Paylaş
Maç öncesinde Oldenburg’dan yükselen değer Byron Allen ve bir vakitlerin kilit oyuncularından Marko Banic takviyeleriyle rotasyonuna can katan Karşıyaka, Tofaş’ı konuk ettiği maçtaki mükemmel mücadelesini galibiyetle süsleyememenin acısını Muratbey Uşak’tan çıkartmanın yetmeyeceğini, yükseliş için Beşiktaş’ı yenmenin şart olduğunu biliyordu. Maçı da hep bu bilinçle oynadı. Her iki takımın da savunma sertliği ligimizin genel düzeyinden bir hayli yukarıda olsa bile, Karşıyaka konsantrasyonunu daha az kaybeden taraf olmayı hep başardı.
Dahası, Beşiktaş rakibinin en kilit şutörü Wood’u (0s) karartmaya odaklanırken, Yeşil-Kırmızılılar yeni transfer Allen’ın öngörülemez katkısı ve taraftara şaşırtıcı derecede olumlu bir “merhaba” deyişi sayesinde, Beşiktaş’ı maçın büyük bölümünde soru işaretleri içerisinde bıraktı. Buna bir de Beşiktaş’ın adeta tek uzunla (Sertaç) ve tamamı istikrarsız dış oyuncularla oynamaya mahkum kalması eklenince, farkın sadece 8 sayıda kalması bir sürpriz oldu.
Lima’nın sorunlu ve dar hücum repertuarını harekete geçirip kullanmayı başaramayan (başta Strawberry olmak üzere) Beşiktaş kısaları, çareyi Sertaç’ta ve alternatifsizlikten ötürü, rakibe eşleşme sorunu yaratan diğer yegâne oyuncusu olan Clark’ın zorlama atışlarında buldu. İlk yarıyı tamamen boş geçen Boatright, iki maçlık düşüş grafiğini akıllara zarar üçüncü çeyrekte üst üste attığı 3 üçlükle, kısa bir süre için bozsa da, hem o, hem (1/7 isabet, 4 ribaunt ve 4 asist ile oynayan) Strawberry, hem de Karşıyaka’nın maç boyunca hiç boş şut veya nokta şut fırsatı tanımadığı Diebler (3/5 isabetle 10s, 3tç), oyun olarak sınıfta kaldılar.
Böylelikle tüm yük ve tüm umutlar, benchten gelip yine takımın temel direği olan Sertaç’ın (13 sayı, 5’i hücum toplam 8 ribaunt ve 4 blok) sırtına yüklendi. Uzun süre faul problemiyle, son çeyreğin büyük bölümünü de 4 faulle oynayan Sertaç, tüm olumsuzluklara karşın takımın bilinçli, azimli ve hırsla oynayan tek oyuncusu, ayakta kalan tek ismi oldu. Maçın kırılma ânı, skor 77-71 iken Diebler’ın top kaybından sonra hakeme fazlaca itiraz edip teknik faul almasıydı. Bu gibi clutch anları, özellikle son çeyrekte, hep rakibin lehine sonuçlandı.
Bu noktada, Clark’ın 6/15 genel şut ve 4/7 üçlük isabeti ile ürettiği 17 sayı ve 5 ribaunda bir parantez açmak lazım. Tıpkı Boatright’ın, hatta Weems’in (12s) sayıları gibi, Clark da bugün basketlerinin çoğunu düzen dışı, bireysel oyunlar, yani isolation üzerinden buldu. Özellikle ikinci yarıda top paylaşımı, takım oyunu, dış şut istikrarı ve tercihler konusunda Beşiktaş istediklerini sahaya hiç yansıtamadı. Ana rotasyon sessizleştikçe, ara rotasyonda Erkan gibi ekstra isimler ancak bir yere kadar sayı üretebildi. Kabahat, en büyük oranda, hep birlikte kötü bir gece geçiren kısalarımızındı. Sertaç 4 faullü, Lima da bu kadar verimsizken bile Samet’in niye oyuna alınmadığını da, Ufuk Hoca’ya sormak icap eder. Samet, acaba bu kadar mı kötü durumda?
Karşıyaka’da maçın tartışmalı kahramanı, yüksek tempoda üçüncü çeyreği 11-0’lık ve 8-0’lık iki ayrı seriyle rakibine dar eden, ama en kritik yerlerde toplar çalıp toplar kaybetmeyi de bırakmayan Kennedy’di (5/13 isabetle 17s 11r 4a 3tç 3tk). Allen’ın benchten gelip çok akıllıca ürettiği 13 sayı 5 ribaunt 4 asist çok kritik bir katkıydı. Yine doğum izninden dönüp benchten 18 sayı üreten Jones, 14 sayı atan Waters ve faul problemi yüzünden kısıtlı süre bulabilse de, 11 sayı 7 ribaunt ile çok güzide bir gün geçiren Egemen, Karşıyaka’nın bu hayati maçında galibiyetin diğer mimarları oldular.
Ligin daima en zor deplasmanlarından biri olan Karşıyaka’ya, hakkıyla aldığı galibiyet için tebriklerimi sunarım. Yüksek tempoyla dağları deviren rakibine karşı inatla düşük tempo ve sete set hücumda kalan, rakibin dış savunması karşısında sinen Beşiktaş’ta ise telaşlanılacak tek vaziyet, daralan ve yorulan rotasyon yüzünden kadronun performans ve sağlık durumu olabilir. Yoksa böylesi uzun maratonlarda, bu akşamki gibi tablolar gayet normaldir.
Paylaş