Paylaş
Facebook çalışanları, çalıştıkları şirket hakkında ne düşünüyor dersiniz? Ben bu konuyu biraz araştırdım ve beni çok şaşırtan verilere ulaştım. Ekim ayında, şirket içinde yapılan bir ankette, Facebook çalışanlarına şirketlerinin dünya üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğuna inanıp inanmadıkları sorulmuş. Çalışanların %51’i (49.000’den fazlası) bu soruya “inanıyorum”, %49’u ise “inanıyorum” cevabını vermiş. Geçen yılın aynı döneminde yapılan anket sonuçlarıyla kıyaslandığında, şirketin dünya üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğuna inanan çalışan sayısı %5,5 oranında azalmış. Yani, gelecek sene büyük ihtimalle inanmayanların oranı daha fazla olacak. Buna rağmen çalışanların %69’u hala Facebook’un çalışmak için doğru bir yerde olduğunu belirtiyor. Peki, çalışanlar neden şirketin olumlu etkisine dair inançlarını kaybetmiş olabilir? Şirketin insan kaynakları liderlerinden biri, bu konuda önemli bir açıklama yapmış. “Biri” diyorum, çünkü bu açıklamayı kimliğini açıklamadan yapmayı tercih etmiş. Kendisi, “Çalışanlar yanlış yönlendirmelerden ve toplumdaki manipülatif etkiden rahatsız. Ayrıca, nefret söylemlerine dair yeterli önlemin alınmaması da şirketin hedeflerine olan inancı azaltıyor.” demiş. Hadi gelin burada ne söylenmek istediğini birkaç örnekle anlamaya çalışalım…
Facebook bir dip dalga mı yaratıyor?
OneZero personel yazarı Sarah Emerson, geçtiğimi günlerde Facebook ve Twitter'ın Amerika’daki seçim günü performansıyla ilgili değerlendirmede bulundu. Emerson, bu süreçte Facebook'un seçimle ilgili yanıltıcı iddialar içeren birçok gönderiye uyarı etiketleri eklediğini, hem Trump hem de Biden paylaşımlarının filtrelendiğini, 300.000'den fazla insanı şiddete teşvik eden Trump yanlısı "Çalmayı Durdur" gibi grupları kapattığını belirtti. Buna rağmen Facebook’un seçim haftasında yaşananların çok ötesinde bir siyasi aktör olduğunu da hatırlattı.
2017 yılındaki Wall Street Journal raporuna göre, Facebook algoritmasında yaptığı değişikliklerle sağcı/solcu, muhafazakar/anti-muhafazakar grupların kendi politikalarını ihlal etmesine defalarca izin verdi. Bu da yanlış bilgilendirmelerin, manipülasyonun, nefret söylemlerinin yaygınlaşmasına sebep oldu. Aslında tüm bu etkileri ele aldığımızda, Facebook’un hiçbir şey yapmadan, sadece bir şeyleri görmezden gelerek bile toplumda ciddi bir dip dalga yaratabilme gücüne sahip olduğunu görüyoruz. Durum böyleyken, siz Facebook çalışanı olsanız, şirketinizin dünya üzerinde olumlu etkileri olduğuna inanır mıydınız?
Boykota rağmen %22 kar açıklamak…
Konuyu bir de kullanıcılar ve reklam verenler açısından ele almak gerekiyor. İşin bu boyutunda da enteresan veriler var. Facebook, kişisel verilerin ihlali sebebiyle 2020 yılında hem kişiler hem de reklam verenler tarafından protesto edildi. Dünya genelinde sayısız boykot kampanyası başlatıldı. Bunun sonucunda ne oldu biliyor musunuz? Şirket üçüncü çeyrekte yıllık gelirlerini %22 artırmayı ve %12’lik bir kullanıcı artışı sağlamayı başardı. İşte bu yüzden büyük bir güç Facebook. Sadece yıllık reklam geliri bile birçok ülkenin milli gelirinden fazla. Hedeflere olan inancın zayıflamasına rağmen, çalışanların %69’unun mesleki olarak en ideal yerde çalıştıklarını düşünmesi de bundandır diye düşünüyorum. “Bana ne kardeşim bunlardan, ben hala lisedeki arkadaşlarımı bulup eklemek için kullanıyorum Facebook’u” diyenlerdenseniz, size diyecek sözüm yok. Zaten platformun icat edilme sebebi de bu değil miydi?
Paylaş