Takımdaki virus

Futbolcular, kulüplerinde çok para kazandıkları için, milli takımlarda varını yoğunu ortaya koymuyor. Bu, futbolda öne çıkmış bütün ülkelerde böyle. Korkarım, bu hastalık bizde de başladı.

* Milli Takım'ın Letonya ile Riga'da oynadığı maçta hataları neydi? Takım tertibi mi yanlıştı? Bu yenilgi neyin habercisi?

GENÇLERİ
gayet güzel monte etmeye başlamıştık Milli Takım’a. Konfederasyon Kupası'nda çok başarılı maçlar çıkaran, ileride bu Milli Takım’da oynayacak, bu formayı hakedecek oyuncular çıktı. Ama Şenol Güneş ne yaptı, takımlarında uzun zamandır oynamayan futbolculardan kurulu, eski takıma döndü. O zaman Konfederasyon Kupası'nda bu futbolcuları neden denedik? Tuncay olsun, Gökdeniz olsun, bir sürü oyuncu vardı.

Yalnız şu konuya dikkat edin, dünyada profesyonellikte ileri giden ülkelerde de bu tip problemler var. İspanya, İngiltere, Almanya, İtalya olsun, forma giydikleri kulüplerde çok para kazandıklarından futbolcular milli takımlarında varını yoğunu ortaya koymuyor. Bunların arasına Arjantin'i de koyabiliriz. Çünkü bir sürü milli takım oyuncusu yurt dışında oynuyor. Bir tek Brezilya bunlardan kendini sıyırabiliyor. Çünkü çok yetenekli oyuncuları var. Benim korkum bizim milli futbolcularımızın da, yurt dışında oynayanların da böyle bir havaya giriyor olmaları.

Federasyonun eli açık

Ayrıca Milli Takım’ın tertibinin yanlış kurulduğu, yanlış adamların oynadığı da kesin. Gerçi bu bir tercihtir. Milli Takım’da Hakan Şükür üzerinde de polemik yaratılıyor, ama sorun o değil. Ben zannetmiyorum ki, milli maçta futbolcular gidip prim konuşması yapsın. Ayrıca çok kritik iki devreli bir milli maç bu. Bugüne kadar federasyon da tahmin edilmeyecek paralar ödedi. Federasyonun bir cimriliği yok, bilakis fazla miktarda eli açıklığı var.

Mazeret üretmekte de müthiş ustayız. Riga'daki o sahada 22 futbolcu tepişti durdu, zeminin hiçbir yeri kalkmadı, çamur olmadı, ağırlaşmadı. Halı gibi kaldı saha. Ama biz bu sahayı beğenmedik. Balçık olsa ne olacaktı? Yani hiç mi buz sahada oynamadılar? Ayrıca saha buzlu oldu mu, ayağın olduğu gibi toprağın içine girer, sahada çim kalmaz, zemin de çamura döner.

Rakibi küçümsedik

Bir de hakeme gösterdiğimiz o tepki neydi? El kol hareketleriyle sürekli herşeyi protesto ediyoruz. Bizim futbolcularımıza bu davranışlar yakışmıyor. Sonuçta da cezasını yine biz çekiyoruz.

Letonya yenilgisi bence tamamen oyuna adapte olamamak, oyuna ısınamamaktan kaynaklandı. Ayrıca çok küçümseniyordu, ama karşılarında çok dirençli, futbol oynamasını bilen bir rakip bulmaları da millilerimizi şaşırttı.

Bu yenilginin nedenlerini şöyle 3 madde de özetleyebiliriz. Birincisi takımı yanlış kurduk. İkincisi takımı hazırlayamamışız. Üçüncüsü ise İngiltere maçıyla birlikte futbol anlayışımız değişti; dan-dun ileri vurarak iyi savunma yaptığımızı zannediyoruz. Böyle yapınca topu kullanamadığımız için de yeteneklerini gösteremedikleri için orta sahamız ve forvetimiz oyundan kopuyor. Bunu değiştirebiliriz. Milli Takımımız, Letonya'yı yener.

Milli Takımımız yenilebilir. Ancak pozisyon üretir, oyunu yönlendirir, futboluyla sahanın hakimidir, bu yenilgi şanssızlıktan kaynaklanır. Böyle bir maçta üzülmezsiniz, çünkü bilirsiniz ki bir sonraki maç takımınız kazanacak. Neden, takımınız futbol oynuyordur. Ancak, futbol adına bir şey üretmeden atarız, yeneriz demekle bu işler olmaz. Zaten bunu yapanlar da futbol yorumcusu olmayıp da kamuoyunda yer edinmek isteyen tipler.

Kim atacak kavgası

* Letonya'da Nihat ile Emre'nin bir serbest atış sırasında kimin kullanacağı konusunda anlaşmazlığa düştükleri gözlendi. Bu neden kaynaklandı?

Bu takım içinde birbirlerine olan bağlantıda sorunlar olduğunu, birbirlerini destekler bir yapıda olmadıklarını gösteriyor. Ancak eğer o serbest atış sağ iç mevkiinde kazanılıyor ve oradan iyi vuran Emre varsa, onun atışı kullanması doğal. Oradan sağ ayaklı birinin atması zor. Nihat'ın oraya gitmesi gereksiz.

Tabii Nihat'ın da bu atışlardaki ustalığı tartışılmaz. Ancak onun yeri daha çok sol iç mevkii. Aslında bu konu büyütülecek bir şey değil, birisi atacak. Emre çok mu kötü vuruyor, atarsa ne olacak? Çok mu kötü futbolcu, atarsa ayıp mı olacak?

Basınımıza da görev düşüyor. Bazı şeyleri deşmeye çalışmasın. Bu tür yaratılan polemikler hem antrenöre, hem futbolcuya, hem de takıma zarar veriyor.

Kapris-sabit fikir

* Milli Takımı yarın rövanşta nasıl bir maç bekliyor ve nasıl oynamalıyız?

ÖNCELİKLE millilerimiz rakibinden önce topu kazanmak için mücadele etmeli. O topu kapmalı.
O topu kazanamaz, o topu kullanamaz, şuursuzca dan-dun ileriye vurmaya başlarsak, çok zorlanırız. Portekiz'e gitmemiz büyük tehlikeye girer. Kazanılacak topu kullanacak iyi oyuncularımız var. Rakibe Letonya'da bir avantaj verdik, şimdi burada kapanacak. Rakibi açmalıyız. Bizde kanatları kullanma konusunda yanlış bir anlayış var. Kanatlardan çizgiye inebiliyor muyuz, defansın arkasına sarkabiliyormuyuz önemli olan bu. Yoksa santrayı biraz geçen sağdan soldan şişiriyor, bu kanatlardan oynamak değil. İşte bu yüzden futbol zeka ve beceri oyunu diyoruz. Diğerlerinin dediği gibi futbol basit bir oyun değil.

Takım olgusu

Futbolcularımızın sahaya birbirlerine yardım etmek için çıkmaları lazım.
Kendilerini bireysel olarak göstermek, ön plana çıkmak için oynamamaları lazım. Kadro düzgün kurulmalı. Şimdi burada ‘‘Şunu söylediler, bak oynattım. Kötü oynadı’’ demekle bu işler olmaz. Futbolcu kötü oynayabilir, ama kaprisle, sabit fikirle Milli Takım kurulmaz. Milli Takım’ın başında olan insanların böyle bir tasarrufu ve lüksü yoktur.

Okan kendi takımında oynamıyor, Milli Takım’da 2 maçtır sahada. Öte yandan Werder Bremen'de Ümit Davala forma giyiyor ve başarılı. Bir Gökdeniz var, süratli, futbolu bilen, kulüplerin almak istediği yıldız, ama o takımda yok. Emre ile birlikte oyunu çözecek play-maker lazım, Tümer de sahada değil. Antrenör ne yapacak hem takımı iyi kuracak, hem de mücadele gücünü aşılayacak. Yoksa futbolcu Milli Takım’a kondisyon olarak hazır geliyor. Kulüplerinde ne kadar oynuyorlarsa öyle oynayacaklar.

Bu maç çok başka

* Milli Takım'daki futbolcuların aynı olduğundan ve doyuma ulaştıklarından söz ediliyor. Böyle bir şey olabilir mi?

Zayıf bir ihtimal. Her milli maçta sahaya çıkan oyuncu, varını yoğunu ortaya koyup kazanmak ister. Benim en başta söylediğim gibi topa girme, risk alma şekilleri değişebilir. Yani sakatlanmak istememeleri, yaşlarının bir yere gelmesi, bunlar bir faktör olabilir. Ama Letonya maçı, bütün bunların düşünüleceği bir karşılaşma değil.
Yazarın Tüm Yazıları