Paylaş
İkinci yarıdaki F.Bahçe’nin görüntüsü, Yanal’ın çözmesi gereken esas problemlerin ne olduğunu gösterdi. Yanal, tecrübesiyle tüm bu sorunları aşacaktır.
Yazıma öncelikle hem Ersun Yanal ve ekibine hem de Volkan Ballı’ya ‘Hayırlı olsun, tekrardan Fenerbahçe’ye hoş geldiniz’ diyerek başlayayım. Evet malum Fenerbahçe’nin içinde bulunduğu durum ortada.
Bu noktada Ali Koç ve yönetimi geç de olsa bir şok dalgası yaratma adına Ersun hocayı getirdi. Bir kere şunun altını çizelim; Ersun hocanın elinde sihirli değnek yok. Kendisine sunulan kadro öyle üst düzey bir topluluk da değil. Moraller desen, o da zaten dip yapmış durumda. Anlayacağınız Ersun hocanın işi hiç de kolay değil.
Tabii bunların yanında aslında en büyük avantajı, bu takımın daha kötü olma ihtimalinin olmamasıdır. Dolayısıyla Ersun hoca da takıma katacağı birikimleri ve hırsıyla hedefi ilk 8 olarak belirleyecektir.
Oldu ya 2-3 transferle belki hedef yükseltmesi de olabilir ama tabii hem bu mali şartlarda hem de bu dönemde iyi futbolcu bulmak zordur. Zaten bonservisi olmayan bir futbolcuyu bulmak, samanlıkta iğne bulmaya da eş değerdedir. Paralı bulsan, bu sefer de maliyetini nasıl karşılayacaksın? Paran olsa da harcayabilir misin? (UEFA Fair Play kuralları gereği o da izne tabi.)
Gelelim maça... İki takım için de çok önemliydi. Fenerbahçe kazandığı taktirde düşme potasının dışına çıkacaktı. Ersun hocanın takımlarında her zaman bariz bir şey göze batar. Takımın kalitesi ne olursa olsun, sahada topu kaybettiğin yerde kazanma düşüncesi. Bu düşünce hem defansı güçlendirir hem de golü bulmayı kolaylaştırır. Yapmak için tek şart fiziki kuvvettir. Ersun hocanın bunun dışında takıma vereceklerini ilerleyen haftalarda göreceğiz.
İLK 10’DA 2-0 OLABİLİRDİ
Maçın ilk yarısında topun değerini bilen ve az pas hatasıyla oynayan bir F.Bahçe vardı. Takımın isteği ve hırslı oluşu bir yana, taraftarın da coşkusu hakikaten güzeldi. Fenerbahçe o kadar hızlı başladı ki, 10. dakikada Slimani atsa, 2-0 olacaktı. Böyle zamanlarda golün veya gollerin gelmesi o kadar önemlidir ki, maçı daha başlamadan bitirmiş olursun.
FUTBOLUN ACIMASI VE ŞAKASI YOKTUR
İlk yarıda Fenerbahçe adına her şey o kadar mükemmeldi ki, rakibin gardı düşmüş ve morali bozulmuştu. Ama öyle bir ikinci yarı oynandı ki, herkes gibi ben de şaşırıp kaldım. Futbolun şakası ve acıması yoktur. İlk yarı bambaşka, ikinci yarı bambaşka bir takım.
Sanki Ersun hocanın üzerinde durması ve çözmesi gerekenlerin ne olduğunu ortaya koyan ve temel sorunların ne olduğunu gösteren bir futbol. Bu sorunlar neler mi?
1-) İkinci yarıda erken yenen golden sonra skoru koruma düşüncesi.
2-) ‘Yine mi kaybedeceğiz?’ korkusunun hortlaması.
3-) Fizik olarak düşüş yaşamaları.
4-) Herkesin sorumluluktan uzaklaşması.
5-) Oyuna sonradan girenlerin hiçbir katkısının olmayışı.
Dolayısıyla böyle bir görünüme bürünürsen, rakip kim olursa olsun fark etmez; cezayı keser. Çünkü futbol böyle bir şeydir. Şunu da belirteyim Ersun Yanal tecrübesi tüm bu sorunları aşacak düzeydeydi..
Paylaş