Uçak piste inerken yeni fikir

DAHA AKP kurulurken, Abdullah Gül ile Tayyip Erdoğan ısrar ediyor, "Üniversiteyi bırak, sen de gel". Gitmiyor, "Ben size yardım ederim" diyor.

Ahmet Davutoğlu danışman olarak, Gül ve Erdoğan’ın yanında yer alıyor. 2007 seçimlerinden sonra üniversiteye dönmek istediğinde, "gel, milletvekili ol" diyorlar, yine gitmiyor ve yine danışman.

Danışman ama, son altı yılda Gül ve Erdoğan ile birlikte dış politikayı çizen troykadan (üç kişiden) biri.

Ve Ahmet Davutoğlu şimdi Dışişleri Bakanı.

YAP DA GÖRELİM

AKP’nin kuruluşunda dışardan rol alan Davutoğlu, AKP iktidarında aktif danışman olmanın derin nefesini sonuna kadar çekiyor:

"Şunu şöyle yapmak gerek, bunu böyle yapmak gerek."

Ötekiler de, bu önerilere uygun davranıyor. Davul başkalarında, tokmak Davutoğlu’nda.

Ama, artık öyle değil. Şimdi herkes, "sen yap da, görelim" bekleyişinde. Şimdiye kadar karar alma sürecinde, ama kararı başkaları alıyor. Oysa, şimdi doğrudan karar almak ve uygulamak durumunda.

PARLAK FİKİRLİ

Yabancıların hem İslamcı, hem milliyetçi diye niteliği Davutoğlu’nu, dış gezilerde birlikte bulunan bazı Türk işadamları şöyle tanımlıyor:

"Uçaktasınız, bir başka ülkeye gidiyorsunuz, uçağın tekerlekleri piste değerken, aklına bir fikir gelebilir ve derhal Başbakanla temasa geçer."

Davutoğlu
parlak fikirli bir vatandaş. 338 AKP milletvekili arasında Dışişleri Bakanlığı yapacak başka bir kişi bulunamayışı, onun parlak fikirli olmasının kanıtı. Ancak, o fikirler zaman zaman gerçekle uyuşmuyor.

Örneği var. Obama’nın Türkiye ziyaretinden iki hafta önce Davutoğlu Amerika’ya gidiyor. Yaptığı görüşmelerden sonra açıklıyor:

"ABD-Türkiye ilişkileri tarihsel uzlaşma dönemindedir. Obama ile Türkiye’nin dış politika tercih ve öncelikleri tamamen örtüşmektedir."

Öyle tamamen örtüşüyor ki, Obama’nın 24 Nisan’da Ermeni sözlerine en başta Gül ve Erdoğan tepki gösteriyor.

Ya da, "Kafkaslarda herkesin karlı çıkacağı bir senaryo üzerinde çalışıyoruz" diyor, Azerbaycan’la ilişkiler malum.

Buna karşılık bir şansı var. Gelmiş geçmiş Dışişleri Bakanları arasında en zayıf ikinci (en zayıfı, Özal döneminde A.K.A.) bakan Ali Babacan’dan sonra o koltuğa oturuyor.

Değişim başarısızlığın itirafı

EN temel bakanlıkları yürüten bakanlar değişiyor.

Önce, ekonomi yönetimi baştan sona değişiyor. Kriz bize teğet geçiyor ama, bakanlık değişimi ekonomi yönetiminin ciğerini deliyor. Ekonomide yönetimin baştan sona değişmesi, krizin kötü yönetilmiş olmasının itirafı.

Buna rağmen, bana yine de süpriz gelen, eski kabinede kendini en çok bilen bakanlardan Nazım Ekren’in gitmesi. Analizi, sentezi, söylemi iyi, Ekren’de eksik olan galiba pratik uygulama.

Derken, ana bakanlıklarda değişim. Adalet, Dışişleri, Enerji, Milli Eğitim, Maliye, Sanayi, Bayındırlık ve Çalışma Bakanları değişiyor. Daha ne olacak? En temel bakanlar değişiyor.

Bu başarısızlığın itirafı değil de, ne? Tayyip Erdoğan değişmeyeceğine göre, kabak gidenlerin başına patlıyor. Başarı Erdoğan’a ait, başarısızlık diğerlerinin cürmü.

Ya Bülent Arınç’ın Başbakan Yardımcılığı? Hep birlikte neşeli günlere yolculuğumuzun habercisi gibi.

Kraliçenin taaaacı

GÜZELLİK yarışması. Sunucu NTV’nin başarılı spor spikeri Burcu Esmersoy.

Esmersoy
aynı zamanda Çağla Şıkel’in kraliçe seçildiği 97 Güzellik Yarışmasında dördüncü.

Geçenlerde güzellik yarışmasında kraliçe belli olunca, Esmersoy geçen yılın güzeline sesleniyor:

"Şimdi, geçen yılın güzellik kraliçesi olarak, bu yılki kraliçeye taaaacı siz vereceksiniz."

Tacı değil, taaaacı. Hem güzellik yarışmasını bilen, hem de spikerlik yapan güzel spikere yakışmayan bir telafuz.
Yazarın Tüm Yazıları