Uyumun kutsallığı bozuldu

ŞİMDİ biz hangisine inanalım?

Dün CNN Türk'te Murat Yetkin ve Mete Belovacıklı'nın sorularını yanıtlayan Başbakan Bülent Ecevit'in, 'Koalisyon hükümeti olarak beş yıllık görev süremizi doldurmaya mecburuz' sözlerini mi ciddiye alalım.

Yoksa aynı konuşmada Başbakan'ın verdiği erken seçim mesajlarına mı inanalım?

Evet Başbakan erken seçim mesajı verdi. Rahşan Ecevit ile ilgili eleştirileri yanıtlarken onun nasıl fedakarca çalıştığını anlattı ve bu arada rakipleri kıskandıracak bir dinamizmle evinden il ve ilçe teşkilatlarıyla ilgilendiğini söyledi. Hatta heyetlerin Anadolu'da çalışmalar için görevlendirildiğini öğrendik Başbakan'ın açıklamalarından. Bu arada, iktidar nimetlerinden faydalandıkları halde Anadolu'ya çıkmayanlara da değindi.

DSP'de hem kurultay hem de erken seçim hazırlıkları olduğunu anlamak için Başbakan'ı dikkatle dinlemek yeterliydi.

Başbakan'ın anlattıkları, 'Beş yıllık görev süresini doldurmaya mecbur' bir partinin çalışmalarına benzemiyordu.

İlk sinyal Ecevit'ten geldi ama, 2003 ufkunda görünen erken seçimlerle ilgili ketumiyeti Bahçeli bozdu. Bahçeli'nin verdiği 3 Kasım tarihinin kabul edilmesi mümkün görünmüyor.

Ama bu açıklama ile MHP lideri, 'koalisyon uyumunun' üzerindeki dokunulmazlığı kaldırıyordu.

* * *

BAHÇELİ'nin Bursa konuşmasında Başbakan'ın açıklamalarının etkisi var mıydı?

Vardı. Çünkü Ecevit, Kopenhag kriterlerine ilişkin ilginç açıklamalar yaptı.

Aşırı bir iyimserlik içindeydi Başbakan.

Önümüzdeki bir iki hafta içinde Kopenhag kriterleri ile ilgili tüm engellerin aşılacağını açıkladı.

İdam konusunda, MHP Lideri Bahçeli'den 'izin' çıkmıştı. Bahçeli, idam cezasının muhalefet ile işbirliğine gidilerek çözülmesine ses çıkartmayacaktı.

Ama ya ana dil eğitimi ve yayın önündeki yasal engellerin kaldırılması? Düşünçe ve ifade özgürlükleri kapsamının genişletilmesi? DGM'ler ve AB Katılım Ortaklığı Belgesi'nde yer alan Türkiye'nin uyum yükümlülüğü altına gönüllü olarak girdiği konularda nasıl uzlaşılacaktı?

Bahçeli, Kürtçe eğitim ve yayın konularında bu işbirliğine kesinlikle karşı çıkıyor ve 'eğer bu iki konuyu da muhalefet ile çözmek isterseniz biz hükümette kalmayız' mesajı veriyordu.

Ecevit'e bu durum anımsatıldığında Başbakanın yanıtı, 'Kültürel haklar konusu hükümet içinde henüz görüşülmedi. Henüz sınanmadı bu konu. Bir iki hafta içinde gündeme gelecek. Göreceksiniz bu ay içinde halledeceğiz ve biz bu yıl sonuna kadar mutlaka sonuç alacağız' oldu.

Başbakan çok emin konuştu.

Günlerdir seçmenlerine, 'Kürtçe gündeme gelirse, biz hükümette olmayacağız' mesajlarını fazla ciddiye almıyordu anlaşılan Başbakan.

Ecevit'in kendinden bu kadar emin görünmesinin ardında ne olabilirdi?

Hükümeti bozması halinde, birinci parti durumuna gelecek olan MHP'nin, ekonomik ortamın tüm sorumluluğunu sırtlanmaya yanaşmak istemeyeceği hesabı mı? Yoksa Bahçeli'nin, Türkiye'nin dengelerinin MHP liderliğinde bir koalisyonu kaldırmayacağını bildiği kanısı mı?

Ecevit'in kendinden emin açıklamaları, bir yandan erken seçim yok derken Partisi'nin seçim ortamına girdiğini belirten sözleri, öte yandan DYP'li yeni koalisyon formülleri bardağı taşırdı ve Bahçeli, koalisyonun kutsal uyumunun bozulduğunu ilan eden açıklamasını yapmak zorunda kaldı.
Yazarın Tüm Yazıları