Teke Tek

Fatih ALTAYLI

Büyük oyun

1995 yılının son aylarında yaptığım bir televizyon programında PKK bağlamında terör, uyuşturucu konularını ele almıştım. Program sonu analizinde PKK'nın bitmesi durumunda, Türkiye'nin başına yeni birtakım başka büyük sorunların açılabileceği konusunu gündeme getirmiş ve bunun da büyük bir olasılıkla Ermeni sorunu olarak ortaya atılacağını belirtmiştim.

Türk Ordusu'nun başarılı operasyonları sayesinde PKK tükenme noktasına geldi.Hem de Çiller'in bir zamanlar söylediği gibi palavradan değil, gerçekten tükeniyor örgüt.

Bunu sadece biz değil, Avrupa ve Amerika da kabul ediyor. Ve hemen ertesinde ortaya çıkan gelişmelere bakın.Ermenistan'da sertlik yanlısı Taşnaklar iktidarı ele geçiriyorlar. Hem de hileli olduğu AGİT tarafından açıklanan bir seçimle. Hemen ardından Avustralya'da bir bölge parlamentosu, sözde Ermeni soykırımını uluslararası planda kabul eden ilk parlamento oluyor.

Bu haberin mürekkebi kurumadan Fransa'da benzer bir tasarı hazırlanıp parlamentoya sunuluyor.

Yıllardır Türkiye ile olağanüstü iyi ilişkiler içinde olan Fransa'da, parlamento bu yasayı hızla görüşüp kabul ediyor. Büyük çabalarla yeniden tesis edilen dostluğu feda pahasına hem de... Bunu başka Batılı parlamentoların da gündeme alması an meselesi.

Gelişmeleri tamamlamak için bir sözde Ermeni terörünün patlaması bir sonraki adım olacak kuşkusuz.

Bu kadar mı?

Değil elbet.

Güney Kıbrıs'a S-300 füzeleri geliyor. Batı sözde kızgın. Yunanistan ve Kıbrıs laf ola beri gele eleştiriliyor. Ama aynı anda Türkiye, Kıbrıs'a yerleştirilecek füzeleri vurması için tahrik ediliyor. Oysa Avrupa bu gelişmeyi AB üyeliği ve ekonomik yaptırımlarla engelleyebilecek konumda.

Hayır öyle yapılmıyor. Türkiye sıcak bir çatışmaya itilmek isteniyor.Siyaset sahnesinin yeteneksiz oyuncuları bu gelişmeleri yakalayamıyorlar dahi.

Onlar sen 14'sün, ben 15'im tartışmaları içinde yuvarlanıyorlar.

Geriye kalan yüzde 85-86'ların nerede olduğunu düşünmeden.

Hasan Özdemir'e bir soru

Üç gün önce özel otomobillerinde Ulus'tan Levent'e doğru giden bir otomobilin önü 34 UE 8565 plakalı bir otomobil tarafından durduruluyor.

Neden, yol vermeme.

İçinden iki yarma iniyor ve diğer otomobilde bulunan gençlere küfretmeye başlıyor.

Gençler ‘‘Ne oluyor?’’ diye sorunca bu kez yumruklar suratlarında patlamaya başlıyor.

Ve iki maganda, gençlere ‘‘Biz polisiz ulan. Biz istedik mi yol vereceksin’’ diyorlar ve iki tane daha patlatıp otomobillerine biniyorlar.

Sonra da sirenlerini açıp gidiyorlar.

Gençler korkuyla durumu ailelerine iletince haber bize de ulaştı.

Emniyeti arayıp plakayı verdik ve böyle bir sivil araçlarının olup olmadığını sorduk.

Emniyetin yanıtı açıktı: ‘‘Hayır, bizde bu plakalı araç yok.’’

Bunun üzerine 34 UE 8565 plakalı aracın kimin üzerine kayıtlı olduğunu araştırdık.

Laleli'de bir firma. Adı Üniversal Endüstri Pazarlama A.Ş.

Tam olayı yazacağız, çocukların ailesinden bir rica.

‘‘Aman ne olur yazmayın. Başımıza bir iş gelir.’’

Ne, iş mi gelir?..

Daha ne gelecek be!..

İki maganda yol kesmiş dövmüşler.

Ama korku, artık ortak özelliğimiz. Eşkıyaya ceza olmadığı için sade vatandaşı korku bekliyor.

Şimdi İstanbul Emniyeti'ne soruyorum.

Bu memlekette canı isteyen ayılara, kendilerine polis süsü verip dolaşma izni veriliyor mu, verilmiyor mu?

Veriliyorsa bunu milleti dövmek isteyenlere mi veriyorsunuz?

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Özeleştiri yapmayanlar, eleştirilince kızmadıkları zaman.

---