En İyi Hücum Savunmadır!

Son haftalarda güzel bir anlayış oturdu takım üzerine. Takımda eksik olan bir şey varsa, o tamamlanıyor ve maça olabildiğince eksiksiz bir şekilde devam ediliyor.

Ne demek istediğime daha detaylı bakacak olursak;

Eskişehirspor’un sezon başından beri sorun yaşamadığı tek şey gol atmaktı. Maç içerisinde birden fazla gol atabiliyor ancak attığından fazlasını da yiyordu. Takımın asıl eksiği savunmaydı ve bu eksiklik tamamlanmadan da iyiye gidiş bir hayal olacaktı.

Sezon başında play off hedeflerken bir anda düşme hesapları yapılması gibi.

Eskişehirspor son haftalarda karşısındaki takım kim olursa olsun, öncelikle gol yememek için çıkmaya başladı sahaya. Savunmanın açıkları takım olarak kapatılıyor ve rakibe daha az pozisyon veriliyordu. Zaten kalede yükselen değer Kayacan, maç içerisinde üzerine düşen görevi en iyi şekilde yapıp, verilen az sayıdaki pozisyonu da bertaraf ediyordu.

Hücum oyuncularının üçünü de sahada tuttuğunuz zaman, gol yemeden bir şekilde gol atmayı başarıyorsunuz. Böylece sahada daha iyi bir oyun ve sonucunda bir galibiyet görüyorsunuz.

Denizlispor ve Giresunspor’a karşı tutan bu taktik lig lideri Ümraniyespor’a karşı işleyecek miydi, maçtan önce merak ediyordum doğrusu. Ligde sadece şampiyonluk mücadelesi verdiği takımlardan puan alamayan Ümraniyespor, lider olmanın verdiği moralle bile gol atabilecek kapasitede bir takımdı.

Ancak karşınızda bu kadar diri ve ne istediğini bilen bir rakip olduğunda, ligdeki geçmişinizin hiçbir anlamı kalmıyor. Diğer takımlara karşı bulduğunuz pozisyonları bulamıyorsunuz, bulduklarınıza da zaten kaleci izin vermiyor. Bir de bunun üzerine az sayıda verdiğiniz açıkları iyi değerlendiren oyuncuları varsa, bu rakip evinizden 3 puanı alarak güle oynaya ayrılıyor.

Böyle bir şeyi bu ligde Eskişehirspor’dan başkası yapamazdı zaten.

Eskişehirspor yavaş yavaş kendini bulmaya, eksikleri tamamlamaya devam ediyor. Savunmadaki eksikliği çok güzel bir şekilde tamamladıktan sonra, maç içerisindeki oyuncu değişikliklerinde yaşadığı sorunları da çözüyor gibi. Teknik ekip daha önceki maçlarda yaptığı oyuncu değişikliklerinde ya takımın yakaladığı havayı bozuyor ya da saha içerisindeki dağılımı değiştirerek oyuncuları zor durumda bırakıyordu. Bu maçta çok fazla müdahale etmezken, Semih Güler’in kırmızı kartından sonra doğru oyuncu değişiklikleriyle oyuna doğru müdahale edince, maçın ikinci yarısında galibiyet inancını da perçinlemiş oldu.

Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, Eskişehirspor gerçek gücünü sahaya yansıttığında bu ligde yenemeyeceği takım yoktur. Bu hafta bunun kanıtı gibi oldu.

Eskişehirspor’un dönüşümü ve gelişimi devam ediyor. Bundan sonraki haftalarda buna devam etmesi durumunda 1. Lig’de lig yeniden başlayabilir.

Neden olmasın!