Paylaş
Siyah beyazlılar, iyi pas yaptı, hızlı çıktı, bol bol da şut çekti. Atiba, yine her açığı kapatan isim olurken, Tolgay hem top saklama hem de kullanmada en mahir devrelerinden birini oynadı. Gol atağı da onun ayağından başladı zaten.
Tosun’un golü, geçen sezon Beşiktaş’ından bir pasajdı. Hücumdaki rakibi gafil avladı ve iki, üç pasta sonuca gitti. Cenk’in tersteki Aboubakar’ı görmesi, Kamerunlunun adam eksiltip gol öncesi son hazırlığı yapması... Güneş’in kafasındaki Beşiktaş’ın özetiydi bu gol.
Kasımpaşa’nın golden sonra yüklendiği anlar dışında Fabri, topla en az buluştuğu bir ilk 45 dakikayı yaşadı.
Evet, bu maçın beyaz sayfasıydı.
Gelelim siyah sayfaya... Beşiktaş, ikinci 45’in ilk 3 dakikasında kolektif bir şekilde 2 gol yedi. Kimse ne olduğunu anlayamadı. Tıpkı Kiev’deki gibi, ancak bu kez hakemin değil kendi hatalarıyla...
CİDDİYETSİZLİK
Tek açıklaması var: Ciddiyetsizlik. Anlaşılan Beşiktaş, 2. devreye maçı kafasında bitirerek çıkmış.
Çünkü oyun anlamında kötü bir gün geçirmiyordu.
Paşa, geri dönüşün verdiği azimle çok iyi kapanırken kritik pozisyonlarda da siyah beyazlıları ofsayt ile durdurdu.
Beşiktaş’ın merkez oyuncuları, ısrarla rakibi, kalabalık tuttuğu göbekten delmeye çalıştı. Öyle ki bir pozisyonda Quaresma, Oğuzhan’a isyan etti. Sağda Gönül, taşıdığı her topu ortalasa da bunlar adrese teslim niteliğinde değildi.
ZİHİNSEL YORGUNLUK
Güneş’in, Tosic’i sol açığa, Adriano’yu ortaya çekmesi de beklediği etkiyi yaratmadı. Çünkü bunları yaparken bence kenara alması gereken adam Tolgay değil, Oğuzhan’dı.
Beşiktaş, Fabri’nin doğru düzgün eline top değmediği bir maçta sezonun ilk lig yenilgisini aldı. Dün Beşiktaş, fiziksel olmaktan çok zihinsel yorgunluk nedeniyle kaybetti. Bazen kaybetmek, sorunları daha iyi görmenize sebep olur.
Rıza Çalımbay’ın inanmadığı Kasımpaşa’yı ligde tutunur hale getiren Kemal Özdeş’i de tebrik ediyorum.
Paylaş