Paylaş
Haliyle insan, taraftarların da artık bir daha yasak gelmemesi için, özenli davranmasını bekliyor. Ancak daha dakika 1, olay 1! Yılın ilk derbisinde taş, sopa, bıçak ve palalar konuşuyor!
Misal, bir taraftar almış döner bıçağını, gitmiş Konya’ya! Giyim kuşamına bakılırsa hali vakti yerinde biri. Hani öyle hayatın sillesini yemiş; acısını bir yerlerden çıkarmak isteyen bir ezilmiş değil. Bu holiganlar yüzünden ne taraftarın deplasman hakkını savunabiliriz ne de e-bilet’in bireysel özgürlüklerle bağdaşmayan bazı uygulamalarını...
KAYBETMEYi HAK ETMEDi
Sezonun ilk derbisine en iyi Bruma başladı. Arkadaşları da onun hızıyla atağa çıkabilseydi, G.Saray ilk 15’te işi bitirebilirdi. 15’e kadar sadece rakibi karşılamak yetinen Beşiktaş, sonrasında topu aldı ve soyunma odasına da gole daha çok yaklaşan hüvviyetiyle girdi. Ki Bruma’nın Tosic’i düşürdüğü pozisyonda da haklı bir penaltı talebi vardı.
2. devre oyunun rengi yüzde 90 siyah beyazdı. Öyle ki Güneş, en çok ikili mücadele kazanan Tolgay’ı kenara alıp çift forvete geçmekten çekinmedi. Ömer girince Beşiktaş’ın hücumları, Güneş’in Jaja-Burak’lı Trabzon’unun stiline evrilir gibi oldu. Tosun da kupa getirecek iki net pozisyon bul. Kartal, 90 dakikalık bölümde G.Saray’ı ceza sahasına da pek sokmayarak, kampta çalıştığı yeni savunma terbiyesini test etti.
NECİP FANTEZİSİ
Balta’nın golü “Ey Beşiktaş, acilen stoper al. Necip fantezisinden vazgeç” demekti. Beşiktaş’ın beraberliği yakalaması sürpriz değildi. Sürpriz olan maçın 120’ye uzamasıydı. Bunun iki sebebi vardı: 1-Sahadaki Muslera 2-Sahada olmayan Gomez...
Yorgunluk ve ona bağlı gerginlikle penaltılarda kaybeden Beşiktaş, ideal olmayan 11’iyle oynadığı 120 dakikada iyi olan taraftı. Bu maçın Beşiktaş’a mesajı şudur: Bir an önce as stoperini ve as golcünü al...
Paylaş