Paylaş
İki takımın da kalitesini tartışmaya gerek yok. Sadece bireysel performanslarının durumu ve taktiksel anlamda takımınlarına yaptıkları katkıların derecesi belirleyici olur.
Galatasaray klasik iç saha oyununda beklediğimiz gibiydi. Agresif, sert, rakibi çıkarmayan pres yapan ve hareketli oyun şekliyle başladılar. Öyle ki, daha 1. dakikada Rodrigues’le gol pozisyonu yakaladılar.
Topa sahip olmanın derbilerde önemi büyüktür. Bu, rakibini moral olarak bozmada temel noktadır.
Beşiktaş, Galatasaray’ın baskısını 15. dakikada kırmayı başardı ve oyuna ortak oldu. Hatta Negredo ile net bir pozisyondan da yararlanamadı. Tam iyi oynayamaya başlamışlardı ki, golü yediler. Golde, hava toplarında etkili olan Gomis’in katkısının yanında, orta sahadan desteğe gelen Fernando’nun takip edilmeyişi Beşiktaş takım savunmasındaki zaafın ürünüydü.
G.SARAY iÇ SAHADA BAMBAŞKA
- Maçın ikinci yarısı bu kez Beşiktaş’ın ilk dakikada bulduğu gol pozisyonuyla başladı ve arkasından heyecanlı anlar yaşadık. Beşiktaş her türlü riski alıp gol atmak için pozisyonlar yakalasa da golü bulamadı. Eksik kaldılar ama bu düşünceden vazgeçmediler. Galatasaray da ikinci gol için çabaladı. Bir penaltı kaçırsalar da, aradıkları golü ‘maçın adamı’ Rodrigues’le buldular.
Her iki takım da bize ‘sezonun maçı bu maç’ dedirtecek şekilde hareket etti. Tempo, pres, istek, coşku, agresiflik ve en güzeli de ‘birbirlerine olan saygılı oyunları’ ile centilmence bir maç izletti. Bu ortamı özlemiştik. Muhteşem bir taraftar eşliğinde unutulmayacak bir futbol gecesi yaşattılar. Bunun için kendilerine bir sporsever olarak teşekkür etmek görevimdir.
Galatasaray iç sahada bambaşka bir takım. Bunu dün akşam bir kez daha gördük ve sezonun 7. haftasında dediğim gibi futbolun azizliği olmazsa Galatasaray burada kolay kolay yenilmeyecektir.
MAÇIN ADAMI: RODRIGUES
- BEŞiKTAŞ defansının sağ tarafını Nagatomo ile birlikte çok iyi kullandı. Her topla buluştuğunda tehlike yarattı ve takımının rahatlamasını sağlayan ikinci golü de attı.
Paylaş