G.Saray’daki asıl tehlike
GALATASARAY’ın durumuna bakarsanız kaybedilmiş hiçbir şey yok esasında. Kadrolarını korumuş ve takviye yapmış olan Beşiktaş’a, Başakşehir’e, Fenerbahçe ve Trabzonspor’a kıyasla, Muslera ve Tolga’nın haricinde toplama bir takım olarak şu anki konumları bence başarıdır.
Galatasaray için en büyük tehlike kaybedilen puanlar ya da Tudor’a ve futbolculara yapılan eleştiriler değildir. Tudor da, futbolcular da bu gidişatı düzeltebilecek kaliteye ve mantaliteye sahiptirler. Asıl sorun futbolcuların özeleştiri yapacağına hadleri olmadan son maçta oynadıkları sistemi alenen dile getirmeleridir.
TUDOR O SÖZLERİNİZİ HATIRLATIRSA...
İLK 8 haftaya baktığımızda futbolculardan Tudor’a, yöneticisinden taraftara kadar Galatasaray’da herkes yere göğe sığdırılamadı.
Fakat son 4 haftada kaybedilen puanlardan sonra hoca da futbolcular da herkes tarafından eleştirildi. Tudor’u yerden yere vurdular. Şimdi de gün verdiler; ‘O gün sonuç iyi olmazsa gidecek’ diye...
Evet Galatasaray bu maçlarda iyi oynamadı ve puan kayıpları yaşadı. Burada hoca da hatalar yaptı, futbolcular da ve bu noktaya gelindi. Ama biraz insaf! Dün ne diyordunuz, bugün ne diyorsunuz...
Tudor ilk 8 hafta söylediklerinizden ve yazdıklarınızdan bir bülten hazırlarsa o zaman ne yapacaksınız hiç düşündünüz mü? Gerçi birçoğu pişkin pişkin sineye çeker ya, o da ayrı mesele...
BU MİLLET SENİ ASLA UNUTMAYACAK
HALTERİ seninle sevdik, aslında daha çok seni sevdik. Küçüktün ama aslında ne kadar büyük olduğunu tüm dünyaya Türk’ün gücü olarak gösterdin. Bizlerin tüm dünyada kafamızın yukarıda olmasını sağladın.
Ve gittin....
Giderken de arkanda öyle bir tarih bıraktın ki, belki de hiçbir sporcunun değiştiremeyeceği ve başaramayacağı türdendi. Hayattayken seni üzdük, yalnızlığa ittik. Sen bizim alışkanlığımızın bir kurbanı oldun aslında. Halteri ne zaman bıraktın, biz de seni bıraktık. Ancak hastalığında hatırladık. Ama şuna inan, seni sağlığında olduğundan daha çok hatırlayacaktır bu millet. Asla unutmayacaktır. Bunları laf olsun diye söylemiyorum benim milletim böyledir de ondan.
Sevgili Naim sen bizleri ağlattığında sebebi hep sevinçti. Eğer giderken baktığında ‘Gözyaşı az aktı arkamdan’ dersen, bil ki sebebi budur.
Güle güle büyük sporcu. Güle güle büyük dev adam...
ÇAKIR VE EKİBİNİ İYİ HAZIRLAMALIYIZ
FIFA, geçenlerde 2018 Dünya Kupas’ında görev yapacak hakemleri açıkladı. Sevgili Cüneyt Çakır ve ekibi de bu turnuvada düdük çalacaklar. Futbol olarak orada olamadık ama bizleri temsil edecek çok değerli hakem arkadaşlarımız orada olacak. Bizlere düşen görev Türk hakemlik tarihinin en başarılı hakem ekibi olan bu grubu şimdiden Dünya Kupası’na ülke olarak iyi hazırlamak ve moralli yollamak...
2002’NİN ÖNEMİNİ ANLAMAYANLARA...
2002 Dünya Kupası’nın üzerinden 15 sene geçti. Ülkeye döndüğümüzde birçokları bizlerin başarısını küçümseyip değersizleştirmek için çok uğraşmıştı. Sanki her turvuvaya katılıp final oynuyormuşuz gibi (Gerçi şimdi ‘Katılabilmek için neler vermeyiz’ diyoruz ya...) O zaman demiştim; ‘Böyle düşünenlerin başarımızı anlayıp kavrayabilmeleri 30 yılı bulur’ diye... Neyse ki çok şanslılar; 2002’deki başarıyı anlayabilmeleri için önlerinde bir 15 yıl daha var!
