Yasaklama, Anayasa ihlali

BİR gazete “Apo’yu konuşturuyorlar, şehit anasını susturuyorlar. Bunun neresi demokratik açılım?” diye başlık atmış...

Haberin Devamı

Konuyu biliyorsunuz, İstanbul Valiliği, Edirnekapı Şehitliği’nde bireysel ve toplu olarak şehit yakınlarının beyanda bulunmalarını yasaklamış ve bunu Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrasına göre yaptığını ileri sürmüş.

Valilik, şehit yakınları, şehitlerini anarken, karşı görüşlüler ile aralarında gerilim çıktığını ve bu durumun, gerek demokratik açılıma gerekse kamu düzenine zarar verdiğini ve yasaklamanın bu nedenle olduğunu açıklamış.

Binlerce PKK yanlısı, terörist cenazelerinde, bir araya gelerek kıyameti koparırken güvenlik kuvvetlerine saldırıp, araçları yakarken, bozulmayan kamu düzeni, Edirnekapı Şehitliği’nde şehidine ağlayan üç-beş kişinin toplanması ile bozuluyor ve Valilik, Anayasa’nın 26. maddesini uyguluyorum diyor.

Haberin Devamı

Konunun hukuki durumu ‘Anayasacı’ bir öğretim üyesi ile konuşuyoruz:

Bakın ne diyor:

“Anayasa’nın 26’ncı maddesi sadece Edirnekapı Şehitliği’nde mi uygulanma kabiliyetine sahiptir. Temel hak ve özgürlükler, hakkın özüne dokunulmadan ancak kanunla sınırlanabilir ve bu sınırlama ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. Devletin görevi, şehitlerini anan vatandaşını, üç-beş provokatöre karşı korumak olup onun temel haklarının özüne dokunmak değildir ve bu yasaklama bir anayasa ihlalidir. 

 

Kuvayı Milliye’ de yasak

 

‘YENİDEN Kuvay-ı Milliye Hareketi Derneği’ 2005’te kuruluyor.

İçişleri Bakanlığı tüzüğünü onaylıyor. Ancak, Fatih merkezli ve üç şubeli dernek, açılışında Fatih’te hiç Atatürk heykeliği olmadığından 5 metrelik bir anıtı dikmek istemiş; ancak resmi makamlar buna karşı çıkmış... Başkan Hakkı Sevim Atatürk heykelini dikmek için imar ruhsatı mı alacaktım” diye tepki göstermiş... Bugüne kadar 4 kez teftiş görmüş. Ulusal konularda hassasiyet gösteren bir dernek Yeniden Kuvayı Milliye Hareketi...

Geçenlerde kapısını polis çalmış; hakkınızda dava açıldı, savcıya gidin denilmiş. Meğer İçişleri Bakanlığı’nın talimatı üzerine Valiliğe bir yazı gelmiş; Valilik de yazıyı Fatih Savcılığı’na göndermiş. Haklarındaki iddia: “Bakanlar Kurulu’nun izni olmadan dernekte ‘Kuvayı Milliye’ kelimelerini kullanamazsınız. Dernekler Kanunu’nun 28 ve 32. maddelerine muhalefet ediyorsunuz.”

Haberin Devamı

Peki, bu derneği, İçişleri Bakanlığı onaylamadı mı?

İktidar ‘demokratik açılım’ yapıyor ya, ‘istemezük’...

Başkan Hakkı Sevim, salı günü Fatih’te yargı önüne çıkacağını söylüyor ve şunları ekliyor:

“Bu, bir anlamda derneği kapat demektir. ‘Yeniden Kuvayı Milliye Hareketi, Cumhuriyet felsefesinin oluştuğu bir hamurdur. Derneğimiz, Cumhuriyet’in temel değerlerini ve Atatürkçülüğü savunmaktadır. Bize karşı yapılan şu işlem tamamen siyasidir. Atatürk karşıtlığıdır. Muhalefet yapmanızın cezasıdır. Biz yargı yoluyla sonuna kadar mücadele edeceğiz.”

 

Unutulan o yıllar!

 

EMNİYET Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan hakkında, uyuşturucu tacirleri ile işbirlirliği yaptığı iddiası ile tutuklama kararı çıktı. Biz gazeteciler kendisini dürüst bir bürokrat olarak tanırız. Birçok yolsuzluğun ortaya çıkarılmasında da etkin biri olarak biliyoruz.

Haberin Devamı

Eski bir milletvekili arayarak “Emin Arslan, eski Başbakan Mesut Yılmaz’ın Yüce Divan’daki yargılanmasında çok önemli rol oynamış bir emniyetçidir” diyor.

Biraz gerilere gidiyor:

Türkbank’ın satışı sürecinde kendisi Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanı olarak görev yapıyordu; dönemin İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ile birlikte... Türkbank’ın satışında (özelleştirilmesi) alıcı olarak talip olan Korkmaz Yiğit’in, yasal takip sonucu tespit edilen yasadışı ilişkilerine dair telefon konuşmalarını, satışı yapan makam olan TMSF’ye ve dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’a ısrarlı taleplerine rağmen bildirmeyerek ve daha ilginci, kendilerince de malum olan ihale tarihinde mesai saati sonunda, ihale bittikten sonra bildirerek, TMSF’nin ve dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ın istihbarat zaafına uğramasına ve sonuçta ihalenin Korkmaz Yiğit’te kalmasına sebep olmuşlardır.” Mesut Yılmaz’ın Yüce Divan’da yargılandığı dava süreci için de şöyle diyor:

Haberin Devamı

Mesut Yılmaz’ı Yüce Divan’da savunan, Türk ceza hukukunun en yetkin temsilcilerinden Prof. Dr. Uğur Alacakaptan tarafından bu husus, dava dosyasasında ‘yasal delili saklamak’ fiilini irtikap olarak değerlendirilmiştir. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’dan gizlenen bu bilginin dayandığı kaset daha sonra birileri tarafından dönemin milletvekili Fikri Sağlar’a servis edilmiş ve CHP bu kaset ile ilgili olarak, Korkmaz Yiğit tarafından kamuoyuna kendi televizyonunda yaptığı açıklamaların hemen ardından hükümeti desteklemekten vazgeçtiğini açıklamış, hükümet düşmüş, Bülent Ecevit başbakanlığında azınlık hükümeti kurulmuş ve 1999 Nisan erken seçim süreci başlamıştır. Ve bugünlere gelinmiştir.”

Haberin Devamı

Sonuç olarak... İki emniyet müdürü, yakın siyasi tarihimizin önemlitanığıdır.

 

BİLİYOR MUSUNUZ

 

BAŞBAKAN’ın yanıtlaması isteğiyle verdikleri önergelerde; CHP Kırklareli Milletvekili, Adalet Komisyonu üyesi Turgut Dibek’in “Tekel’e ait Bitlis Fabrikası yemekhanesi kimin izni ile hangi şartlarda Bitlis Feneri Derneği’ne tahsis edilmiştir? Tahsis ile ilgili bir kira sözleşmesi yapılmış mıdır? Yapılmadıysa bu uygulama hukuka aykırı değil midir?” diye, MHP Bursa Milletvekili H. Hamit Homriş’in de “Sayın Başbakan’ın seyahatlerinde çocuklara dağıttığı hediyelerin ve harçlıkların kaynağı nereden sağlanmaktadır?” diye sorduklarını...

 

Sarıgül’ün ilk çıkışı

 

MUSTAFA Sarıgül, resmen kurulmasa da ‘Türkiye Değişim Hareketi’ lideri olarak yarın Zeytinburnu Abdi İpekçi Salonu’nda İstanbul’luların önüne çıkıyor. ‘İktidar yürüşünde İstanbul buluşması’nda –ekibindekilerin ifadesine göre- 40 kişiye hitap edecek olan Sarıgül’un “Rahat olun, mutlu olun ben hazırım” mesajını vereceği bildirildi. Bir sözcüsü “Sadece, Güneydoğu’dan parti temsilcileri 10 kişi ile İstanbul’a geleceği ve bunlar arasında Bedirhan aşireti temsilcilerinin de bulunduğunu” söyledi. 50 dakikalık konuşmasında parti programının içeriğini satır başlarıyla sunacak ve bu arada AB ve Kürt sorunu üzerinde görüşlerini açıklayacak. Bu arada il ve ilçelerde görevlendirilen ‘temsilciler’in dışında partide görev alacak isimler de konuklara tanıtılacak.

Sarıgül’ün geçen hafta Almanya’ya giderek Türklerin düzenlediği toplantılarda konuştuğu ve bazı Sosyal Demokrat Parti’li siyasetçilerle görüştüğü öğrenildi.

Yazarın Tüm Yazıları