Tuvalette neden kemer yok

Havayolları güvenlikle ilgili malzemelerden kaçmıyor ancak tuvaletlere emniyet kemeri konulmasına hâlâ bir yaklaşım göstermiyorlar.

Oysa araştırmalar yoğun türbülanstan etkilenen tüm uçaklarda, o sırada tuvalette olan yolcuların mutlaka yaralandığını ortaya koyuyor.

Bütün uçuş boyunca kemerlerimizin takılı olması isteniyor.
Uzun yıllar sonra havacılık otoriteleri bu kararı verdi ve uygulamaya koydu. Sanırım dalga dalga yayılan bu kural, son 5 yıldır tüm havayollarında uygulanıyor.
Kalkıştan önce yapılan güvenlik anonsları arasında bütün uçuş boyunca yolcuların yerlerinde oturdukları sürece kemerlerini bağlı tutmaları isteniyor. Tavsiye edici ses tonları ile yapılan bu anons, aslında hükmedici bir nitelik taşıyor. Yani yolculardan kendi güvenlikleri için bunu mutlaka yapmaları isteniyor.
Havayolları bu kuralı uygulamakta son derece haklı. Sadece son 10 yıl içinde etkili türbülanslara giren uçaklarda çeşitli derecelerde olmak üzere 2 binden fazla yolcu ve kabin memuru yaralandı. Ama tuvaletleri hep gözden kaçırdılar. Özellikle tuvaletler, türbülanslarda çok büyük bir sorun yaratıyor. Yapılan araştırmalar, türbülans sırasında yaralanmaların yüzde 18’inin tuvalette meydana geldiğini ortaya koyuyor.

TUVALETLERİN ÜSTÜ BASIK

Uçak tuvaletleri yoğun kullanılan modellerde kabinin eğimli kısmına geldiği için hem dar, hem de tavanı düşük. Bu yüzden ani bir türbülansta tuvalette olan yolcunun yaralanma olasılığı çok yüksek. Zaten araştırmalarda bunu gösteriyor. Yoğun bir türbülanstan etkilenen tüm uçaklarda, o sırada tuvalette olan yolcular mutlaka yaralanıyor.
Oturma pozisyonundaki yaralanma sayıları ile ayakta dururken meydana gelen yaralanma oranları arasında büyük bir fark yok. Oysa oturma pozisyonunda yolcunun lavabo vs. yerlere tutunarak kendisini aşırı sarsıntıdan koruyabileceği sanılıyor ama öyle olmuyor. Rezonansın şekli, yönü ve gücü bilenmediğinden ve farklı titreşimlerle darbeler yaratmasından dolayı oturma pozisyonunda tuvalette tutunma çok da işe yaramıyor.

EMNİYET KEMERİ TAKILMALI

Uçak imalatçıları ve kullanıcı şirketler özellikle son yıllarda uçaklarına koyacakları 250 gramlık bir ağırlığın bile uzun uzun hesabını yapıyorlar. Çünkü havada taşıdığınız her fazla ağırlık yakıt maliyetini arttırıyor. Güvenlikle ilgili malzemelerden kaçmıyorlar. Ancak tuvaletlere emniyet kemeri konulmasında da bir yaklaşım göstermiyorlar.
Ama ısınan dünyamızda türbülanslar da karakter değiştiriyor. Kokpitten çeşitli sistemlerle önceden fark edilen türbülanslar dışında bazen bir tokat gibi inen ani hava hareketleri görülüyor. İşte böyle bir durumda tuvalette oturan yolcunun etkilenme oranı koltuklarında oturanlara göre çok daha fazla. Bir güçlü türbülans sırasında tuvalette başını tavana çarparak hayatını kaybeden yolcu sayısı çok az ama yine de düşünülmesi gereken ciddi bir sorun olarak ortaya çıkıyor.
Hijyen sorunları yaratmaması için toplama mekanizmaları tuvalet kaplamaları arkasında kalacak bir kemer sistemini tartışmanın zamanı geldi. Çünkü sadece türbülanslarda değil bazen inişlerde de tuvalette olan ve kısa sürede çıkamayacak sorunu bulunan yolcular, zaman zaman kabin ekiplerinin dikkatinden kaçıyor. Bu da çok güvenilen havayolu yolculuğunda gereksiz ve basit gibi görünse de bir kara delik oluşturuyor.
Tuvaletlere emniyet kemeri konulması fikrini tartışmaya açmak gerekiyor. Hatta bunun için fazla zaman kaybetmenin de anlamı yok.

HANGİ ÖNLEMLER ALINIYOR

Türbülansta yolcuların tutunabilmeleri için imalatçılara sunulan önerilerden biri de özürlü tuvaletlerindeki gibi klozetin her iki tarafına kolların yerleştirilmesi. Ancak yaşlı ve çocuk yolcular için bu kollara tutunmanın türbülans sırasında yeterli olmayabileceğine dikkat çekiliyor. Erkek yolculara ise tuvalette oturmaları tavsiye ediliyor.

KABİN EKİPLERİNİN İŞİ ZOR

Gizli türbülanslardan en çok etkilenen de özellikle servis yapan kabin ekipleri. Onların yaralanma riski, yolculara göre 35 kat daha fazla. Çoğu kabin ekibi ikram, duty free satışı ve tek tek yolcuların isteklerini yerine getirebilmek için neredeyse düz uçuşun tüm zamanını ayakta geçiriyorlar. Hatta bazen servisin istekler yüzünden uzaması nedeniyle alçalma başladığı halde kabin ekiplerinin hâlâ ayakta oldukları görülüyor. Örneğin THY’nin Amsterdam kazasında hayatını kaybeden steward’ın o sırada hâlâ kulaklıkları toplamakla meşgul olduğu biliniyor. Bu yüzden Kabin Hizmetleri’nde verilen eğitimlerde, kabin içindeki servisin yolcunun şikayeti pahasına mutlaka alçalmadan önce tümüyle bitirilmesinin öğütlenmesi gerekiyor. Kabin ekipleri, işleri bittiğinde galley olarak adlandırılan mutfağı toplamak, troleyleri sabitlemek ve bunları bir kez daha gözden geçirmek zorundalar.
Hatta kabin görevlilerine yaşadıkları bu risk nedeniyle fazladan bir tazminat bile verilmesinden yanayım. Sorun yaşayan kabin memurlarının durumunda yönetici kadroların kendilerini de sorumlu hissetmeleri gerekiyor.
Yazarın Tüm Yazıları