v

Çeşme notlarına dün kaldığım yerden devam ediyorum, buyrun...

Haberin Devamı

YENİ AQUA’NIN TEK EKSİĞİ
Bir zamanlar bir “aqua” vardı. Termal havuzunda insanlar saatlerce oyalanır, mohitolarını içer, sonra sıcak havuzdan bunalınca serinlemek üzere denize atlarlardı. O meşhur aqua kapandı, geçen yazın sonlarına doğru yenisi açıldı. Geçen yıl gidememiştim, bu kez uğrama fırsatım oldu.
Yeni aqua ya da tam adıyla aqua@Şifne, yine Şifne’de, ama bu kez Ildır’a doğru giderken bir yerlerde (tarif etmemi beklemeyin, hatırlamıyorum detaylı).
Burada da yine termal havuz var, yine içi sıcak (38 ila 40 derece), yine insanlar havuzda sohbet edip içiyor. Eskisine göre çok daha büyük yeni aqua.
Gel gör ki muhteşem bir eksiği var. Güneş mekanın arkasındaki tepeden batıyor. Yani günbatımını izleyemiyorsun! Meğer bu çok önemli bir unsurmuş. Sıcak havuzun içinde bu zalim gerçeğe böylece aymış oldum.
Duygusal detay: Aqua’da bir evlenme teklifine de şahit oldum. Bir genç adam bayağı sevgilisinin önünde diz çöktü ve romantik sözlerle filan evlenme teklifi etti. Önce şaşıran sonra da çok sevinen kızcağıza yüzük taktı oğlan, ardından da şampanya patlattı.
Duygu yoğunluğu, romantik komedi tadı had safhadaydı.
O yüzden dayanamayıp kafamı başka yöne çevirdim.
MARİNALAR BAŞROLDE...
Bu yıl Çeşme’de marinaların yılı!
Önce Çeşme Marina: Bir kere baştan aşağı yenilenmiş. Düne kadar Çeşme’nin merkezine dahi uğramayanları bile cezbeden bir çekim merkezi olmuş.
Çeşme Marina’nın yıldızı elbette Monk by Babylon. Caz-latin rotasında müzik yapan yabancı gruplar eşliğinde yemek yiyeceklerin şimdiden gözdesi burası. Üstelik Monk sadece yazın değil, yılın her ayı açık olacakmış. Vayyy diyorum, çok iddialı!
Ve Alaçatı Marina. Port Alaçatı evlerinin yanı başındaki Alaçatı Marina’da mekan bolluğu var: Avram Habib, Nuri Sevil, Haldun Demirhisar ve Yusuf Devidas ortaklığında açılan Deli Deli, “Maria’nın Bahçesi”nin Çeşme versiyonu olan Porto Maria, Banyan’cıların açtığı Kydonia, meşhur Ferdi Baba, her seferinde bomboş gördüğüm O Ev Oteli’nin restoranı ve yakında açılacak olan Sir Winston Bistro...
Kanallarla birbirine bağlanan Alaçatı Marina’nın restoranlarında yiyip içmek şu sıralar en moda şey. Alaçatı içindeki dip dibe restoran kalabalığından uzak durmak da öyle!
Ekstra not: Yaya’nın, Melike Zobu’ya benzettiğim karizmatik barmaid’i Rezzan, Deli Deli’ye transfer olmuş. Rezzan hayranı biri olarak artık Deli Deli’deyim, ne diyeyim...
11.11 BOŞTU...
Alaçatı Marina’nın içine yakında Makro, Starbucks filan da açılacakmış. Fena halde coşuyor burası, şimdiden söylemesi... Unutmadan; Alaçatı Port’taki konut sayısı da üç yüzden üç bine çıkıyormuş. Korkarım buralarda açık alan kalmayacak yakında!
Gecenin bir vakti Makah Beach’in yerine konuşlanan 11.11’e gittim, maalesef boştu. Eski Otto’nun yerine açılan Bianco’ya da uğradım.
Orada da 20-30 kişi filan vardı. Ben de sürüye uydum ve buralardan çıkarken, “Sezon açılmamış daha!” dedim.
Bu arada, İzmir’e iyi ki Ikea açılmış, bütün mekanlarda Ikea’nın mobilyalarından var! Her yerde bir “aynılık” söz konusu yani...

Yazarın Tüm Yazıları