Paylaş
Taraftarların onu özlediği kadar, Alex de Fenerbahçe’yi ve Türkiye’yi çok özlemiş. Bunu her konuşmasında, bakışında görebiliyorsunuz. 1907’li Saatler Sohbet toplantısının konuğu olan Alex coşkulu alkışlarla salona giriyor. Samet Güzel’in moderatörlüğünde yapılan toplantının başında gösterilen videoda, Fenerbahçe anılarını ve attığı golleri izleyen Alex öyle duygulanıyor ki, birden göz yaşları akıyor. Alkışlar ve sevgi tezahüratları arasında bir süre durup göz yaşlarını siliyor, sonra konuşmaya başlıyor...
Alex şu sıralar Brezilya’da bir televizyon kanalında futbol yorumculuğu yapıyor. Aynı futbol programında eski Fenerbahçeli Fabio Luciano da var. ‘’Sizlere Brezilya’dan Zico, Luciano, Zico’nun kardeşi Edu, Deivid ve Lugano’nun selamlarını getirdim’’ diyor. En çok Fenerbahçe stadını, maç atmosferini, Kadıköy’deki tribünlerin coşkusunu özlediğini, Luciano ile de sık sık Fenerbahçe anılarını konuştuklarını anlatıyor. Fenerbahçe futbol takımının şu anki durumuyla ilgili sorulan soruya, ‘’Fenerbahçe ile ilgili böyle bir yorum yapabilmek için, önce takımı detaylı takip edebilmek, iç dinamiği bilmek gerek ve bu uzaktan anlaşılıp değerlendirilecek bir durum değil’’ diyor. Gelen yabancı futbolcularla ilgili karşılaştırmalar için de, Alex, Diego, Giuliano... ‘’Bu tip kıyaslamaları her yeni gelen futbolcuda yapmak doğru değil, çünkü her oyuncuya kendi hikayesini yazabilmesi için şans verilmeli’’ diyor.
CSKA Moskova ve Galatasaray maçları
En unutamadığı maçlar ve goller sorulduğunda, ‘’2007-2008 sezonunda Şampiyonlar ligindeki CSKA Moskova maçı’’ diyor. ‘’Çünkü o maç aslında gruptan çıkmamızı sağlayan dönüm maçlarından biriydi, kendi sahamızda 1-0 yenik duruma düşmüştük ve hemen üstüne attığım kritik golle önce skoru eşitledik, sonra maçı 3-1 kazanıp yolumuza devam ettik.’’ Türkiye ligindeki en unutamadığı maç ise, 2012 yılında Türk Telekom Arena’nın açılışının yapıldığı ve Fenerbahçe’nin deplasmanda 2-1 kazandığı Galatasaray derbisi. ‘’Cumartesi günü Kadıköy’de Galatasaray derbisinde oynamak ister miydin’’ sorusuna gülümseyerek cevap veriyor, ‘’takımı seçen hoca, oynatırsa oynardım’’ diyor içtenlikle.
Alex’in çocukluk hayalleri
Alex’in çocukluğuna ve o yıllardaki hayallerinde dönersek... Futbol çocukluğundan beri onun tek tutkusuydu. Hayali önce ailesiyle birlikte daha iyi şartlarda yaşamak ve yaşatabilmekti. O yıllarda ailesiyle yaşadığı şehir Curitiba, Brezilya’nın en soğuk bölgesinde. ‘’Curitiba’da çocukken hayalim önce lavabosu ve tuvaleti evin içinde olan sıcak bir evde yaşamaktı’’ diyor. Futbol sayesinde hayallerini gerçekleştirmek ve hayata futbolla daha sıkı tutunup daha iyi yaşam koşullarına sahip olabilmek... Alex, diğer çocukluk hayalinin ise doğduğu şehrin takımı olan Coritiba FC’de oynamak olduğunu belirtiyor. Çocukluğundan beri hep hayallerinin peşinden gittiğini ve ilk kez Coritiba takımının soyunma odasına girip oyuncuları gördüğünde hayallerinin de giderek daha büyüdüğünü anlatıyor. ‘’Hayal etmek bedava ve hayallerinizle yapacaklarınız sizin elinizde’’ diye ekliyor.
Dede Lefter, torun Alex
Alex’in Türkiye’de en unutamadığı anılarından biri, Lefter Küçükandonyadis ile 2009 yılındaki Büyükada buluşması... Fenerbahçe’nin iki 10 numarası, Ordinaryüs Lefter ve Alex... Alex’in Lefter’in elini öpüp alnına koyduğu görüntüler hala hafızalarımızda. Alex de Lefter’e olan sevgisinden, saygısından ve büyük hayranlığından bahsediyor. Lefter’in ona ‘’sen artık benim torunumsun’’ demesi onun için çok kıymetli ve bunu gururla anlatıyor. ‘’Lefter benim Türk dedem olmuştu ve dedem dediğim insan benim formasını giydiğim kulübün efsanesiydi’’. Alex, ‘’Brezilya’dan geldim ama kendimi burada bir Türk gibi hissediyorum’’ diye de ekliyor.
Geriye dönse neyi farklı yapardı
Fenerbahçe’de oynadığı 8 sezona geri dönüp, kendi öz eleştirisini yaptığında, ‘’kendimi elbette hatasız görmüyorum, ayrılmadan önceki dönemde belki sosyal medyayı daha doğru kullanabilirdim, duygularımı yansıtırken daha dikkat edebilirdim’’ diyor. Her zaman saygılı olduğunu, takımla ilişiği kesildiğinde de bu karara saygı duyduğunu ekliyor. Kendisi için yapılan ‘’geriye koşmuyor’’ eleştirisi için de ‘’benim kafam maçta hep topu ileri nasıl taşırız’a giderdi, Alex’ten en fazla verim nasıl alınır diye düşünürdüm’’ diyor.
Fenerbahçe’de teknik direktörlük
‘’İleride bir gün Fenerbahçe’de teknik direktörlük yapmak ister mi’’ sorusu en çok merak edilenler arasındaydı. Alex bu konuda, futbolu ciddiye aldığını ve futbolun günümüzde çok ciddi hale geldiğini belirtiyor. Fenerbahçe’nin çok büyük ve önemli bir kulüp olduğunu ve bir gün gerçekten bu donanımda ve hazır olduğunda mümkün olabileceğini söylüyor. ‘’Bu kulübün sadece eski kaptanı ve yıldız futbolcusu olmak bu önemli görev için yeterli değil, çok çalışıp o yollardan geçip hazır hissettiğimde Fenerbahçe de bana o şerefi verirse elbette isterim’’ diyor.
Fenerbahçe’nin büyüklüğüne yakışan
Alex, Cumartesi günü oynanacak Galatasaray derbisinde Şükrü Saracoğlu stadında olacak. Görünen o ki, bu sohbet toplantısında göz yaşlarını tutamayan Alex, esas Fenerbahçe stadına girdiğinde en yoğun duygularını yaşayacak... O coşkulu atmosfere ve tribünlere kavuştuğunda kim bilir ne heyecanlar, mutluluklar içinde olacak, neleri hatırlayacak...
Fenerbahçe Spor Kulübü ve Başkanı da büyüklüğüyle, Alex gibi efsane olmuş eski kaptanını inanıyorum ki yakışan şekilde kucaklayacaktır. Vefa önemlidir, hatalar yanlışlar hayatın içinde her zaman vardır, bunların hepsi olabilir. Esas olan, verilen emek ve en güzel anılarımızda, hafızalarımızda yer eden Alex’in unutulmaz futbolu, asistleri ve golleridir... İçindeki Fenerbahçe sevgisi ve gollerini izlerken akan özlem dolu göz yaşlarıdır. İyi ki geldin Alex ve yıllar önce iyi ki Fenerbahçeli oldun, bu çubuklu formayı giydin... Sadece Fenerbahçelilerin değil tüm futbol severlerin sevgisini, saygısını kazandın... Sarı lacivert kalplerde bir gün yeniden buluşmak üzere.
Paylaş