Paylaş
Evet... Tüm ülke futbol federasyonları gibi Türkiye Futbol Federasyonu da özerktir, bağımsızdır. Ülkede futbol adına her türlü kararı vermeye yetkili tek merci, Futbol Federasyonu’dur. Ama bugün öyle değil. Çünkü bugün durum ‘vahim.’ Tıpkı İtalya’da, tıpkı İspanya’da, tıpkı Almanya’da ve onlar gibi koronavirüs salgınıyla boğuşan ülkelerde olduğu gibi. Acaba diyorum, bu sağlık sorunuyla mücadele eden şu ülkelerde; federasyonların, hükümet adamlarından bağımsız olarak “Ben bu maçları oynatıyorum
veya oynatmıyorum”, “Seyircili olacak veya olmayacak” deme gibi şansı olabilir mi? Bakın bakalım İtalya’da, İspanya’da, Almanya’da liglerin ne şekilde (seyircili ve seyircisiz) seyredeceğine kimler karar vermiş? Çok zor değil, öğrenmek için ‘Google Amca’da kısa bir yolculuk yeter size! Karşınıza çıkacak ilk isimler İtalya’da Başbakan Giuseppe Conte, Almanya’da Sağlık Bakanı Jens Spahn, İspanya’da Başbakan Pedro Sanchez, Rusya’da Moskova Belediye Başkanı Sergey Sobyanin v.s.
AVRUPA NE ZAMAN ÖNLEM ALDI?
Futbolda; ‘takvimi’ de, ‘şekli’ de belirleyen ‘onlar.’ Tıpkı bizde olduğu gibi. Ama bizim isyanımız var... İsyanımız da ligin seyircisiz oynanan o son haftasına... Dünyadan bihaber, vurun abalıya, Özdemir Federasyonu’na, hükümet adamlarına. Acaba hükümetine, federasyonuna ağzını geleni sayanların; ilk vakanın 6 Şubat’ta ve ilk koronavirüs ölümünün 22 Şubat’ta yaşandığı İtalya’da, buna rağmen liglerin (bazı maçların seyircili, bazı maçların seyircisiz olarak) 9 Mart haftasına kadar devam ettiğinden haberleri var mı? Şubat ayında 145 vaka tespit edilen ve ölüm hadiselerinin 2 Mart’ta başladığı İspanya’da bunun üzerine 8 Mart’a kadar lig maçlarının seyircili oynandığından haberleri var mı? İlk tespitlerde 116 vakaya rastlanan ve ilk koronavirüs ölümünün 5 Mart’ta gerçekleştiği İngiltere’de bunun üzerine 28 ve 29. hafta maçlarının oynandığından haberdarlar mı? Avrupa’da ilk vakaların rastlandığı, sayıları binleri geçen diğer ülkelere oranla ölüm oranı düşük seyreden Almanya’da, 6-8 Mart haftası kuzey bölgesi hariç, birçok maçın seyircili oynandığından haberdarlar mı? Bakarsanız, Fransa’sında, Portekiz’inde, Hollanda’sında da tablo hemen hemen aynı...
GEÇ KALMADIK, ERKEN DAVRANDIK
Bugün tüm bu yaşananlara baktığınızda ilk vakanın 11 Mart’ta tespit edildiği ve ilk ölüm hadisesinin 18 Mart’ta gerçekleştiği ülkemizde, sadece seyircisiz oynanan ‘bir hafta için’ o federasyonun başındaki insanlara bela okumaya varan sözler etmek, biraz haksızlık olsa gerek. Hele hele Avrupa’nın birçok ülkesinde şubat ayı içinde patlak veren vakalara aldırış etmeden üzerine 1-2 hafta seyircili ve seyircisiz maç oynatıldığı bir ortamda. Örneğin, onca vaka ve ölüm hadisesinin yaşandığı İtalya’da tüm bunlara rağmen 26. haftanın oynanması kararını veren hükümet adamlarına veya futbol federasyonuna böylesine bela okunmuş mudur? Her yönüyle bunlar örnek ülkelerdi ya! Haksızlık etmemek lazım. Bu ülke, hükümeti ve federasyonuyla, koronavirüsün seyriyle orantılı olarak, bu saydığımız ülkeler arasında en erken ve en sıkı tedbirleri alan taraftır.
UEFA’DAN KORONAViRÜS HAMLESi; iKi ÇALIŞMA GRUBU
bundan önceki yazımızda da liglerle ilgili süreci belirleyecek olan esas tarafın, diğer ülkelerde de olduğu gibi federasyonlarından çok, ‘devlet kanadı’ olduğunu hatırlatarak, kendince lig takvimi yapan kulüplerimize ”lütfen susun” çağrısında bulunmuştuk. Kaldı ki, FIFA’sına, UEFA’sına karşı da sorumlulukları bulunan ülke federasyonlarının, ‘lig takvimi yapma’ konusunda bunlardan bağımsız hareket etmesi mümkün değil. Hatırlayın; bir süre önce maçları seyircisiz oynatmaya kalkışan Almanya ve İtalya Futbol Federasyonu’nun ‘hükümet kanadından’ nasıl veto yediklerini! Mesele; federasyonları da FIFA’yı da UEFA’yı da aşan bir meseledir. Bugün sadece bizde değil tüm ülkelerde futbol federasyonları, yukarıdan (devlet kademesinden) gelen ve gelecek haberlere göre hareket etmektedir ve bundan sonra da böyle olacaktır.
TAKViM KRiZi
Bizdeki durum herkesin malumu. Peki ya dışarıda ne oluyor? UEFA, Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi takvimini nasıl yapacak? Onun da tek başına karar vermesi mümkün değil tabii ki. Kısaca herkes ve her şey birbiriyle ilintili. Örneğin; Avrupa futbolunun patronu UEFA, Kovid-19 ile ilgili ilk adımını, ECA (Avrupa Kulüpler Birliği), European Leagues (Avrupa Ligler Birliği) ve FIFPro Europe (Avrupa Futbolcular Birliği) arasında ortak hareket etme konusunda bir protokol imzalayarak attı. Bu protokol kapsamında oluşturulan iki farklı çalışma grubu, salgının sonucu olarak ortaya çıkan ‘futbol takvimi krizi’ne çözüm bulma konusunda çalışma yapacak. Sanırım ilk toplantıları bugün. Birinci çalışma grubu, içinde bulunduğumuz sezonun yeniden başlatılması ve/veya tamamlanması yönünde planlama yapacak.
ANKARA VE NYON
Bu protokol kapsamında oluşturulan ikinci çalışma grubu temsilcileri de bir sonraki aşamada salgının ekonomik, finansal ve yönetmelikler açısından etkisini inceleyerek, salgının sonuçlarını hafifletmek için tedbir önerileri sunacak. Sanırım UEFA ilk olarak statüsü gereği final hariç hafta sonu oynanmayan Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi için ülkelerden sıkışan takvim gereği bu maçların bazılarının hafta sonu oynanması konusunda planlama yapıyor. Daha önce de dediğimiz gibi bundan sonraki süreçle ilgili (lig takvimi konusunda) Nihat Özdemir Federasyonu’nun bir kulağı Ankara’da, bir kulağı da Nyon’da olacak.
Paylaş