TÜBİTAK iktidara el pençe divan

KENDİSİ gibi bilim adamı olan Alfred Russell Wallach’tan aldığı mektup, ondaki kuşkuları siliyor.

Evrim teorisinin babası Charles Darwin o mektup üzerine kararını veriyor ve 1859 yılında Türlerin Kökeni isimli kitabını yayınlıyor. Bütün dünyada bu kitabın 150. yılı kutlanıyor. Bütün dünya basınında, bilimsel ya da değil, bütün dergilerde birkaç aydır aynı kutlama sürüyor.

Darwin’le ilgili bir başka kutlama daha var. Doğumunun 200. yılı kutlanıyor. Onunla ilgili çıkan yayınların haddi hesabı yok.

Tam bilimsel şölen.

AFOROZ VE LANET

Darwin neyi kanıtlıyor?

Canlıların ortak atalardan evrime uğradığını ve çeşitlendiğini kanıtlıyor. Yalın haliyle, avam dille, insanın maymundan türemiş olması teorisi.

Onun modern evrim teorisi, bugün biyoloji biliminin temeli. Ayrıca, insan ve hayvanların duygularını ifade ediş biçiminde benzerlikler bulunduğunu gösteriyor.

Bu fikirleri özellikle ruhban sınıfında, din aleminde inanılmaz tepkilere yol açıyor. Kilise, Darwin’i sapkınlıkla suçluyor, onu aforoz ediyor.

Çünkü, Evrim Teorisi dinlerde yaradılış düşüncesine ters. Dini inançları allak bullak eden bir teori.

Kilise onu aforoz ederken, İslam Dünyası da, onu lanetliyor. Yıl 1850’ler, ama fikirler tam Orta Çağ.

Bilim tarihinin belki de en çok tartışılan teorilerinden biri olan Evrim Teorisi 1930’larda bilimsel olarak kabul ediliyor.

ETEK ÖPMEK

Dünya kitabın 150. yılını kutlarken, TÜBİTAK, adı üstünde, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu yayın bölümü kutlamalara katılmak için, aylık dergisinde Darwin’i kapak yapıyor.

TÜBİTAK yönetimi ise, hem kapağı değiştiriyor, hem dergideki Darwin yazılarını atıyor. Ne de olsa, Darwin bir sapkın ve İslamın lanetlediği birisi.

Tipik işgüzarlık, tipik iktidara yaranma gösterisi. Daha ötesi, AKP yönetiminde Türkiye’ye yerleşmiş olan hastalıklı zihniyet karşısında etek öpme provası.

Ama, bu arada edindiğim bilgiye göre,

AKP Yönetiminin dergi kapağından Darwin’in çıkarılmasından haberi yok.

O zaman daha da kötü ve tehlikeli, çünkü:

1-TÜBİTAK yönetimi bilimi ideolojiye alet ediyor. Orta Çağ kafasına dönüyor.

2-Bilim iktidarlar karşısında bağımsızdır, felsefesini yerle bir ediyor.

3-Bilimi, iktidarlar yararına kullanabileceğinin sefil bir örneğini sergiliyor. Üstelik, kendiliğinden.

Boşuna dememişler, bir toplumda ihanet bilimden geliyorsa, vay haline o toplumun.

Kriz, buz gibi bizim kriz

ARABA satın alıyor. 36 ay vadeli. 11 ayını ödüyor, kalanını ödeyemiyor. En yakınına başvuruyor, "kalanı sen öde, araba senin olsun, ben vazgeçtim".

Birebir yaşanmış bir olay.

Kriz kişisel olarak, hepimizi tek tek vururken, genel ekonomik dengeleri de altüst ediyor. En vahim sonuçlardan biri sanayi üretimi. Yüzde 21.3 düşüyor.

Global krizin merkezi olarak ilan edilen Amerika’da ise, sanayi üretimindeki düşüş sadece yüzde 2.5.

Global krizin merkezi olarak ilan edilen Amerikan parası dolar, dünyada alıp başını gidiyor. Her paraya karşı üstünlük sağlıyor. En çok değer kaybına uğrayan paralar arasında TL de var.

Kriz, buz gibi bizim kriz. Global olmasaydı bile, bu krizle karşılaşmak, bizim için kaçınılmaz. Bu çok açık. Global diyerek, saklanmaya gerek yok.

Tüm ekonomik veriler, bizdeki krizin habercisi. Örneğin, 2003’te özel sektörün dış borcu 33 milyar dolar. Bugün aynı borç 196 milyar dolar. 70’i bankaların, 126 milyarı reel sektörün borcu.

Dolar o tarihte 1.2 TL. Bugün 1.8 TL. Liranın dolar karşısında değer kaybetmesi sonucunda, özel sektörün dış borcu 120 milyar TL, (eski parayla 120 katrilyon lira) artıyor.

Reel sektör, üretim düşerken, işsizlik artarken, bunun altından nasıl ve ne kadar zamanda kalkacak? Türkiye ekonomisi nasıl kalkacak? Meydanlarda atılan seçim nutuklarıyla mı?

Türkiye en ağır bunalımlarından birini yaşıyor, AKP güle oynaya seçime gidiyor.
Yazarın Tüm Yazıları