Tanrı bu kez KA-DER’i korudu

FOTOĞRAFTA ortada Tayyip Erdoğan, solunda Deniz Baykal, sağında Devlet Bahçeli.

Bu fotoğrafın üstünde, Üçümüz Aynı Fikirdeyiz, yazıyor. Fotoğraftaki yazı sürüyor. Hedefimiz yerel seçimlerde yüzde elli kadın aday.

Fotoğraftaki yazı sürüyor. Uyarı: Bu ilan yerel yönetimlerde yüzde 1’lik orana isyan eden ve siyasette görev almak isteyen kadınların hayallerinin ürünüdür.

Bu bir afiş. İnternette de var. Afişi hazırlatan kadın adayları destekleyen, kadın sorunları üzerinde düşünen ve çözüm üreten sivil toplum örgütü KA-DER.

Bizde tek kadın vali yok. Kadın kaymakam oranı yüzde 1.5. Kadın milletvekili oranı yüzde 9.1. Cinsiyet eşitliği açısından, Türkiye 130 ülke içinde sondan 7’inci, yerel yönetimler açısından 68 ülke arasında 62’nci sırada.

KA-DER’in afişi buna protesto.

GÜLÜNÇ GEREKÇELER

Ancak afişi protesto eden de, var. Devlet Bahçeli afişlerin toplatılması için dava açıyor. Mahkemede dile getirilen gerekçeler şunlar.

1-Afiş, Bahçeli’yi, siyasal rakibi Erdoğan’ın kolları altına girmiş gibi göstererek, onun liderliğini kabul etmiş gibi gösteriyor.

2-Bahçeli’nin kişilik haklarına saldırıyor.

3-Afiş, sanki, abi kardeşlerini kucaklamış, düşüncesini çağrıştırıyor.

4-Halkta yanlış izlenimler uyandırıyor, Bahçeli ve MHP’yi küçük düşürüyor.

5-Fotoğrafın etkisi, siyasi hayatı etkileyecek boyuta uzanıyor.

Bunlara paralel başka gerekçeler. Ama, önemli olan bunlar.

DÜNYADAN ÖRNEKLER

Davayı sadece Bahçeli açıyor. Baykal ve Erdoğan açmıyor.

KA-DER savunmasından dünyadan örnekler veriyor. Başka ülkelerde liderlerin bu gibi olaylarda duruşunu dile getiriyor. Örneğin, Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy buz patenleriyle, balerin gibi gösteriliyor. Sarkozy buna gülüp geçiyor.

Avusturya’da bir parti lideri ile dalga geçen bir yazı ve karikatür var. Parti lideri dava açıyor ve hatta kazanıyor. Ama o da AİHM’den dönüyor.

Değerli hukukçu Fikret İlkiz, kaderin cilvesi, benim yakın dostum, davada AİHM’den örnekler veriyor. AİHM Sözleşmesinin ilgili maddelerini dile getiriyor.

Ve afişlerin toplatılması istemini mahkeme geri çeviriyor. Bahçeli davayı kaybediyor.

SİYASETÇİ PROFİLİ


Müthiş isabetli bir karar. Ancak olay başka. Olay, bir Türk siyasetçisinin bakışı, hoşgörüsü, değerlendirme ölçülerindeki tık nefeslikle ilgili.

Hiç bir esneklik yok. Bir gerçeği vurgularken, başkasının kendisiyle dalga geçmesine tahammülü yok. Böyle biri, bırakın başkasını, kendisiyle de dalga geçmeyi bilmez. Katı, dar görüşlü. Sınırları belli. Ciddiyet adına, suratı sürekli asık.

Tipik Türk siyasetçi profili. Bütün Doğu aleminde olduğu gibi. Yeri geldiğinde, ne bileyim, dans etmezler. Espri yapmaktan kaçınırlar.

Espri odağı olmaktan uzak dururlar. Rüzgarda yuvarlanan konserve kutusuna tekme atmazlar. Her hareket kontrollü. Aman, dikkat bir pot kırarsın şimdi. Kır be, bir kere de sen kır, görelim. Politik arenaya dik ve keskin çizgiler hakim. Üfff, çok sıkıcı.

Tanrı Türkü korusun bunlardan. Şimdilik KA-DER’i koruyor.

Kazada 135’inci yolcu

AMSTERDAM’da düşen THY uçağında, bizimkilerin açıklamalarına göre, 134 yolcu var.

Ancak, Hollanda yetkililerine göre, uçakta 135 yolcu var. Oysa, listelerde resmen görünen 134. THY’nin açıklaması ve elindeki belgeler doğru, evet 134.

Ama Hollandalılar da, 135 yolcu var, diyor. O diyor 135, THY diyor, 134. Demek ki, bir yolcu listelerde görünmüyor. Yani, biletsiz bir yolcu daha var gibi. Hollandalılar doğru söylüyorsa, 135’inci yolcu kim? Ve THY bunu neden saklıyor? Listelerde gösterilmeyen biri var. Örneğin:

1- Bir THY personeli, belki bir pilot.

2- Gizli bir görev üstlenmiş bir devlet görevlisi.

3- Akla gelmeyen bir başka uygulama.

Sırlarla dolu kazada, son sır 135’inci yolcu.

Sırrı dün tv kanalları açıklıyor. 135’inci yolcu bir THY çalışanı. Peki, THY neden 134’te ısrar ediyor. Kendi çalışanını yolcu listelerinde neden göstermiyor.
Yazarın Tüm Yazıları