Semih, Clark ve tam saha baskı

Tahincioğlu BSL’nin 27. haftasında Beşiktaş Sompo Japan, kendi sahasında ikinci yarısını çok iyi oynadığı maçı, ligin misyoner ekiplerinden Pınar Karşıyaka’yı 77-63 mağlup ederek kazandı.

Haberin Devamı

Karşılaşmanın hem yüksek tempoda geçen bölümlerini, hem de düşük tempoda sete set oynanan kısımlarını rakibinden üstün tamamlayan Siyah-Beyazlılar’da benchten gelip her iki pota altını da domine eden Semih ve takım arkadaşları tarafından çok iyi “beslenen” ve bunun kıymetini bilerek oynayan Clark, galibiyetin ana mimarları oldular. Baştan sona sahaya çok büyük emek koyan Adams ve Weems ise, müsabakanın X-Faktörleri oldular. Gelgelelim, rakibin düzenini tümden bozmanın anahtarı, koç Ufuk Sarıca’nın usanmadan son iki çeyrek boyunca uygulattığı tam saha baskıydı.

Her iki takımın da yavaşlamayı hakaret kabul ederek başladığı ilk çeyrekte, Kennedy-Jones-Wood üçlüsü Karşıyaka’yı, Weems ve Clark da Beşiktaş’ı skorda taşıyan isimler oldular. Dahası, Berk’in oyun kuruculuk ve savunma katkısı bir yana, Karşıyaka’yı maç boyunca yine Kennedy-Jones-Wood üçlüsünün sırtlayacağı da bu çeyrekten belli oldu. Jones’un çarçabuk 2 faul alıp çeyreğin sonlarını pasif geçirmesi, Beşiktaş’a önemli bir avantaj kazandırdı ve Adams’ın spektaküler basketlerinden gelen 4 sayılık bir seri ile, çeyrek 16-16 berabere geçildi.

Haberin Devamı

Temponun bir hayli düştüğü ikinci çeyrekte, yorgunluğa karşı rotasyonu genişletebilen ve bu sayede pota altını iyi kullanıp kolay sayılar bulan taraf, Beşiktaş oldu. Karşıyaka’nın sınırlı benchine karşılık, Diebler ve Lalanne’den yoksun Beşiktaş’ta Semih’in Euroleague performansı ile oynaması Siyah-Beyazlıların skor üretme sorununu çözerken, Karşıyaka’yı da dış şutları zorlamaya itti. Berk’in olmadığı bölümde eli rahatlayan Adams ile ilk kez çizgiye gelen Beşiktaş, faullerin nispeten arttığı bu çeyreği Clark-Semih ikilisiyle istediği gibi noktaladı. Fakat Banic’in son saniyede benchten gelip kaydettiği sayılar, devre bitiminde farkın sadece iki sayı olmasına sebebiyet verdi (37-35).

Ve her şey, üçüncü çeyreğin başlamasıyla farklı bir hal aldı. Öncelikle, pick-and-roll’larda sadece Clark’ı ve Semih’i değil, Sertaç’ı da beslemeye başlayan Strawberry ve Adams, takımın hücumuna çeşitlilik kattılar. Devamında giderek ısınan Clark, normalin üzerinde bir verimlilikle boş şutları bitirmeye başladı ve rakibi arka arkaya molalar almaya sevk etti. Elbette ki koç Ufuk Sarıca’nın tam sahada baskılı alan savunması uygulama stratejisi de, Karşıyaka’nın hücumda Beşiktaş’a karşılık verebilmesini engelledi. Strawberry ve Sertaç’ın yanı sıra Weems’in de yine kendini hatırlatması ve kenardan gelen Erkan ile Kenan’ın üzerlerine düşen görevi layıkıyla yapmaları, farkın giderek Beşiktaş lehine açılmasını sağladı. Nitekim bu bölümde fark ilk kez 10 sayı bandına yükseldi (55-45) ve Strawberry’nin periyot biterken attığı akıl dolu turnike ile, çeyrek skoru 20-10’a, maçın skoru da 57-45’e gelmiş oldu.

Haberin Devamı

Son çeyrekte bu düzeni aynen uygulamayı sürdüren ve fiziksel olarak da düşüş yaşamayan Beşiktaş’a Karşıyaka’nın hiçbir hamlesi bir çözüm üretemedi. Kennedy ve Jones’un yanında Allen’ın da bireysel çabaları Karşıyaka’yı son 2-3 dakikaya dek oyunda tuttu, fakat tıkır tıkır işleyen bir Beşiktaş hücum seti kurgusu, onların çabalarını beyhude kıldı. Bu kurgu sayesinde Clark, Adams, Semih ve Can’ın sayıları, olanları çok kolay gösterdi. Ayrıca sezonu kapattığı düşünülen Palacios’un da maç sonunda aylar sonra oyuna girmesi, galibiyetin sevincini arttırdı. Maç 77-63 Beşiktaş üstünlüğüyle biterken, Clark (9/14 ile 21s 8r 2a) ve Semih (6/7 ile 18s) takımın en skorerleri oldular. 7 asist üreten Adams ve 7 ribaunt alan Weems de çift haneleri gören diğer isimler oldular.

Haberin Devamı

Bugün herkes rolünü çok iyi oynadı, görevini başarıyla gerçekleştirdi. Rakibine ribauntlarda 36-26, asistlerde de 20-16 üstünlük sağlayan Beşiktaş, ilk yarıdaki top kayıplarını ikinci yarıda azaltıp, tam saha baskı ile rakibini aynı soruna sürükleyince, galibiyet kendiliğinden gelmiş oldu. Tüm takıma tebrikler.

Kıtasal turnuvalarda kendi branşlarında Final-Four’a yükselerek ülke basketbolunu yücelten Yakın Doğu Üniversitesi ve Fenerbahçe Doğuş’a da yine tebrik ve takdirlerimi iletmek istiyorum. YDÜ’nün yolculuğu finale kadar gidemedi, umarım Fenerbahçe’nin yolu geçen seneki kadar açık olur.

Yazarın Tüm Yazıları