Paylaş
Bu kadar ilgi ve harcanan paraya rağmen, normal bir vatandaşın girebileceği, deneyimleyebileceği ve test edebileceği bir metaverse var mı derseniz bugün için bu gerçekten büyük soru işareti. Hatta son aylardaki büyük tantanalara, vadedilen uygulamalara, görkemli sunumlara rağmen; metaverse platformlarının performans ve kullanıcı deneyimi sorunları; ilerlemelerin oldukça yavaş gerçekleşmesi hayal kırıklığına neden oluyor. Ancak, “hayal kırıklığı fazının” yeni teknolojilerin gelişim eğrisindeki en kritik aşamalardan olduğunu da belirtmemiz gerekiyor. Bu fazda, çok konuşulan, öne çıkan teknolojiler geniş kitlelerin kullanımına sunuluyor ve kullanıcılardan gelen geri bildirimler, yorumlar; değer tekliflerinin gözden geçirilmesi kadar, teknolojilerin doğru pozisyonlanmasına etki ediyor ve genel kullanım için baz oluşturuluyor.
Bildiğiniz üzere ben de metaverse’e yönelik, bu kavramının dünya genelinde tartışılmaya başlandığı geçtiğimiz yılın Ekim ayından itibaren araştırmalarımı, analizlerimi ve farklı bakış açılarına yönelik değerlendirmelerimi paylaşıyorum. Metaverse’ün halen çok erken aşamalarda olduğunu belirtmekle birlikte, metaverse’ün ihtiyaçlardan geliştiğini, devrimsel bir etkiye neden olacağını, bu nedenle de ciddi bir şekilde ele alınarak, üzerinde şimdiden stratejiler kurulması gerektiğini savunuyorum.
Geçtiğimiz haftalarda dünyaca ünlü Time dergisi de metaverse’ü kapağına taşıdı ve “Metaverse’e doğru: Dijital dünyanın yeni dönemi her şeyi değiştirecek” başlığını attı. Bu kapak özelinde Matthew Ball tarafından yayınlanan makalenin başlığı da “Metaverse hayatlarımızı yeniden şekillendirecek. Daha iyiye doğru olmasından emin olalım” şeklindeydi. Yazar makalesinde metaverse’ün hayatımızın her alanına sirayet edeceğini savunurken, bu köklü değişim sürecinde doğru bir şekilde aksiyon almanın ve konunun önemini doğru kavramının altını çiziyor. Ball’un Time makalesinde yer verdiği pek çok konuya ben de Hürriyet’teki farklı makalelerimde değinmiştim. Bu yazımda, Time’ın metaverse makalesinde öne çıkan konulara, daha önce sizlerle paylaşmış olduğum kendi düşüncelerim ile karşılaştırarak yer vermek istedim.
Time’in iddialı kapağına rağmen, makalenin giriş kısmında metaverse’ün bugün ne yazık ki özelikle kurumsal dünyadaki yöneticiler tarafından yeterince anlaşılmadan, analiz edilmeden ve üst bakış açışıyla ele alındığına değiniliyor ve iş dünyasında oldukça alışkın olduğumuz, yeni kavramların altını doldurmadan sahiplenme anlayışı ya da başka bir deyişle “kurumsal tiyatro” eleştiriliyor: “Her şirketin yöneticisi metaverse'den bahsetme ihtiyacı duyuyor ve metaverse’ün şirketlerinin yeteneklerine rakiplerinden daha iyi nasıl uyduğunu gösterme yarışında. Çok azı ne olduğunu veya tam olarak ne inşa edeceklerini açıklıyor gibi görünüyor...”
Benzer şekilde bu konuyla ilgili görüşlerime farklı zamanlarda değinmiştim: “Ne yazık ki bu önemli kavramın (metaverse’ün) çoğunlukla doğru kullanılmadığından ya da farklı yönlere çekildiğinden dolayı, bilgi kirliliği yaşandığını; kavram çatışmaları oluştuğunu, sonuç olarak da oldukça yanlış önyargıların ortaya çıktığını gözlemliyorum. Daha önce metaverse’ün gelişimini ele alırken efsane buz hokeyi oyuncusu Wayne Gretzky’nin “ben topun olduğu yere değil, topun gideceği yere doğru kayarım” sözünü paylaşmış ve metaverse’ü yorumlarken de bu sürecin nasıl gelişeceğine odaklanmamız gerektiğine değinmiştim. Ancak, bir yandan herkes topun gideceği yere odaklanırsa da şu anda kimse topa müdahale edemez ve sonuç istendiği şekilde gelişmez… Bu nedenle süreci doğru analiz etmeli, önce anlamalı, akabinde doğru yorumlamalı, anlatmalı ve fark yaratacak uygulamaları hayata geçirmeliyiz…
…Metaverse’ün popülaritesinde ve gündemin hep üst sıralarında olmasında, bu süreçte aman geç kalmayalım telaşının ve psikolojisinin de büyük etkisi bulunuyor…”
Time’daki makalede ayrıca, Dünya’nın önde gelen teknoloji firmalarının metaverse’e olan ilgisine değiniliyor: “Facebook, adını Meta olarak değiştirmesi ve metaverse’e yönelik ciddi yatırım stratejisini açıkça paylaşması nedeni ile öne çıksa da Dünya’nın en değerli altı şirketi daha – Amazon, Apple, Google, Microsoft, Nvidia, Tencent – metaverse için hazırlanmakla meşgul. Bu şirketler organizasyon yapılarını yeniden şekillendiriyorlar, iş tanımlarının üzerinden geçiyorlar, ürün tekliflerini yeniden yapılandırıyorlar ve milyarlarca dolarlık ürün lansmanlarına hazırlanıyorlar…”
Bu konuya yönelik benim de bir paylaşımlarım olmuştu: “…Büyük firmaların “metaverse”ü geliştirme, tanımlama ve sahiplenme yarışı 2022’nin de en büyük teknoloji gündemini oluşturacak…
…Öte yandan, metaverse’ün Dünya’nın en büyük 5 teknoloji devinin (Amazon, Apple, Google, Meta, Microsoft) ilk kez aynı alanda rekabet edecek bir odak noktası olması; metaverse’e yönelik bundan böyle sürekli ilgi olacağının somut bir göstergesi… Bugün metaverse'ü lanse eden her şirket, ona güçlü olduğu yerden yaklaşıyor. Örneğin, Microsoft, “metaverse’ü bir iş ve iş birliği aracı” olarak konumlandırırken; Facebook ve Roblox çoğunlukla platformun “sosyal etkileşimler için uygun olduğunu” öne çıkarıyor. Nvidia ve Unity Software ise, “gelecekte metaverse yapı taşları olacak araçları satmakla” ilgileniyor…”
Bugünkü kavram çatışmasına ve PR odaklı metaverse’ü sahiplenme çabasına rağmen, metaverse’ün yıkıcı etkisinin inkâr edilemez bir şekilde gelmekte olduğu ve bu “disruption”ın getireceği değişim dalgasına hazır olmanın öneminin de altı makalede pek çok kez çiziliyor.
Bu doğrultuda, benim paylaşımlarım da şöyleydi: “İnternetin ve sanal dünyanın temellerini ve işleyişini değiştirecek olan “metaverse"ün, teknoloji dünyasında gelmiş geçmiş en yıkıcı etkiye neden olacağı düşünülüyor. Bu kadar devrimsel niteliğine rağmen; içinde bulunduğumuz dönemde çok fazla vaat içeren, kafa karışıklığına neden olan ve spekülasyon kaynağı haline gelen bir kavram haline de geldi. Pek çok sunumda, paylaşımda ya da manşetlerde herhangi bir artırılmış gerçeklik (AR) ya da sanal gerçeklik (VR) deneyimi “metaverse” olarak lanse ediliyor ve örneklendiriliyor…
Metaverse’ün yeni bir çağ başlattığı süreçte, “metaverse’ü geliştiren teknoloji devlerinin kendi kurallarını belirlemesinin endişesi ve tekrar bu firmaların birer ürünü haline gelmememiz” tehlikesi makalenin ana odaklarından birini oluşturuyor: “Her birkaç on yılda bir (bilgisayarlardan PC'lere ve internete; sonradan da mobile ve bulut bilişime geçiş gibi) bir platform kayması meydana gelir. Yeni bir çağ şekillendiğinde, onu kimin, nasıl yöneteceğini değiştirmek inanılmaz derecede zordur. Bu süreçler ancak çağlar arasındaki geçişlerde değişir. Daha iyi bir gelecek inşa etmeyi umuyorsak, onu şekillendirmek konusunda onu inşa etmek için yatırım yapanlar kadar agresif olmalıyız.”
Önceki yazılarımda şunları belirtmiştim: “…İlk olarak Neal Stephenson'un 1992 bilimkurgu romanı Snow Crash’te (Kar Çöküşü) tanımlanmasından tam 30 yıl sonra metaverse gözlerimizin önünde şekilleniyor…
…Her yeni trend, teknolojik gelişme, yeni fikir; yeni bir düşünme biçimini, zihniyet değişikliğini de gerektiriyor…
… Metaverse’ün ne olduğunun, ne olması gerektiğinin ve ne olabileceğinin bireyler, kurumlar ve hatta hükümetler tarafından tanımlanmakta olduğu kritik bir süreçteyiz… Metaverse’ün getireceği yeniliklere adaptasyon ve bu yeniliklerin geniş kitleler tarafından benimsenmesi bir süreç alacak. Ancak, sıfırdan inşa edilen bu gelişmiş ve yeni dünyada doğru konumlanmak, yer edinmek ve bu dünyaya hazır olmak adına, şimdiden çalışmalara başlamalı ve süreçleri doğru analiz etmeliyiz…
… Mertaverse'lerin kimin tarafından inşa edileceği oldukça önemli. Basit senaryolar olarak anlatsak da, metaverse’ün anlam ifade etmesi için kurumsal iletişim araçlarının, canlı etkinlik organizasyonlarının, e-ticaret ve paylaşım altyapılarının “uyumlu ve birlikte çalışabilir” olması gerekiyor... Böylesi bir vizyonu geliştirmek için de bir ekosistem oluşturmak zorunlu…
… Metaverse hala çok erken aşamalarında, gerçek zamanlı olarak şekillenmesini izliyoruz. Ancak, her firmanın, metaverse’ün ne olacağını söyleme ve bu doğrultuda metaverse’ü şekillendime fırsatı varken, bundan yararlananlar geleceği şekillendiren firmalar olacak…”
Makalede yazar “öyleyse gelecek nedir?” sorusunu yönelterek, “metaverse’ü tüm dijital teknolojileri kapsayan ve hatta fiziksel dünyanın çoğunu kontrol etmeye başlayacak yeni bir sanal varoluş düzlemi olarak tanımlıyor. Bu tanımın da, metaverse’ün 3 boyutlu internet olarak başka bir yaygın tanımını açıklamaya yardımcı olduğunu ve onu kurmanın neden bu kadar zor ancak aynı zamanda değerli olduğunu gösterdiğini de belirtiyor”…
Benim bu doğrultudaki paylaşımlarım: “Bir yandan, dijital kanallarda ve çevrimiçi servislerde geçirdiğimiz zaman sürekli artarken; bir yandan da rutinlerimizi, ilgi alanlarımızı ve ritüellerimizi hızla dijital dünyalara kopyalıyoruz. Sanal ve fiziksel gerçeklikler iç içe geçiyor ve dijital dünyayı hiper gerçekçi hale getiriyor. Tüm bu gelişmeler, dijital mülkleri, ilişkileri ve sosyal alanları kapsayan “yeni bir sanal yaşam ekosisteminin” ortaya çıkmasını tetikliyor. Bu yeni dijital platform çağını “metaverse” olarak adlandırılıyoruz...
…Metaverse’ün, çoğu zaman unutulan iki temel özelliğini de belirtmemizde yarar var: Birincisi sürekli olması, yani 3 boyutlu sanal öğelerden ya da alanlardan oluşan kolektif ağın açılıp kapatılmaması; sürekli erişilebilir olması. İkincisi de deneyimin paylaşımı; yani çok sayıda kullanıcının aynı anda erişebileceği ve içinde etkileşime girebileceği bir dünya olması…”
Time makalesinde “metaverse’ün birden fazla teknolojinin yakınsamasına ve kullanıcılar için değer yaratmak üzere bir araya gelen veri ve içeriğin çoğalmasına dayandığı” belirtiliyor. Benzer şekilde ben de paylaşımımda: “Metaverse “mobil internetin halefi” olacak demiştim. Ancak bu geçiş daha önce de belirttiğim üzere önce yavaş yavaş, sonra birdenbire gerçekleşecek. Farklı ürünler, servisler ve yetenek setleri bütünleşip bir araya geldikçe zaman içinde yavaş yavaş metaverse inşa edilecek ve metaverse konsepti somutlaşacak…
... Metaverse’ü anlamak için, onu oluşturan katmanları da iyice anlamak ve bu katmanların hem gelişimini hem de birbirleri ile olan etkileşimini analiz etmek gerekiyor. Gerçek bir metaverse deneyimi için bugün gelişmekte olan pek çok teknolojinin ve altyapının sürükleyici bir deneyim sağlayacak şekilde birleşmesi gerekiyor. Metaverse için 5G, web 3.0 ve blokziniciri tabanlı bir altyapı; kripto paralar ve NFT’ler üzerinden dönen bir ekonomi; kişiliğimizi temsil eden 3 boyutlu avatarlar, dokunma hissi için özel eldivenler ve giysiler; AR, VR uygulamaları ile deneyimlerin zenginleştiği kurgulara ihtiyaç var.”
Yazar, ayrıca, “günümüz internetinin temeli, araştırma laboratuvarları, üniversiteler ve bağımsız teknoloji uzmanları ve kurumların çalışmalarıyla uzun süre içinde inşa edilmiştir. Bu, çoğunlukla kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, tipik olarak, bir sunucudan diğerine bilgi paylaşımına yardımcı olacak ve bunu yaparken gelecekteki teknolojiler, projeler ve fikirler üzerinde iş birliği yapmayı kolaylaştıracak açık standartlar oluşturmaya odaklandı. Bu yaklaşımın faydaları çok fazlaydı” diyerek, metaverse’ün bağımsız kuruluşların aksine, tamamen ticari odaklı ve iş geliştirme, karlılık süreçlerinde oldukça başarılı devler tarafından geliştirildiği, bu durumun da yeterince analiz edilmediği için etik başta olmak üzere pek çok sorunu ortaya çıkarabileceğine yönelik okuyucuları düşünmeye sevk ediyor. Ayrıca, hala interoperability (uyumluluk) konusunun net olmaması, metaverse platformlarındaki geçişi sağlayacak standartların olmaması da eleştiriliyor.
Yine paylaştığım üzere: “İnternet sadece yeni çalışma biçimleri ortaya çıkarmakla kalmadı, aynı zamanda yepyeni bir dijital ekonominin de gelişimine ortam hazırladı. Yeni girişimler, yeni iş modelleri, yeni roller internetin gelişimi ile birlikte hayatımıza girmiş oldu. Önümüzdeki on yılda metaverse ile de benzer bir değişim olacak. İleriye baktığımızda, tıpkı bugün dijital-yerli şirketler hakkında konuştuğumuz gibi, büyük ihtimalle, tamamen sanal, 3 boyutlu dünya içinde tasarlanmış ve geliştirilmiş şirketler olan metaverse-yerli şirketlerin ortaya çıkışını göreceğiz. Ayrıca, metaverse çok sayıda yeni rol ve mesleğin gelişimini sağlayacak…”
Makalede, metaverse’ün pek çok yeni teknolojinin vücut bulduğu bir üst yapı olduğu vurgusu da yapılıyor: “Metaverse, genellikle VR veya AR uygulamaları gibi sürükleyici sanal gerçeklik uygulamaları odaklı olarak yanlış tanımlanmakta. VR ve AR cihazları, metaverse’e erişmenin bir yolu olabilir, ancak tek başına yeterli değil… Akıllı telefonların mobil internetle aynı şey olmaması gibi... Metaverse ayrıca Roblox, Minecraft, Fortnite veya başka bir oyun da değil; bunlar, tıpkı Facebook ve Google'ın internetin bir parçası olması gibi, metaverse’ün bir parçası olması muhtemel sanal dünyalar veya platformlar. Başka sık rastlanan bir kullanım, metaverse ile Web3, kripto ve blok zincirleri arasında. Bu üçlü, metaverse potansiyelini gerçekleştirmenin önemli bir parçası olabilir, ancak bunlar yalnızca ilkeler ve teknolojiler.”
Ben ne demiştim?: “Metaverse’e yönelik gerçekten bu aralar ciddi bir gürültü ve bilgi kirliliği bulunuyor. Bu nedenle de “metaverse” kavramını daha iyi anlamak adına, ne olmadığından başlamak bence daha yararlı olacak. Öncelikle, metaverse, tek bir ürün ya da teknoloji değil; sadece oyun sektörüne ya da uzaktan çalışma/toplantı yapmaya yönelik bir yaklaşım değil; sadece Facebook tarafından da oluşturulmuyor… Metaverse’ün nihai amacı fiziksel dünyadaki yaşamımızın dijital bir kopyasını oluşturabilmek.”
Makalede son olarak da “metaverse” veri hakları, veri güvenliği, yanlış bilgilendirme, radikalleşme ve kullanıcı mutluluğu gibi dijital varoluşun zor sorunlarının çoğunu daha somut hale getirebilir deniyor. Bu nedenle, metaverse çağında lider olan şirketlerin felsefeleri, kültürleri ve öncelikleri, geleceğin şimdiki andan daha iyi mi yoksa daha kötü mü olduğunu belirlemeye yardımcı olacak” uyarısında bulunularak metaverse geliştiren firmaların önemli bir sorumluluğu olduğu belirtiliyor.
“Ancak metaverse'ün nasıl çalıştığını ve nedenini, hangi deneyimlerin ne zaman, neden ve kime sunulabileceği; neyin yanlış gidebileceği ve neyin doğru gitmesi gerektiğini anlamak kritik. Mevzu bahis trilyonlarca dolar ve daha da önemlisi hayatlarımız..."
Benim de belirtiğim üzere: “Metaverse’ün bu kadar ön planda olmasının en büyük nedenlerinden biri, metaverse ile ortaya çıkacak olan yeni ekonomik fırsatlar: Goldman Sachs ve Morgan Stanley metaverse'ü 8 trilyon dolarlık bir pazar olarak tanımlarken, Citi Group’un yaptığı bir analiz, metaverse ekonomisinin 2030 yılına kadar 13 trilyon dolara çıkabileceğini ortaya koyuyor…
…Metaverse bu kadar popüler hale gelmişken, şunları da kendimize sorarak, bu yeni, sanal dünyanın doğru kurgulanmasını sağlamamız gerekiyor:
* Metaverse ile birkaç küresel dev internet platformunun ve teknoloji şirketinin geliştirdiği platform ve algoritmalardan nasıl etkileneceğiz?
* Bu platform ve algoritmalar, onlardan kurtulamayacağımız biçimde mi programlanacak?
* Makinelerin ve algoritmaların sahipleri, reklamcılar ve diğer veri madencileri, bunları kişisel verilerimizi azami seviyede sömürmek için mi tasarlayacaklar?
Yazarın, “Metaverse hayatlarımızı yeniden şekillendirecek. Daha iyiye doğru olmasından emin olalım” vurgusunda olduğu gibi, bu kuşkuların yanında iyimser olarak yaklaşırsak, metaverse’ü “içinde bulunduğumuz dünyanın problemlerini çözecek bir yapı” olarak ele almalıyız.
Time’ın belirttiği üzere, metaverse her şeyi değiştirecekken, ben de bu kavramın doğru anlaşılması adına, çalışmalarıma ve araştırmalarıma devam edeceğim…
Paylaş