Paylaş
‘’Hepimiz o arabanın içindeyiz, arabanın birçok arızası var ve yolu bitirmeye çalışıyorum.’’ Bu cümleler büyük bir hayal kırıklığıyla medya organlarına doğru yola çıktığında, takımda bazı yenilikler yapılması gerektiğinin ilk mesajlarını alıyorduk. Sezona beş yabancıyla başlayan Yeşil Kırmızılılar bu süreçte uzun oyuncusu Dustin Hogue’ye bir dakika bile şans veremedi. Yüz bin dolarlık bonservis ücreti de yatırılmayınca Karşıyaka artık ligin tek ‘dört yabancılı takımı’na dönüşmüştü. Arabanın ilk arızası ortaya çıkmıştı fakat ilk hafta alınan Anadolu Efes galibiyeti her şeyi unutturmuştu. Sezon içinde Waters ve Kennedy’nin; bu maçta da Berk’in sakatlığı, büyük umutlarla başlanan bir sezonda Karşıyaka’yı yedi oyunculu bir rotasyona kadar geriletti. Bu oyuncuların da dördünün, yaş ortalaması 20 olan Türk oyunculardan oluştuğunu düşünürsek takımın ciddi anlamda eksik parçalarının olduğunu söyleyebiliriz.
Maça dönersek Pınar Karşıyaka dün gece evinde oynadığı karşılaşmada Dinamo Sassari’ye 79-70 mağlup oldu. Fıba Şampiyonlar Ligi’ndeki üçüncü yenilgisini alan Karşıyaka Avrupa’da bir kayıp yaşamış değil fakat ligde alınan başarısızlıklara bu tarz mağlubiyetler eklenince takımın özgüveni düşüyor. Bir çıkış yolu arayan İzmir temsilcisinin bu açıdan Avrupa’da alacağı galibiyetler çok önemli.
Maçın genelinde, abartmadan söylemek gerekirse, Waters’ın eline bakan Karşıyaka, takımın kalanından kesinlikle verim alamadı. Jarrod Jones’ın takımın en skorer ismi olarak sadece dokuz sayıda kalması, Alp’in sıfır yüzdeyle oynaması, Wood’un sorumluluktan kaçan tavrı ile kalan oyuncuların da yetenek sınırları, dokuz sayılık farkın oluşumunda etkendi. Takımda Berk ve Kennedy’nin olmadığı bir günde sahada Dominic Waters’tan başka topa yön veren oyuncu kalmaması koçun da oyun planını epey kısıtladı. İkinci yarıdan itibaren birkaç ender gelişen hücum dışında set oyunu oynamayı aklına dahi getirmeyen Yeşil Kırmızılılar’da topların yarısından fazlasını tek bir oyuncunun kullandığını söylemek hata olmaz. (Bu satırlar yazılırken FIBA’nın canlı istatistiklerinde gecikme yaşandığı için net oran verilememiştir.) 20 sayısının yanına 11 de asist ekleyen Dominic Waters, kullandığı topları iyi bir şekilde değerlendirse de sahada kazanmak için ikinci bir oyuncu yoktu.
Dar rotasyon ve yaşanan sakatlıkların mağlubiyetlere yadsınamaz etkisi var. Fakat isteksiz ve özensiz bir oyunun Karşıyaka gibi camialarda kabul görmesi mümkün değildir. -Benim de içlerinde olduğum- senelerce altyapılarda Karşıyaka’da basketbol oynama hayalini kurarak büyümüş, şimdi tribünlerde hayalini gerçekleştiremeden takımını destekleyen binlerce insan var. Maddi-manevi sorunlarla boğuşmak durumunda kalan oyunculardan kimse lig şampiyonluğu beklemiyor. Vapur iskelesinden Karşıyaka metro istasyonuna kadar Karşıyaka Çarşı’daki her bireyin tek bir ortak beklentisi var: Ne olur mücadele edin.
Önümüzdeki hafta sonundaki lig maçının yeni bir başlangıç olabilmesi dileğiyle…
Paylaş