadın seksi olabilir mi?

Kilo sorunu kültüre ve coğrafyanın koşullarına göre değişebilir, pek çok kültürde verimliliğin, bolluğun ve hayatta kalmış olmanın becerilerinden biri olarak görülürken, şimdilerde pornografik seksüalitenin ve tek bir kalıbının dayatıldığı bir şımarıklıkla aşağılanmaya çalışılıyor. Bu doğru değil.

Yapılan araştırmalar gösteriyor ki kadının çok güzel veya zayıf olması onun aynı zamanda seksi olduğu anlamına gelmiyor. Bir kadın ne kadar güzel ve zayıf olursa olsun eğer yatakta kötüyse, erkek ondan soğuyabiliyor ve ayrılabiliyor. Yine şişman bir kadın eğer yatakta iyiyse bu onu, erkeğin gözünde vazgeçilmez kılabiliyor.

Gereğinden fazla kilolu biri olarak hep zayıf kişilere karşı kendilerinde bir eziklik hissedebiliyorlar, başkalarının ne düşündüğüne çok önem verebiliyorlar ve böyle kendi bedenlerine ve ruhlarına zulmedebiliyorlar. Tabii bu da seksi olmadıklarını düşünmelerine yol açabiliyor. Ancak düzgün bir vücudu herkes ister ama önemli olan ruhen ve bedenen sağlıklı olmaktır. Bu nedenle sekste şekil ve görünüş önemli olmakla beraber tek kıstas değildir. Önemli olan kişinin kendisine güvenerek ve düşüncelerinden arınarak ruhunu ve bedenini paylaşabilmesidir, seksi bir armağan olarak karşısındakine sunabilmesidir.

Yaşanan bu paylaşımlardan keyif alan, öz güveni yerinde, utanmayan, etrafına neşe saçan, hayat ışıltısı gözlerinden taşan, kendisiyle son derece barışık, kendini seven ve beğenen her şişman kadın seksi olabilir. Hatta kilolu kadınların bir kısmı zayıf kadınlara göre sekse daha düşkün olabiliyorken; erkeklerin bir kısmı da büyük göğüslü ve iri kalçalı şişman kadınlardan hoşlanabiliyor, bu bir tercih meselesi. 

Yazının Devamını Oku

Kilolular için seks tüyoları

16 Kasım 2012
Kilolu kadınlar için en uygun seks pozisyonu…

“Aşırı kilolar cinsel hayatı olumsuz etkileyerek seksten zevk alma eksikliğine yol açabiliyor” diyen Uzman Psikolojik Danışman Cem Keçe, kilolu kadınlar için en uygun seks pozisyonları hakkında bilgi verdi.

Hem hareket kabiliyetlerindeki kısıtlılık hem de bedensel performanslarındaki düşüklük, kilolu kadınların cinsel işlevlerinde büyük zorluklara neden olabiliyor. Bu yüzden hem onların hem de partnerlerinin uymaları gereken birtakım basit kurallar var.

Arada bir küçük molalar…

Cinsel aktivitede her şeyden önce iyi bir vücut direncine ihtiyaç vardır. Bu nedenle kilo sorunu olan kadınların cinsel aktivitelerinde ruh, kalp ve beden uyumuna dikkat etmeleri gerekiyor. Cinsel aktivite adeta bir spor gibidir ve vücudun birçok kaslarını harekete geçirir. Ancak normal insana göre daha çabuk yorulan ve kalp ritmi artan kilolu kadınlarda bu tip hareketler çabucak zorlayıcı bir hal alabiliyor. Bu nedenle temponun yavaş olmasında, arada bir küçük molalar verilmesinde ve hareketlerde kontrollü olunmasında yarar var.

Ne kadar uyumlusunuz?

Cinsellik iki kişinin arasında yaşanan bir olgudur. Bu nedenle partner uyumu oldukça önemlidir. Aşırı kilo sorunu olan bir kişinin partneri onun gibi olabilir veya olmayabilir de. Bu nedenle karşı tarafın uyum içinde ve anlayışlı davranması hem birlikteliği olumlu yönden etkiler hem de cinsellikle ilgili kaygıları olan aşırı kilolu kişide güveni yerine getirir.

Yastıklar en iyi dost

Cinsel aktiviteler esnasında yatakta çeşitli büyüklüklerde yastıklar bulundurulması, kilo sorunu olan kişilerin yararına olur ve yastıklar belin altına yerleştirildiğinde hem o kişinin hem de partnerinin işi kolaylaşır.

Yazının Devamını Oku

Kadın-erkek ilişkisinde yaş farkı nelere yol açıyor?

15 Kasım 2012
Olgun kadın, genç erkek ilişkisini Uzman Cem Keçe yorumladı.

Günümüzde, özellikle ünlüler dünyasında, kadın kendinden yaşça küçük bir erkekle evlenebiliyor. Olumlu ve olumsuz yanları nedeniyle kadın ve erkek ilişkilerinde yaş farkı, son yıllarda en çok tartışılan konular arasında. Her ilişkide problemler yaşanabiliyor ama yaş farkının büyük olduğu ilişkilerde durum biraz daha farklı olabiliyor. Büyük yaş farkına sahip çiftlerin genel sorunlarını, Uzman Psikolojik Danışman Cem Keçe anlatıyor.

Çiftler büyük yaş farklarına rağmen her ne kadar birbirini delicesine sevseler de, eşler arasında yaş farkı olması ilişkilerde çok ciddi sorunlara neden olabiliyor. Kadın ve erkek birbirine âşık olunca ayakları yerden kesildiği ve gözleri hiçbir şey göremediği için ilişkilerinde ne tip sorunlarla karşılaşacaklarını da bilemeyebilirler. Fakat o ilk heyecan durulmaya başladığında ve gerçekler yavaş yavaş su yüzüne çıktığında, problemler de ardı ardına gelmeye başlıyor. Büyük yaş farkına sahip çiftlerin genel sorunlarına bakacak olursak:

Partnere karşı sabırsız olma

Eğer partnerinizden yaşlıysanız, sevgilinizin ya da eşinizin olgunluktan uzak davranışlarını, deneyimlerini hatta konuşmalarını bile sinir bozucu bulabilirsiniz. Çünkü partnerinizin şimdi geçirmekte olduğu aşamaları siz çoktan geçirmişsinizdir. Bu nedenle öğrenip deneyim edindiğiniz davranışların partneriniz tarafından tekrar tekrar yapılmasını izlemek sizin açınızdan ve öğüt almakta olan partneriniz açısından oldukça can sıkıcı olabilir. Bu durum tekbir konuda gerçekleşmeyeceği için tartışmalar git gide artabilir ve ilişkinizi çıkmaza sokabilir.

Maddi açıdan partnerden daha iyi durumda olma

Yaşı daha büyük olan partner büyük ihtimalle maddi açıdan daha iyi durumdadır. Ancak maddi olanaklarınız ve partnerinizin maddi olanaksızlığı ilişkinizde birçok açıdan gerginliklere neden olabilir. Örneğin; sürekli para harcayan tarafsanız bir süre sonra öfkelenebilir ve maddi harcamaları siz karşıladığınızdan kararları da kendiniz almak istiyor olabilirsiniz. Partneriniz ise bu durumu adil bulmayabilir. Siz de, partnerinizin yaşam standartlarına inmek istemeyeceğiniz için anlaşmazlıkların çıkması an meselesi olur.

Partnere anne veya baba gibi davranma

Partnerinizden 10 yıldan fazla bir tecrübeye sahipseniz, ona öğütlerde bulunmanız, yanlışlarını düzeltmeye çalışmanız ya da onu yönlendirmeniz bir süre sonra hem siz hem de partneriniz açısından oldukça çekilmez bir hal alacaktır. Siz bu süreçlerden geçtiniz ve neyle nasıl baş edeceğinizi biliyorsunuz ve yardım etmek istiyorsunuz fakat partneriniz de sizin gibi mi düşünüyor? Unutmayın, partnerinizi çocuk gibi görmeye başlamanız ilişkinizin sonu olabilir.

Yazının Devamını Oku

Küllenen seks hayatınızı yeniden alevlendirin!

15 Kasım 2012
İşte monotonlaşan ve tutkusunu kaybeden çiftlerin aşk ve seks hayatlarını hareketlendirmek ve ilişkilerindeki tutkuyu yeniden canlandırmak için bazı tavsiyeler…

İlişkinin ilk zamanları, her zaman daha tutkulu, eğlenceli ve heyecanlıdır. İki insan çift olmaya karar verdiğinde, aşkın ve cinsel heyecanın baş döndürücü olduğu günlerin sonsuza dek süreceği beklentisiyle dolup taşar. Ancak zamanla pembe gözlükler çıkartılır, çift birbirine alışır, ilişkilerinde belli bir rahatlığa kavuşur ve hayatları hareketsiz bir rutine oturabilir. Ve bir gün monoton ve rutin bir şekilde paylaşılan yaşamın sorumlulukları katlanılamaz bir hal alabilir. Partnerlerden biri ya da her ikisi de ilişkilerindeki kıvılcımın ve tutkunun yok olduğunu ve ilişkilerinin sıkıcı olduğunu düşünmeye başlayabilir. Çünkü uzun süreli ilişkilerde cinsellik zamanla monotonlaşabiliyor ve çiftin birbirlerine karşı olan tutkuları azalabiliyor. “Cinsel hayatın monotonlaşması kader mi?”, “Çiftlerin cinsel tutkusunu yeniden arttırmanın bir yolu yok mu?” İşte monotonlaşan ve tutkusunu kaybeden çiftlerin aşk ve seks hayatlarını hareketlendirmek ve ilişkilerindeki tutkuyu yeniden canlandırmak için bazı tavsiyeler…

Tutkuyu yeniden ortaya çıkarmanın şifresi

Beslenmek, su içmek ve nefes almak yaşamın bir gerekliliği, seks yapmak ise evliliğin bir gerekliliğidir. Bunlar görev veya bir mecburiyet değildir, zoraki yapılmamalıdır, istekle ve bazen kendiliğinden olmalıdır. Seks evliliğin bir gereği, hayatın bir gerçekliğidir. Sabır, sadakat, koşulsuz sevmek, samimiyet, tutku ve saygı olursa mutlu bir birliktelik ve sağlıklı bir seks hayatı olur. Uzun süreli ilişkilerde cinsel tutkuyu sürdürmenin şifresi, duygusal açıdan karşıdaki insanla bütünleşirken kendin olarak kalabilme yeteneğidir. Bu tür bir kendini geliştirmenin dört ana bileşeni oluyor, bunlar; “açık iletişim kurma, partnere dokunma, suçlamak yerine sorumluluk alma ve endişelerin üzerine gitme” şeklinde sıralanabiliyor.

Açık iletişim kurmak şart!

Açık iletişim kurma, kendini özgürce ifade edebilmektir. Yani kişinin ne istediğini doğrudan söyleyerek kendini ortaya koyması, sorulara dürüstçe yanıtlar vermesi, cinsel açıdan aynı yoğunlukta olmasa bile bunu partnerinden saklamaması ve onu engellemesi demektir. Flört etmek, konuşmak, rolleri netleştirmek, aradakileri çıkartmak, ortak zevklerin peşinden koşmak ve yatak odasını kutsamak açık bir iletişimle mümkündür.

Kişi böylece kimlik sınırlarını netleştirir ve kendi seçtiği şekilde davranabilir. Çünkü kendin olma duygusunu kaybetme ve kendini başkalarının tepkilerine göre ifade etme eğilimi duygusal kaynaşma olarak adlandırılır. Duygusal kaynaşma nedeniyle kimlik sınırları belirsizleşir ve karşıdan gelen basınca veya anlaşmazlığa karşı direnç azalır. Karşıdakinin duyguları, düşünceleri, ihtiyaçları ve endişeleri tarafından istila edilmek; kendi seçmediği şekilde davranmak, karşıdakine odaklanmak, kendini ifade etmekten kaçınmak ve zorunlu bir uzlaşma aramak anlamına gelir.

Yazının Devamını Oku

Estetiğin suyunu çıkartan kadınlar

14 Kasım 2012
Siz de 50 kiloluk göğüsleriniz olsun ister miydiniz?

Kendi ağırlığınız kadar büyük silikon göğüsleriniz olsa sizce ne gibi sağlık sorunları yaşardınız? Ya da şöyle soralım estetik sonrası sağlık sorunu yaşayacağınızı bile bile yine de çekici ve güzel olmak için bunu yapar mıydınız?

50 kilo ağırlığındaki meme protezleriyle dünyanın en büyük göğüslerine sahip Beshine (Alman), neredeyse kendi ağırlığına eş değer silikonlarını taşırken zorluk yaşamıyor gibi duruyor. Ancak uzmanlar bu kadar protezlerin fiziksel birçok sağlık sorununa yol açabileceğini belirtiyor. Biz de Uzman Psikolojik Danışman Cem Keçe’den Beshine örneğindeki kadar abartılı olmasa da estetik yaptırma konusunda, sınırları zorlayan ve sağlığını tehlikeye atan kadınların psikolojisini anlatmasını istedik. İşte, estetiğin suyunu çıkaran kadınların arka plandaki düşünceleri.

Aldatılma, ihmal edilme, ayrılık…

“Dünya genelinde, estetik operasyonların %90’nı güzellik ve beğenilme hissini daha yoğun yaşamak isteyen kadınlar oluşturuyor. Bu kadınların çoğunun ortak özelliği eşten ya da sevgiliden ayrılma, aldatılma, ihmal edilme, beğenilmeme kaygısı ve hem hemcinsleri tarafından hem de karşı cins tarafından beğenilme arzusudur. Özellikle erkeklerin kadınlar üzerindeki odak noktaları kadın vücudunun en merkezi bölümü olan göğüsler ve kalçalar olduğu için, kadınlar çoğunlukla bu bölgelerini büyütmek, dikleştirmek ve şekil verdirmek amacıyla bıçak altına yatıyor. Her şeyin fazlasının zarar olduğu bu hayatta, aşırı büyüklükteki göğüsler ve kalçalar psikolojik açıdan kadınlar üzerinde olumsuz etkilere yol açabiliyor.”

[fotogaleri=507]

Aşırı büyük memenin yol açtığı sorunlar

“Fiziksel yapısının taşıyamayacağı büyüklükte memeye sahip olmak için operasyon geçiren yeni estetiğin suyunu çıkaran kadınların ciddi bir psikolojik destek almaları gerekiyor. Kadının isteği doğrultusunda yapılan operasyon sonucu aşırı büyütülen göğüsler, kadının omurga sistemini bozarak bel ve sırt ağrısı çekmesine hatta zamanla kambur olmasına neden olabiliyor. Çok büyük memeler ameliyat sonrası yatış pozisyonunda sağa sola veya aşağı yukarı doğru zorlamalar nedeniyle ağrılara yol açabiliyor. Kişi yüzükoyun yatamıyor, ağır cisimler kaldıramıyor ve sigarayı bırakmak zorunda kalabiliyor. Hatta ameliyat sonrası kişi ara sıra kanama, kapsül oluşumu ve enfeksiyon kapma riski yaşayabiliyor. Ayrıca vücudunun taşıyamayacağı büyüklükteki göğüsleri nedeniyle kişi daha çabuk yorulacağından, zamanla duruş şeklini değiştirebiliyor ve bu durum iskelet sisteminin yapısını olumsuz yönde etkileyebiliyor. Bunun sonucunda kadının psikolojik travma geçirmesi kaçınılmaz oluyor. Ayrıca daha çok body tarzında kıyafetleri seçmek zorunda kalacağından kişi kıyafet konusunda zorluk çekebiliyor.”

Yazının Devamını Oku