Paylaş
Biz yine de bardağı lebalep dolu tarafından görüp bir çiçekle baharın geldiğine inanarak Ankara seferine çıktık. Evinde uzun süre maç kazanamayan Osmanlıspor’dan puan ya da puanlar alıp evimize şen dönmenin hesaplarını yapıyorduk.
Maç kadroları açıklandığında galip takım bozulmaz kuralı hiçe sayılmış ve canlı kenarda oturanlar için sorulan soruya Paul Lu Guen’in verdiği cevap yönetimin çok cevap tehlikeli sularda dolaştığını gösteriyordu.
Ne dedi Mösyö Le Guen?
“Yedekte kalanların performans sorunu yoktur. Kadro şu anda sizlere açıklayamayacağım nedenlerle benim tercihim değildir.”
Al eline balta nereye sallarsan salla!
Bir Hoca bunu söylüyorsa içerde koptuğu bilinen küçük kıyametin büyük kıyamete dönüşmesi an meselesidir. Allah vere de bu işe bir de UEFA burnunu sokmasın, onlar bizim gibi değil karar alınca infaz kaçınılmaz oluyor diyelim ve maça girelim.
Beşiktaş maçındaki ruh sizlere ömür olmuş, Kayserispor maçındaki arzu yerini bana neciliğe bırakmış bir şekilde sahaya çıkan Bursaspor ilk yarıyı yenmeyecek gollerle 2-0 geride kapattı. İkinci yarının ilk dakikalarında 3’ü iki kez kaçıran Osmanlıspor karşısında Batalla’nın ölü topunun karambolünden farkı 1’e indirdik ama dedim ya adam sende ruhu sinmiş bir takımla sonucu değiştirme şansımız yoktu ve 2-1 ile üç puanlık hayat öpücüğünü Osmanlıspor’a verdik.
Battala’nın attığı sayılmayan goldeki pasif ofsayt tartışmaya açıktır ama biz puan hak etmemiştik.
Bu sezon herkes herkesi yenmeye başladığı ve Karabükspor’un bileti kesildiğine göre kalan iki bilete mesafeli olduğumuz gerçeği içimizi rahatlatıyor ama en az sekiz puanı heybemize indirmemiz şarttır.
Geçen sezon bize bir şey olmaz derken Trabzon’da galip gelerek ligde kalmamızı kimse unutmasın. Bu sezon Ankara’da aynı şeyler olmayabilir.
Paylaş