Paylaş
Hani “Hayatta başarılı olmak, iyi bir ele sahip olmak değil, kötü bir eli akıllıca oynamaktır” derler. Akıllıca demeyelim ama şartları olumlu değerlendiren Fenerbahçe bu kör dövüşü maçın kendini finale atan tarafı oldu. Sarı kırmızılılar hızlı başlayan rakibini kısa sürede yakalayıp ortada gidecek temposuz şekle soktu oyunu. Tüm marifeti perimetre çevresine dizilip, boşluk bulanın dış şutuyla sayı kollamak olan Galatasaray’ın skoru, isabet duaları 35’te 5 (%15) ile tutmayınca maça ortak olma şansı hiç olmadı.
Hücumlarını bir türlü çeşitlendiremedi taraflar, keçi boynuzu kıvamında ne uzadılar ne de kısaldılar. Kaos içerisinde acemice hatalar birbirini kovalarken hakem Emin Moğulkoç seyircili oynama sevincimizi kursağımızda bıraktı. Salon boşaltıldıktan 1 saat sonra iyice soğumuş Galatasaray tekrar maça dönemeden havlu attı. Klasik müzik konseri değil ki bu... “Okullar olmasa ne güzel olurdu eğitim” anlayışsızlığı.
HAKEM MAÇIN ÖNÜNE GEÇMEMELİ
Karşılıklı küfürlü tezahüratı minimize ederek maçı oynatacaksın, her fırsatta teknik faul çalmak için koçların üstüne gitmeyeceksin ki ben seni alkışlayayım.
Anadolu Efes’in ağır favori olduğu diğer yarı final maçında her geçen gün daha iyi basketbol oynayan Darüşafaka’yı kararlı tempoyla maça sokmadı Efes. Her türlü iyi oynayan Efes sert savunmasını bütün maça yayarak çekişmeye mahal vermedi.
Yeni nesil ezeli rekabet pazar günü. Burak Elmas’a duyurulur; diğeri ces’t fini (bitti).
Paylaş