Yasemince

Yasemin BORAN

Rüyalarınızı önemseyin

Geçenlerde aldığım bir mektup rüyalara başka bir boyut kazandırır nitelikte olduğu için aktarıyorum;

‘‘Birkaç ay önce Çanakkale'ye gitmiştim. Çevreyi gezerken çok eski bir mezarlığa rastladım. Orada bulunan kişiler bu mezarlığın tahminen 300 yıllık olduğunu söylediler. Mezarların bazılarına kaçak kazı yapılmış olduğu belli oluyordu. Dolaşırken bir mezar gördüm. Kazılmamış ve diğer mezarlardan farklıydı. Diğer mezarlarda mezartaşı olduğu halde bu mezarda büyük bir ağaç vardı ve mezar iki kişilikti. Bütün olaylar o mezarı gördükten sonra başladı. O akşamdan itibaren her akşam sakallı bir dede rüyama girip ‘‘Bana bak kızım bu mezarda altın var. Gel bunu al. Altını alabilmek için mezarın başında duran ağaçta bir yılan var. O yılanı öldür, yılanın kanını mezarın içinde bulunan iki taşa sürmen gerek. Bunları yaparsan altın senin olacak’’ diyordu

Önce gezdiğim yerlerin etkisi altında kaldığımı düşündüm. Olaylar bana öyle olmadığını gösterdi. Çünkü daha sonraki günlerde rüyamda tekrar aynı mezarı gördum. Bu sefer başka bir kadın gelip bana bazı kelimeler öğretti. Bu kelimeler, çizgisiz bir kağıdın üzerine yazılacaktı. Yazmadan önce kağıt yuvarlak biçimde kesilecekti.

Rüyalarıma giren bu kadın dört tane de sayı öğretti. Bu sayıları kestiğim kağıtlara yazdım. Sonra bunları dizip sırayla okudum. İşte o sırada anladım ki, benim için isteyip de olmayacak hiçbir şey yok. İlk önce hayvanlarla konuşmayı denedim. Yapabiliyordum. Sonraki günlerde başka şeyler de denedim. Fakat, artık ben sahip olduğum bu bilgiden ve güçten rahatsız olmaya başladım. Çünkü iyi ya da kötü ne istersem oluyor. Ben artık normal insan olmak istiyorum.’’

İnsan, bilgiye sahip olduktan sonra ‘‘Ben artık bunu istemiyorum’’ deyip bir kenara atamaz. Belki zihninizin derinlerine gömerek, onsuz yaşamayı deneyebilirsiniz. Bu nedenle ondan kurtulmak yerine elde edilen bilginin ne olduğunu anlamaya öğrenmeye çalışmak, kendinizi geliştirmek için kullanmak gerekir.