Paylaş
Geçtiğimiz hafta kadrosunu Will Bynum gibi bir NBA veteranıyla takviye eden rakibine karşı savunma konsantrasyonunu hiç elden bırakmayan Siyah-Beyazlılar, üçüncü çeyrekteki elit skorer hücum kurgusuyla maçı erkenden koparttılar ve ligde üst üste 4., toplamda ise 13. galibiyetini elde ettiler.
Kısaların bilhassa Aris maçındaki hücum faciasının ardından daha da ciddi şekilde sorgulanmaya başlayan pas temposu, asist, savunma ve top dağıtımı alanındaki katkıları, son iki müsabakada bir hayli yükselişe geçmiş durumda. Radikal bir uyarı ve silkelenme döngüsünün uygulanması ile, sezon başındaki savunmacı kimliğine geri dönen ve birebirlerden değil, akıllı geometrik hücumlardan beslenmeyi tercih eden Beşiktaş, buna karşın yeni transfer Palacios’un (ki nicedir düşüşteydi) son karşılaşmada uzun süreli sakatlık geçirmesi, Boatright, Semih ve Can’ın halen sakat olması ve Adams’ın da bu maçta oynamasının şüpheli olması yüzünden, sahaya dezavantajla çıkan taraftı. Fakat rakip takımın henüz hücum ve savunmada yeni transferlerle uyum sürecini atlatamaması, ilk maçtaki senaryonun tekrarlanmasını bir hayli engelledi ve geçen yılki kurgusunu mumla aratan Giresun ekibi maça hiç tutunamadı.
İlk beşe Samet’i monte edip, maça da Strrawberry’nin üçlüğüyle hızlı giren Beşiktaş, çabucak 0-5’lik bir seri yakalayıp öne geçti. Bu bölümde Adams’ın riskli smaç denemesinin akabinde kötü düşüp yerde kalması yürekleri ağza getirse bile, neyse ki korkulan olmadı. Aksine, Adams, ilk iki çeyrekte hücumun baş sürükleyicisi oldu ve gerek ikili oyunlardan gelen asistleriyle, gerekse de bireysel skor gücüyle ilk yarı bitmeden 10 sayıya ulaştı, takımı da beklentileri karşılayacak düzeyde besledi.
Bu dönemde dış atışlara izin vermeyen savunmamızı delmek için sürekli pota altına inen veya potaya giden rakipte Jefferson’ın hücum ribauntlarından gelen sayılar farkın açılmasını engellerken, ev sahibi ekip Beşiktaş’ı her iki çeyrekte de faul problemine sokup serbest atışlarla ekmeğini taştan çıkardı (12/12 isabet). Samet ve Sertaç’ın savunmadaki olumlu katkılarına karşın erkenden ikişer faul alması, Giresun’u rahatlattı. Ufuk Sarıca’nın teknik faulüne dek Beşiktaş’a ait olan momentum, bu noktada rakibe geçti ve 7-0’lık bir seri neticesinde rakip geri döndü. Boynton’ın ekstra üçlüğüyle 16-22 biten ilk çeyreğin ardından, maçın başat X-Faktörü olan Kenan’ın şovu başladı ve onun deliciliği sayesinde hem ekstradan 8 sayı geldi, hem de rakip faul problemine girdi. Jefferson ve Boynton’a Clark’ın iki kritik dış isabetiyle karşılık veren Beşiktaş, devreyi de 28-37 önde tamamladı.
Üçüncü çeyrekle birlikte Weems (%100 isabetle 7s), Clark ve Adams’ın ardı ardına gelen çabuk sayıları sayesinde 0-7’lik bir seriye imza atan Beşiktaş, Clark, Kenan ve Adams’ın şahane 1-2-4 pas kurguları neticesinde rakibi hücumda bombardımana tuttu. Clark’ın kimi zorlama atışta da isabet bulabildiği iyi bir gününde olması, Beşiktaş’ın maçı daha üçüncü çeyrek bitmeden kopartmasında önemli rol oynadı. James’in inisiyatif kullanıp üst üste 7 ekstra sayı bulması hariç savunma konsantrasyonundaki mükemmelliği hiç kaybetmeyen Kartallar, çaldıkları topları da gerektiği gibi bitirerek farkı 20 sayıya kadar çıkardı (37-57). Özellikle üçüncü çeyrek biterken Kenan-Samet-Erkan üçlüsünün şiir gibi oynadığı pozisyon, iki takımın hücumdaki kaliteleri arasındaki farkı net bir biçimde ispatlar cinstendi.
Bu tabloda üçüncü çeyreği 42-62 önde kapatan Beşiktaş, Samet’in ribauntlarda ve savunmada, Kenan-Adams-Strawberry-Clark dörtlüsünün de hücumda sergilediği elit performans sayesinde (Strawberry maçı +36* ile bitirdi), hem Bynum’a 5. faulünü erkenden aldırdı, hem de Boynton’ın nafile kalan seri üçlüklerine aynen karşılık vererek rakibin geri dönme ihtimalini ortadan kaldırdı. İyiden iyiye ritmi ve momentumu yakalayan Beşiktaş, aynı oyun düzeniyle maçın kalan kısmını rahat geçti ve zaferi 24 sayılık farkla kazandı.
Bu noktada, Ufuk Sarıca ile Ahmet Kandemir arasındaki koçluk düzeyi farkı bir kez daha gözler önüne serildi. Nitekim Samet’in faul problemine kafa tutarcasına hırslı oynaması, pek çok koçun ondan vazgeçmesine sebep olabilirdi, fakat iyi bir gün geçiren Samet’in, iyice daralan uzun rotasyonunda giderek önemli hale geleceğini bilen koç Sarıca, onu kazanmayı tercih etti ve (nicedir naçizane savunduğum üzere) doğru olanı yaptı.
Geçen yılın BSL Final serisinde Fenerbahçe’ye karşı sergilediği üstün performans düzeyinden esintiler sunan Kenan’ın ise, iki maçtır yakaladığı çıkış oldukça önemli – hele ki, Boatright sakatken ve Adams’ın sağlığı da sallantıdayken. İşte bu iki genç cevherin özlenen katkıyı vermesi sayesinde, Beşiktaş bugün, Diebler ve Sertaç gibi iki ana skor opsiyonunun ilk sayılarını maç biterken atmalarına rağmen, maçı rahatça kazandı. Özetle, Samet (6s 7r) ve Kenan (6/11 isabetle 16s 5r 6a) gibi iki X-Faktör, fiziksel sağlığı başlı başına bir X-Faktör olan Adams (16s 4r 4a) ve eski formunu bulma ihtimali bile bir X-Faktör olan Clark (4/6 üçlükle 16s 10r) sayesinde, Beşiktaş istediğini fazlasıyla aldı. Herkese tebrikler. Umarız eski güzel kimliğimize de kesin dönüş yapmışızdır.
*Oyuncunun sahadayken takımına hücum ve savunma toplamında kaç sayılık olumlu/olumsuz katkı yarattığını belirten istatistik.
Paylaş