'O sevincin sebebini araştıracağım' sözü öylesine söylenmiş

2 Temmuz Cuma Türk futbolu adına tarihi bir gündü. İki kulüp başkanımız Etik Kurulu’nun huzuruna çıktı. Hani o şike ve teşvik iddialarını araştıran Etik Kurulu’nun... Sebebi malum, Kulüpler Birliği Vakfı’nın 2020-21 sezonunun son 8 haftasının incelenmesiyle ilgili TFF yönetim kuruluna yaptığı resmi başvuru.

ÇEBi VE HURMA KONUŞTU

TFF, Etik Kurulu’na havale etti, kurul da başkanları çağırdı tek tek dinledi. Etik Kurulu Başkanı ve üyeleri sordu, Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi ve Karagümrük Başkanı Süleyman Hurma cevapladı. Cevaplara ve detaylara girmeyeceğim, gerekirse ilerde gireriz. Ama şunu söyleyebilirim...

ARKASI BOŞ ÇIKTI

Sayın Çebi’nin tüm bu olaylara ve başvuruya sebep olan o Karagümrük maçı sonrası yaptığı, “Ben bu sevincin kutlamanın sebebini ölene dek araştıracağım” şeklindeki açıklamasıyla ilgili sorulan soruya “Öylesine söylenmiş bir söz” cevabını vermesi olmuş. Yani anlayacağınız 8 hafta ile ilgili yapılan başvurunun arkası boş çıktı.

HAMiT ALTINTOP TOP TOPLAYICI MIYDI ŞENOL GÜNEŞ BU DEĞERi NiYE GÖRMÜYOR?

EURO 2020... Türk futbol tarihinin kara lekesi.

Cümle aleme adeta rezil rüsva olduğumuz turnuva.

Peki ya sonra?..

Aradan geçen onca zaman, parola; ‘durmak yok, yola devam.’ Hesap? Ne hesabı? Prim hesabıysa; o iş tamam! UEFA’dan gelen para teknik heyetin verdiği rapor doğrultusunda hesaplandı ve futbolcuların, hocaların banka hesaplarına yatırıldı. Görünüşe bakarsak, ortada başka da görülecek bir hesap yok!

Futbol bu... Yenmek de var, yenilmek de... İlk defa da yaşamıyoruz böyle bir durumu. Ama görüntü felaket ve içler acısı.

‘NEDEN, NiÇiN?’ DiYE SORAN YOK

Nerede o birkaç ay öncesi Hollanda’ya, Norveç’e sahayı dar eden futbolcular? Sahaya sürülen isimler aynı, ama cisimler çok farklı... “Peki neden, niçin” diye hesap soran da yok.

Sebep? Sebep çok... En basiti, koca milli takımın başında Şenol Güneş tek tabanca. Ekip filan yok. Buna müdahale eden de.

Elinin altında Hamit Altıntop gibi bir değer, onu görebilecek bir teknik direktör yok. Altıntop değil altın fırsat! Ama nerede? Schalke, Bayern Münih ve Real Madrid tecrübesi.

Bu oyunculara idol olabilecek bir kariyer, al onu yanına, ne kaybedersin Şenol hoca? Düşünebiliyor musunuz, Güneş-Altıntop onca yıldır aynı çatı altında; daha ikisinin yan yana fotoğrafı yok. İnanmıyorsanız, sorun Google amcaya!

Şenol hoca adına asıl sorgulanması gereken olay; yanı başında La Liga, Premier Lig, Bundesliga gibi dev liglerde boy gösteren ve o bizim çocukların dilinden en iyi anlayacak Hamit Altıntop dururken, onu uzak tutmasıdır.

Şimdi sırada kritik Karadağ maçı var. Yeni bir kabus görmeden, şu S.O.S veren ‘milli yapılanmayı’ tekrar elden geçirmemiz şart.

CÜNEYT ÇAKIR’A HANi ALKIŞ!..

Seversiniz veya sevmezsiniz... Ama Cüneyt Çakır ve ekibi uluslararası arenada bir defa daha Türkiye’nin gururu olmuştur. Hem de ‘Avrupa şampiyonalarında en çok düdük çalan hakem’ olma unvanıyla.

Futbolcularımızın 3 maçta sıfır çektiği ve kupanın en kötüsü olduğu turnuvada çıktıkları 3 karşılaşmada gösterdikleri başarıyla turnuvanın en iyilerinden biri olarak... O 3 maçlık performansla final için ‘en büyük aday’ gösterilerek... Diğer meslektaşlarının tek tek evlerine gönderildiği yerde yarı final ve final için İngiltere’ye davet edilerek... Ta ki, lobilere yenik düşmesine kadar. Biz demiyoruz bunu, Avrupa medyası diyor. “Cüneyt Çakır’ın turnuvadan eve gönderildiği gün, Avrupa hakemliğinin kara günüdür” yorumunu yapıyorlar.

HAKKINI YEDiLER

Hakkının yendiğini biz değil, Avrupalı söylüyor. Çünkü hakem performansları ‘bizimkileri’ pek ilgilendirmiyor! Şayet ilgilendiriyor olsaydı; futbolumuza yön veren o abilerimiz, 2 dakika havaalanına giderek veya resmi sitelerinde 2 satır yazı yazarak onlara bir moral verirdi. Onları alkışlar, onurlandırırlardı.

NE VARSA TÜRK HAKEMLERiNDE VAR

“Bravo size, tebrik ederiz, gururumuz oldunuz” filan derlerdi. Veya federasyon başkanımız çıkar mikrofonlara, “UEFA’nın şu yarı final ve final atamalarında yaptığı haksızlığı tüm dünya gördü, bizim çocuklarımızın hakkı yendi. En az yarı final veya finali hak etmişlerdi. Tüm Avrupalı hakem otoritelerine göre Cüneyt Çakır bunu hak etmişti” derdi.

Unutmayın ki, dünya bu maçları izlerken ve yorumlarken hakemin ismini değil ülkesini zikreder. Orada Cüneyt Çakır değil bir Türk hakem düdük çaldı.

Tıpkı bu turnuvada iz bırakan ve tarihe geçen gözlemcimiz Murat Ilgaz gibi. O da görev aldığı maçlarla bir rekora imza attı. Anlayacağınız ne varsa yine Türk hakeminde var.

Peki burada ne değişecek? Hiçbir şey... Biz yine yarın Türk hakemliğinin problemi hakemler demeye devam edeceğiz, ondan şüpheniz olmasın!

YAYINCIYA BiR iHTARNAME DAHA

Eskiden ihaleden ihaleye konuşurduk, yazardık ‘yayın kaosu, yayın krizi’ diye. Şimdi Katarlı amcalar sayesinde son üç yıldır hemen hemen her sezon sonu yeni bir yayın krizi. Mayıs başında ödenmesi gereken 143 milyon TL hâlâ ödenmiş değil. Haziran başı ödenmesi gereken 700 küsur milyon (2021-22 sezonu yüzde 25 peşinatı) liradan da çıt yok. Kulüpler perişan. Artık bıçak kemiğe dayanmış, iki gün önce çıkmışlar TFF Başkanı Nihat Özdemir’e, “Bu işi 15 Temmuz’a kadar bitirin, yoksa teminat mektubunu geri isteyin” ultimatomu vermişler. TFF ihtarnameyi çekmiş, süre başlamış.

Riva da bu defa pek taviz verecek gibi durmuyor.

TAHKiM KURULU iÇiN DÜZENLEM

TFF, bu ay yapacağı mali genel kurulda geçen yıl yapamadığı Tahkim Kurulu yapısal değişikliğini gerçekleştirmek istiyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM)’nin talebi doğrultusunda Adalet Bakanlığı’nın ve Kulüpler Birliği’nin çalışmalarını değerlendirecek olan TFF
Yönetim Kurulu bu konuda statü değişikliğine gidecek. Konuyla ilgili olarak kulüpler “Tahkim Kurulu seçimle gelsin” istiyor. TFF ise “AİHM’in böyle bir talebi yok, onlar değişiklik istiyor, seçim demiyor” görüşünde. AİHM gerekçeli kararında da “Kurul seçimle gelmeli” gibi bir tavsiyesi yok.