Türkiye dünya yedincisi

79 milyon turistle Fransa birinci. Onu 58 milyon turistle Amerika, 57 milyon turistle İspanya izliyor. Türkiye dünyada en çok turist çeken yedinci ülke.

Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı turizm ile ilgili bir araştırma yapıyor. 101 turizm acentesi ve 26 tur operatörü ile anket düzenliyor. Ortaya çıkan rakamlar Türkiye açısından iç açıcı.

2008 yılında dünyada 924 milyon turist seyahate çıkıyor. 2008 yılının son çeyreğinde ekonomik kriz dünyayı sarsıyor. Buna rağmen turistik seyahatlerde bir azalma yok, hatta artış var. 2007 yılında 908 milyon turistik gezi, 2008’de yüzde üçlük artış kaydediyor.

Türkiye’nin 2008’deki turist artışı yüzde 21.6. Türkiye’ye gelen toplam turist sayısı bu artışla 27 milyona yükseliyor.

ALMANLAR VE RUSLAR

Türkiye’ye gelen turistler arasında ilk sırayı Almanlar alıyor. Her altı turistten biri Alman.

Türkiye’ye gelen Rus turistler 2.9 milyonla ikinci sırada, onu 2.2 milyon turistle İngilizler izliyor. Türkiye’ye gelen turistler daha çok tatil için geliyor. Oranı yüzde 91. Onu kültür turizmi ile bölgesel amaçlı turistik geziler izliyor.

Ancak Türkiye’ye gelenler çok fazla para harcamıyor. Yüksek fiyat kategorisindeki turizmin oranı sadece yüzde 16.8 .

Yüzde 44 düşük fiyat kategorisinde. Yine de bütün oranlar birbiriyle karşılaştırıldığında, Türkiye orta-üst sınıfların tatil ülkesine dönüşüyor. Turistler üzerinde yapılan araştırmada, yabancıların yüzde 50.5’i Türkiye’de fiyatları oldukça iyi buluyor. Geçen yıl bu oran yüzde 36. Yani Türkiye’deki fiyatları uygun bulanların sayısı her geçen gün artıyor.

Fiyat düşerken, turist sayısı artıyor. Fiyatın düşüşü o kadar parlak değil. Bununla birlikte, fiyatların kırılmasının turizme olan talebi yükselttiği de bir gerçek. Üst gelir gruplarının tatil merkezlerindeki fiyatlar ise, Türkiye’nin rekabet ettiği diğer Akdeniz ülkelerine göre biraz daha yüksek. Bütün bunlar, bir ekonomik kriz döneminde gerçekleşiyor. Aynı kriz döneminde Türkiye’ye talep artıyor ve turizm pazarında yedinci ülke konumuna yükseliyor.

25 YILIN SONUNDA

Yıllar yılı Türkiye’nin doğal kaynakları, tarihsel zenginlikleri, bölgesel özellikleri, üç tarafının denizlerle çevrili olduğu gerçeğinden hareketle, pek çok politikacı "Türkiye’nin aslında bir turizm cenneti olması" görüşünde birleşiyor.

Bu görüşü kağıt üzerinden kaldırarak uygulamaya geçiren ilk başbakan Turgut Özal. Özal’la birlikte Türkiye’de büyük turizm yatırımları başlıyor. 1980’li yıllardan başlayarak turistik tesislere tanınan teşvikler birbirini izliyor. Turist gittiği ülkede istikrar arıyor. Siyasal, sosyal, ekonomik istikrar. Turistin en çok korktuğu terör.

Bunun çok çarpıcı bir örneği var. Bir zamanlar Mısır turizm cenneti. 80’li yıllarda Mısır’da dünyayı titreten korkunç bir terör eylemi yaşanıyor. Dönemin ünlü terör örgütü Müslüman Kardeşler ’in giriştiği terör eylemi yüze yakın can alıyor. Mısır bunun bedelini çok pahalı ödüyor. Nil vadisi, piramitler o bütün tarihsel hazine bir anda sıfırlanıyor. Yüzüne bakan kimse yok. Mısır’ın kapısını çalan turist yok.

Mısır, yıllarca bunu düzeltmeye çalışıyor. Sonunda ünlü firavun Ramses adına özgün bir roman yazılıyor. Beş ciltlik roman bütünüyle hiyeroglif belgelerden elde edilen bilgileri aktarıyor. Mısır yaklaşık on yıl sonra o romanla turizme yeniden kapılarını açmaya başlıyor.

Bu anlamda Türkiye’nin turizmde yedinci sıraya oturması, Türkiye’nin başarısı. Teröre rağmen, Avrupa turistleri yine de Türkiye’yi tercih ediyor. Bunun bir anlamı daha var, her şeye rağmen Türkiye’nin dışarıdan görünüşü.

Demek ki kendi içimizdeki sorunları çözersek, kim bilir daha nerelere geleceğiz.
Yazarın Tüm Yazıları