Fenerbahçe maçlarında faul ve kart yağdı
Sarı lacivertlilerin bu sezon ligde oynadığı her karşılaşmada sarı kart çıktı.
Yapay zeka sistemine geçiş, VAR kadrosu oluşturulması, ödül-ceza sistemi tutarsızlıkları, VAR kayıtlarının deşifre edilmesi, yeni klasmanlar, FIFA kadrosunun seçimi, derbilerde Halil Umut Meler alternatifsizliği, kritik atamalardaki dengesizlikler, internet sitesi üzerinden TFF ve MHK açıklamalarıyla isim verilmeden cezaya girenler, FiFA hakemlerinin birkaçının devre dışı kalması, AVAR’lara iFAB kapsamı dışında emrivaki görevler, sıradan bir antrenman tebligatı yapılıp resmi atletik teste dönüşen aldatmacalar, tarihte ilk kez ligin sonu yaklaşırken düzenlenen atletik testler (sakatlıklar yaşanınca iptal edildi), aynı pozisyon için MHK eğitimindeki kararla yayıncı kuruluştaki Kuralına Göre programında çelişenler, Avrupa ile hakem/ VAR transfer görüşmeleri, TFF Başkanı’nın hakemlerle bire bir pozisyon ve durum değerlendirmeleri, hakemlerin maaşı üzerinden TFF’de polemikler, TFF yönetim kurulu üyesinin hakemlerin sabotaj yapabilme ihtimaline dair ithamı, kulüplerin ağır tepkileri, TV yorumcularının ve sosyal medyanın linçleri...
SÜPER LiG HAKEMLERi PSiKOLOJiK ENTÜBEDE
Psikolog bir dostuma bu doneleri verdiğimde aldığım cevap son derece ilgi çekiciydi:
“Hakemler sezonu psikolojik entübe halinde geçiriyor.”
Genetiğiyle oynanan ve bu denli müdahale edilen ortamda başarı çok zor. Reel şartları devre dışı bırakıp sadece saha içini değerlendirmek zor olsa da kadronun %80’inin “Faul ve Fena Hareketler” ile “Disiplin Uygulamaları”nda zayıf olduğu gerçeğini de kabul etmek gerek. Verilmeyen yüzlerce sarı kart, verilen onlarca hatalı kart, çalınmayan veya hatalı çalınan fauller, elle oynamalar...
HOROZU ÇOK OLAN MHK’NIN SABAHI OLMAZ
MHK için yıllarca camiadan ve dışarıdan pek çok isim denendi. Horozu çok olan köyün sabahı geç olur misali, yetki hiçbir dönemde MHK’da olamıyor, ol-du-rul-muyor. Avrupa’daki gibi hakemlerin ve kurulların arkasında güçlü duran otorite en önemli gereksinim. İstikrarı sağlamak ve kaliteyi artırmak için objektif ve profesyonel yabancı yöneticiler süreci yönetmeli, kurul bağımsız olmalı, TFF karışamamalı ve en az 5 yıllık kalkınma planı olmalı.
TFF ASIL iŞiNi YAPMALI
En çok şikayet eden kulüpler olduğuna göre sistemin maliyetini karşılamalı ve sabır göstermeli. Boş kağıda “istifa imzası” atarak görevi kabul eden MHK düzeni son bulmalı.
Kulüplerin ve TFF’lerin oyuncağı olmaktan çıkarılmalı. Yabancı yöneticilere danışmanlık yapacak isimler de camiadaki zıt kutuplardan seçilmeli, vizyoner ve yöneticilik vasfı olan, ego ve menfaat için değil, hakemliğin geleceği adına özveride bulunacak isimlerin aynı masada buluştuğu alt kurul gibi olmalı. Bu süreçte TFF ne mi yapmalı? Asıl işini. Kulüpleri etik seviyeye yaptırımla çekmek, tribünleri çirkinliklerden temizlemek, kulüpleri iyi denetlemek, yöneticileri saldırganlıktan uzaklaştıracak ağır cezalar vermek, A Milli Takım için doğru kararlar almak gibi...
ŞANSALAN F.BAHÇE, KALKAVAN G.SARAY, ŞiMŞEK BEŞiKTAŞ MAÇLARINA HiÇ VERiLMEDi
Cüneyt Çakır, Fırat Aydınus gibi isimlerin bile birkaç yıl bazı büyüklerin maçlarına atanamadığı günleri yaşadı bu ülke. “Her hakem, her takımın maçına atanacak” felsefesiyle yola çıkılan sezonda en çok düdük çalan 2. hakem olan Ali Şansalan’ın 18 maçı arasında Fenerbahçe’nin olmaması, yapay zeka sisteminin sağlıklı çalıştığını izah edemez. 5 kez Beşiktaş’ın, 4 kez Galatasaray’ın maçına çıkan Şansalan’ın hiç Fenerbahçe maçı yönetmemesi kriterlerin doğru kurgulanmadığının göstergesi. 10’dan az sayıda maç alan hakemlerin tecrübe olarak 3 büyüklere çıkmaması anlaşılabilir. Ancak Ali Şansalan, Bahattin Şimşek, Ümit Öztürk, Suat Arslanboğa gibi maç sayısı fazla hakemlerin 3 büyüklerin bazılarında görev alıp diğerinde almamaları, hele hele birçok FIFA hakeminin maç yüzü görmediği ortamda anlaşılması zor.
MHK 23 YILDA 18 KEZ DEĞiŞiRSE SAĞLIKLI BiR PROGRAM UYGULANAMAZ
Süper Lig kadrosundaki 30 isim arasında olabilmek için yola koyulan amatör bir hakemin terfi rotasının doğru çizilmesi gerekiyor. Yoksa gelecek vadeden isimlerin, jet terfilerle Süper Lig’e çıkarılıp ilk yılı dolmadan tukaka edilmesi veya iyi hakemin başarısız bir maçından sonra kulüp-TFF birlikteliğiyle infazı uzun sürmüyor. 23 yılda 18 MHK değişirse sağlıklı bir program uygulanamaz.
FiFA KOKARTI ULUFE GiBi DAĞITILMAMALI
Halil Umut Meler, Abdulkadir Bitigen ve Atilla Karaoğlan (Gaziantep-Beşiktaş maçındaki kırmızı kart hatasına rağmen) dışındaki FiFA hakemleri kötü sezon geçirdi. Bu da FiFA kadrosundaki prensipsizliğin sonucu. Yaşar Kemal Uğurlu’yu 41 yaşındayken FiFA yapan zihniyetle, bu sezon Erkan Özdamar’ı İngilizcesi var diye FiFA yapanın farkı yok. Özdamar da henüz FiFA kokartını hak eden bir isim olmadığını sezona damga vuran Sivasspor-Galatasaray maçındaki skandalıyla tescilledi. Ofsayt kanıtını VAR ekranında görmeden emrivaki karar vermesi akıl alır gibi değildi. İstikrarsızlık sembolü Ali Palabıyık iyice unutuldu, 8 maçla sezonu kapattı. Arda Kardeşler 17 düdük çalsa da beklentilerin altında kaldı. FiFA seviyesine henüz gelememiş hakem yoksa, kokart ulufe gibi dağıtılmak zorunda değil. 313 maçın oynandığı Süper Lig’de 7 FIFA hakeminin görev ortalaması 13!
YANGINDA iLK KURTARILACAK:
Dünya sahnesinde Cüneyt Çakır’dan sonraki umudumuz Halil Umut Meler, az denebilecek sayıda (14) maç yönetti ancak tüm kritik derbilerde ve düşme potasında sahnedeydi. Her iki MHK’nın da can simidi oldu. Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi ve U20 Dünya Kupası’nda 3’er maç yönetti.
SAMSUNSPOR VE PENDiKSPOR’DAN ÖZÜR GELECEK Mi?
Pendikspor’da teknik direktör Osman Özköylü ve Samsunspor’da başkan Yüksel Yıldırım “Önümüzü kesiyorlar, üzerimizden ellerini çeksinler, böyle hakem hatası olmaz, kasıt var” minvalinde periyodik açıklamalar yaptılar. Ne oldu peki? İki takım da Süper Lig’de. Düşündükleri gibi olsaydı gelebilirler miydi? Asla! Demek ki saldırı klişesinden, fitne fesattan zihinleri temizlemekte fayda var.
